Keyifli okumalar...
Delal, emlakçıyla görüşmesinin üzerinden bir hafta geçtikten sonra, evde otururken kapının çalındığını duydu. Kapıyı açtığında karşısında komşusu Faruk Bey'i buldu. Faruk Bey, yüzünde endişeli bir ifadeyle, "Merhaba Delal, o günkü yemekten sonra hiç konuşma fırsatımız olmadı. Senin durumunu merak ediyorum," dedi. Delal, Faruk Bey'in bu ziyaretinden ve ilgisinden şaşırmıştı ama beklediği bir durumdu. Hatta bir hafta boyunca nasıl gelmemişti Allah bilir. "Teşekkür ederim, iyiyim," dedi kısaca, sesinde biraz soğuklukla. Faruk Bey, Delal'in bu mesafeli tavrını fark etti ama konuşmaya devam etti. "O günkü olaylar hakkında konuşmak istersen, ben buradayım. Yardımcı olabileceğim bir şey varsa, lütfen söyle, bu insanlar nasıl olduda birden hayatına girip her şeyi altüst ettiler anlamış değilim. Bu da sana bir tecrübe olur canım" dedi, samimi bir şekilde. Delal, Faruk Bey'in bu iyi niyetli teklifine rağmen, hâlâ içine kapanık ve mesafeliydi. "Şu an için konuşmak istediğim bir şey yok, ama teklifin için teşekkür ederim," dedi, kibarca ama net bir şekilde. Daha sonra içinden ''Asıl altüst nıl olunur sen göreceksin, hemde en yakın zamanda'' diye geçirdi. Bu kısa ve mesafeli diyaloğun ardından, Faruk Bey Delal'in şu an konuşmak istemediğini anladı ve onu daha fazla rahatsız etmemek için vedalaşıp evine döndü. Delal ise kapıyı kapattıktan sonra, yalnızlığa geri döndü ve kendi düşünceleriyle baş başa kaldı.
Faruk Bey'in gitmesinin ardından Delal, evdeki çalışanlarını yanına çağırdı. "Bu hafta sonu bir yemek vereceğim," dedi, ciddi bir ifadeyle. "Komşum Faruk Bey, kızı Leyla ve Gökhan'ı davet edeceğim. Ayrıca Ebru ve Ekin'i de davet edeceğim." Çalışanlar, Delal'in bu duyurusuna şaşkınlıkla tepki verdiler. Özellikle Ebru ve Ekin'le tekrar bir araya gelinmesi fikri, onları endişelendirdi. Figen, "Ebru ve Ekin mi? Ama onlar..." diye başladı, sesinde tedirginlikle. Delal'in bu kararının arkasındaki sebebi merak ediyorlardı. Delal, çalışanlarının tepkilerini gözlemledi ve "Evet, onları da davet ediyorum. Hepimizin bir araya gelip konuşması gerekiyor," dedi, kararlı bir şekilde. Bu yemeğin, geçmişteki olaylarla yüzleşmek ve belki de bazı sorunları çözmek için bir fırsat olabileceğini düşünüyordu. Figen, bu duruma hâlâ tedirgin bir şekilde yaklaşıyordu. Ebru ve Ekin'le tekrar karşılaşacak olmak onu endişelendiriyordu. Ancak Delal'in bu kararına saygı duyuyor ve yemeğin nasıl geçeceğini merak ediyordu. Bu yemek daveti, Delal için önemli bir adımdı. Geçmişte yaşanan olayların üstesinden gelmek için bir fırsat sunuyordu. Çalışanlar da bu duruma alışmaya çalışıyor ve yemeğin nasıl geçeceğini bekliyordu. Bu, sadece bir yemek daveti değil, aynı zamanda bir yüzleşme ve çözüm bulma çabasıydı.
Fatma Hanım, Delal'in talimatıyla tek tek misafirleri arayarak onları yemeğe davet etti. Herkes, bu beklenmedik davete şaşırdı, ancak katılacaklarını söyledi. Misafirler, Delal'in yumuşadığını ve eski dostluklarının kaldıkları yerden devam edeceğini düşündüler. Ebru ve Ekin, konuşmadıkları için yemeğe ayrı ayrı katılma kararı aldılar. Faruk Bey de kendi başına gelecekti. Leyla ve Gökhan ise birlikte katılacaklardı. Delal, gece için yemekleri kendi elleriyle hazırlamaya karar verdi. Bu kararı, mutfakta çalışırken onu gören Fatma ve Figen'i çok şaşırttı. İkisi de bu durumun ardından bir şeyler çıkacağını düşünüyorlardı. Ebru, Delal'in ne yapmaya çalıştığını merak ediyordu ve akşamki yemeğe nasıl hazırlanacağını düşünüyordu. Yemek gecesi geldiğinde, herkes merakla Delal'in evine geldi. Misafirlerin hepsi, Delal'in bu ani davetinin ardındaki sebebi merak ediyordu. Delal'in yemek hazırlığı ve misafirlerin tepkileri, bu gecenin sadece bir yemekten çok daha fazlası olduğunu gösteriyordu.
Faruk Bey, akşamın serinliğinde Delal'in evine yürüyerek geldi. Kapıyı çaldığında, içeriden gelen aydınlık ışık ve sıcak bir atmosfer onu karşıladı. Delal, kapıyı açtığında, iki komşu birbirlerine gülümseyerek selamlaştılar. Faruk Bey, "Merhaba Delal, davetin için teşekkür ederim. Bu güzel akşamda seninle olmak çok güzel," dedi nazik bir ifadeyle. Kısa bir süre sonra, Ebru da geldi. Delal'le yüz yüze gelince, gözlerinde bir parıltı vardı. "Delal, seninle tekrar bir araya gelmek harika. Bu akşam için gerçekten çok teşekkür ederim," dedi, samimiyetle. Ebru'nun bu içten sözleri, aralarındaki buzları eritti ve eski dostlukların yeniden canlandığını hissettirdi ya da Ebru öyle düşünüyordu. Gecenin ilerleyen saatlerinde hep birlikte göreceğiz. Sonra Leyla ve Gökhan birlikte geldiler. İkili, enerjik ve neşeli bir şekilde içeri girdiler. Delal'e sarılarak, "Uzun zamandır görüşemedik, nasılsın?" diye sordular. Bu samimi selamlaşma, akşamın sıcak ve dostane geçeceğinin işaretiydi. Herkes salonda otururken, son bir konuk daha geldi: Ekin. Kapının çalmasıyla içeri giren Ekin, herkesin dikkatini çekti. Faruk Bey, Ekin'i gördüğünde şaşkınlığını gizleyemedi. Tam bir şey söyleyecekken, Leyla babasını nazikçe susturdu ve dikkatleri başka bir yöne çekti: "Hadi, yemeğe geçelim. Delal harika şeyler hazırlamış." Böylece, herkes masaya geçti. Delal'in hazırladığı lezzetli yemekler, masanın üzerinde göz kamaştırıyordu.
Delal, yemek masasına evin çalışanlarını da davet etti: Figen, Servet ve Fatma. Bu davet, masadaki herkesi şaşırttı. Ancak Delal, onların masaya oturmaları konusunda ısrarcı oldu. "Lütfen, siz de bizimle yemek yiyin. Bu akşam hepimiz için özel," dedi, gülümseyerek. Çalışanlar, patronlarının bu nazik teklifini kabul edip yemeğe dahil oldular. Masada bir kişilik boş yer kaldı ve bu durum Ebru'nun dikkatini çekti. "Delal, masada bir yer boş kalmış. Başka bir misafir mi bekliyorsun?" diye sordu, merakla. Delal, "Evet, bir misafirimiz daha var, ama biraz sonra katılacak," dedi, sakin bir ifadeyle. Herkes başıyla onayladıktan sonra yemek başladı. Delal, tek tek herkesi izlerken, masadaki sohbet de canlandı. Faruk Bey, "Bu yemek gerçekten harika, Delal. Ellerine sağlık," dedi, takdirle. Leyla, "Evet, annem de böyle güzel yemekler yapardı. Çok özledim," dedi, hüzünlü bir ifadeyle. Faruk Bey, kızının saçlarını okşayarak yanında olduğunu belirtmek istedi. Gökhan, "Yemekler kadar sohbet de güzel. Uzun zamandır böyle bir araya gelmemiştik," dedi, neşeyle. Zaten iki kere bir araya geldiler, birincisi olaylı yemekti ve ikincisi de bu akşam. Bakalım bugün nelere şaşıracak. Ebru, "Delal, seninle tekrar bir arada olmak çok güzel. Umarım bundan sonra daha sık görüşürüz," dedi, içtenlikle. Sesinden samimi olduğu anlaşılıyordu fakat asıl düşüncesini bilemeyiz. Figen, "Biz de bu akşamı çok beğendik. Delal Hanım'a teşekkür ederiz," dedi, Servet ve Fatma adına konuşarak. Delal, herkesin bu samimi sohbetine katıldı. "Sizlerle bir arada olmak benim için de çok değerli. Umarım bu tür buluşmalarımız devam eder," dedi, gülümseyerek. Yemek boyunca, eski anılar canlandı, gelecek planları yapıldı ve dostluklar pekiştirildi. Masada konuşmayan tek kişi vardı o da Ekin'di. Sürekli Delal'i takip ediyor ve ne yapmaya çalıştığını anlamak istiyordu. Sonunda dayanamayıp ''Yeter artık Delal, hepimizi hiç birşey söylemeden buraya topladın. Bunun dostane bir yemek olduğunu hiç sanmıyorum. Seni azıcık tanıdıyasam mutlaka bir sebebin vardır. Bu kadar oyun yeter bence, artık bize bunu açıklar mısın, neden buradayız'' dedi. Ekin'in bu çıkışı masada büyük bir sessizlik etkisi oluşturdu. Şimdi herkes Ekin'e bakıyor ve söylediklerinde haklı olduğunu düşünüyorlardı. Faruk Bey bile!
Delal, yemeğin ilerleyen saatlerinde, misafirlerini neden topladığını açıklamak için ve de Ekin'in bu çıkışının üzerine söz aldı. "Madem merak ediyorsunuz o zaman açıklıyım. Bir hafta önce cezaevine gittim ve emlakçıyla görüştüm," dedi, ciddi bir ifadeyle. "O bana her şeyi tek tek anlattı. Artık her şeyi biliyorum. "Bu sözler karşısında masadaki herkes çok şaşırdı. Kimse Delal'den böyle bir hamle beklemiyordu. Şaşkınlık ve merak içinde, onun ne söyleyeceğini beklediler. Delal devam etti, "Emlakçı bana her şeyi anlattı. Bu oyunun arkasında aslında Ekin değil, Ebru varmış. Ebru, Ekin'i bu plana dahil etmiş. "Bu açıklama, masadaki herkesi derinden etkiledi. Ebru, şaşkınlık içinde, "Bu doğru olamaz. Ben böyle bir şey yapmadım," diye itiraz etti, ancak sesindeki titreme, suçluluk hissini gizleyemiyordu. Delal anlatmaya devam etti. '' Cezaevine gittim. İlk başta korktum o adamla karşılaşıp yüzleşmeye ama kafamdaki şüpheleri ortadan kaldırmanın tek yolu buydu. Cesaretimi topladım ve gittim. Başta bana anlatmak istemedi fakat onu ikna etmek için şikayetimi geri çekeceğimi ve ona yurt dışında sıfırdan başlayıp kendine bir hayat kurması için fırsat sunacağımı söyledim. Bana güvenmek istemedi ama, anlatsa ne kaybedecekti ki, ben de elimde belgelerle gittim ve onu inandırdım.'' Kadın anlatırken tüm dikkat ondaydı ve masadan hiç ses çıkmıyordu. ''Emlakçı anlatmaya başladı ve duyduklarım karşısında çok şaşırdım. Ben otele ilk geldiğim zaman Ekin ile karşılaşmamız çok saçma olmuştu, hatta böyle bir insanın var olması bile toplumun zararına diye düşünmüştüm. Çünkü bana karşı çok kaba ve küstahça yaklaşmıştı. Onu reddetmiştim fakat sonradan tanıdıkça ne kadar naif ve nazik birisi olduğunu gördüm. O günki karşılaşmamız da Ebru, Ekin'in yanına gelmiş ve onu kolundan çekip götürmüştü. Bu arada Ebru ve Ekin kağıt üzerinde evlilerdi ve bu anlaşmalı evlilik bir gün bitecekti. Geçenlerde de bitti zaten. Bİlmeyenler için bunu da belirteyim. Neyse biz akşam emlakçıyla lobide otururken ben bir ara kalkmıştım sanırım tuvalate gittim hatırlamıyorum. O ara Ebru emlakçının yanına gelmiş ve benim onun eşini elinden almak istediğimi, onları ayırmak istediğimi, beni bu yüzden cezalandırmak istediğini söylemiş.'' Bu anlarda Ekin Delal'in sözün keserek ''Hatırlıyorum o günki konuşmayı. Ben anlaşmalı evli olduğumuz için bir gün Ebru ile evliliğimizin biteceğini ve seninle birlikte olmak istediğimi, senden etkilendiğimi söylemiştim. Ebru ise bu kararıma saygı ve anlayış ile karşılık vermişti, ya da ben öyle sandım.'' Delal anlatmaya devam etti. ''Daha bitmedi, emlakçı bu teklifi kabul etmemiş aslında fakat Ebru bizim amlakçıyı tehdit etmiş, eğer teklifi kabul etmezse başına bela olacağını, geçmişini araştırıp bütün kirli çamaşırlarını ortaya dökeceğini, fakat teklifi kabul ederse ona yüklü miktarda para vereceğini ve kaçması için yardım edeceğini söylemiş. Aslında boş atmış ama emlakçının da geçmişten gizli saklı bir çok işi olduğu için teklifi kabul etmiş. Parayı alıp en azından yurtdışına gider orada tekrardan başlarım demiş. Bana da aslında zarar vermeyi düşünmemiş. Ebru beni adama hafif kadın, zaten sana tamam der, sen de aldığın paraya bakarsın, ben de kocama bu durumu gösterip gözden düşmesini sağlarım demiş. Ama hiç birşey umdukları gibi gitmemiş.'' Ekin şaşkındı ve öfkeliydi, "Ebru, sen nasıl böyle bir şey yaparsın? Beni neden böyle bir oyunun içine çektin?" diye sordu, kızgınlıkla. Faruk Bey, Leyla ve Gökhan da bu durum karşısında şok olmuşlardı. Delal'in bu bilgilere nasıl ulaştığı ve emlakçının neden her şeyi anlattığı merak konusuydu. Delal, "Ben de şaşırdım, ama artık gerçekler ortada. Bu oyunun arkasındaki kişi Ebru'ymuş. Hepimizi kandırmış," dedi, kararlı bir şekilde.
Ebru, suçlamaları kabul etmeyerek, "Bu doğru değil. Emlakçı yalan söylüyor, bana iftira atıyor," dedi, sesindeki öfke ve çaresizlikle. "Belki de Ekin, Delal'le arasını düzeltmek için emlakçıyı ikna etmiş olabilir. Bu, onların oynadığı bir oyun olabilir." Faruk Bey, bu duydukları karşısında adeta şok oldu. Duygularını ifade ederken, "Bu nasıl olabilir? Ebru, seni tanıdığımı sanıyordum. Eğer bu doğruysa, çok üzücü," dedi, hayal kırıklığı ve şaşkınlıkla. "Delal, sen ne düşünüyorsun? Bu iddialar gerçek olabilir mi?" Delal ise sakin kalmaya çalışarak, "Ben de şaşkınım, Faruk Bey. Ama emlakçının bana anlattıklarını dinledikten sonra, gerçekleri öğrenmek istedim. Şimdi her şey daha net, fakat bitmedi" dedi, kararlı bir ifadeyle. ''Nasıl yani dahası da mı var'' dedi Leyla. Ve genç kadın anlatmaya devam etti.
''Ebru yaptığı bu hamle ile beni Ekin'in gözünde düşürmeye çalışırken aslında farkında olmadan onu daha çok bana doğru itti. Yaşanan bu olay yüzünden Ekin sürekli benimleydi ve bu durum Ebru'nun canını çok sıkıyordu. Bİr çözüm araken ilgisini Faruk Bey, ve bana olan bakışları çekti. Faruk Bey benim hem komşum, hem de ortağımdı ve ikimizin birlikte olması için yeni bir oyun kurması lazımdı. Faruk Bey'in duygularından emin olmak için birgün iş yerinde onu ziyaret etti ve hiç beklemediği bir teklifte bulundu. Yaptığı teklif ile hem o Ekin ile boşanmayacaktı hem de Faruk Bey ile benim aramdaki ilişki farklı boyuta taşınacaktı.'' Faruk Bey kadının anlattıklarından ne demek istediğini anlamıştı fakat hikayenin sonunu merak ediyordu. ''Nasıl yani, babamın sana karşı hisleri mi varmış'' dedi Leyla. ''Evet Leyla, hemde hisleri o kadar takıntılıymış ki, Ebru ona emlakçı ile olan oyunu anlatınca dayanamayıp emlakçıyı bulmuş ve kendi de bir oyun kurmuş.'' Şimdi tüm gözler Faruk Bey'e çevrilmişti. Nasıl yani, yeni bir oyun derken, neler oluyordu ve hikaye ne zaman son bulacaktı? Masadaki çalışanlar nasıl bir durumun içine düştüklerini anlamadan sessizce Delal'i dinliyorlardı.
''Benim hiç bir suçum yok, beni buna Ebru zorladı. Ben sadece emlakçıyla telefonda konuştum ve evin adresini söyledim. Adamın böyle bir psikopatlık yapacağını nereden bileyim.'' bunlar Faruk Bey'in sözleriydi. '' O konu hiç de öyle masum değil Faruk Bey. Emlakçı sizin onu aradığınızı ve istersen sana Delal'in adresini veririm. Senden tek istediğim onu biraz hırpalaman ve ben geldiğim sırada kaçman, bu sayede kahraman olabilirim diye söylediğinizi anlattı.'' Delal sözlerini tamamladıktan sonra Faruk Bey ''Ben olayın bu kadar büyüyeceğini ve sana zarar vereceğini tahmin etmemiştim. Amacım seni etkilemek için kahraman olmaktı fakat emlakçının gözü o kadar dönmüştü ki korktuğum için evine gelemedim. Aslında o gece çığlıklarını duydum ama cesaret edip yanına gelemedim. Eğer gelseydim bana da birşey yapabilirdi ya da beni ifşalayabilirdi. '' Dengesiz adam sanki emlakçıyı kadının başına kendi sarmamış gibi konuşuyor birde. Babasının bu davranışı karşısında Leyla büyük bir hayal kırıklığına uğramıştı. Babasıyla olan ilişkisini tekrar gözden geçirmeyi düşündü. Kendi genç bir kadındı ve başka bir kadına bunları yaşatması doğru değildi. ''Ben emlakçıya sadece evin adresini verdim, içeri nasıl girdi, ne zaman girdi hiç bilmiyorum.'' dedi Faruk Bey. ''Evet bir de o konu var. Ben biliyorum siz merak etmeyin, emlakçı bana o konuyu da anlattı. Siz ona adresi verince Ebru bilin bakalım kiminle anlaşma yapmış.'' dedi Delal. O an da, Figen'den buz gibi ter akmaya başladı. Fakat Delal sözlerine devam ederken ağzından ''Fatma '' ismi çıktı. ''Evet doğru duydunuz. Ebru, Fatma ile anlaşma yapıyorlar, Fatma sabahtan herkesin dışarıda olduğu biran emlakçıyı eve alıyor ve odasına saklıyor. Akşam herkesi düğüne gitmeye ikna ediyor ve giderken telsiz telefonu Figen'in odasına bırakıyor. Faruk Bey evin elektrik şalterlerini indirip evine kaçıyor. Daha sonra Fatma telsiz telefondan arayarak beni Figen'in odasına çekiyor. Sonrasını biliyorsunuz zaten ama bilmediğimiz birşey var, Neden bana böyle birşey yaptın Fatma Hanım? Sen benim en sadık, en güvendiğim insandın. Annemin yokluğunu seninle doldurdum ben, babam sana güvenip beni emanet etmişti. Açıklar mısın bunu neden yaptın?'' Fatma Hanımın bu hamlesi karşısında Figen ve Servet büyük hayal kırıklığı yaşadı. Hiç bekledikleri bir durum değildi. Figen genç bir kadın olarak yaşananlardan korkmuş ve tedirgin olmuştu, bunu yaşatan kişinin en güvendikleri insan olması herkesi hayrete düşürmüştü. ''Siz gelmeden önce her şey çok güzeldi. Burada kendimize bir düzen kurduk, sizin gelişinizle düzenim bozuldu. Sİz yokken bu evde benim sözüm geçiyordu, şimdi kimse varlığımı hissetmiyor. Ayrıca madem evinize, işinize bu kadar düşkündünüz, neden babanız çağırdığında gelmediniz? Adam sizin yüzünüzden öldü.'' dedi Fatma. Bu sözler Delal için derin ifadeler içeriyordu.Delal'in sonraki hamlesi sizce ne olacak ?
BÖlümle ilgili fikirlerinizi merak ediyorum, yorumlarda belirtirse sevinirim. :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AV MISIN AVCI MI
General FictionAşkın labirentlerinde kaybolmaya hazır mısınız? "Av mısın Avcı mı?" romanı, okuyucularını tutkulu ve karmaşık bir aşk hikayesinin kalbine davet ediyor. Bu etkileyici eser, iki erkek arasında kalmış genç bir kadının duygusal yolculuğunu ve içsel çatı...