6 BÖLÜM (Tehlikeli yakınlaşma)

108 15 20
                                    

Hiç bir zaman asla yapmam demeyin. Evren size mutlaka karşılık verir  ;)

‘’ Sabah sabah bu ne gürültü böyle, ne zaman bitecek bu çalışma, evimizde rahat oturamaz olduk.  Tam bir hafta oldu bu saçmalığa maruz kalıyoruz. Bahçeye çıksak toz dumandan durulmuyor, bu ne anlayışsızlık,’’ diye kendi kendine söylenmeye başlamıştı Faruk Bey, haksızda değildi. Kızıyla rutin bir hayatı olan orta yaşlı adam, bir anda sesin, gürültünün içine düşmüştü ve tatilden daha yeni dönmüştü. Böyle bir durumla karşılaşacağını bilse hiç dönmezdi. Kızı işleri idare edebiliyordu.

Genç kadın her sabah olduğu gibi bugün de erkenden uyanıp işleri yakından takip etti. Mimar ile birlikte güzel bir iş çıkarıyorlar. Tam istediği gibi ilerliyor süreç, evin bir çok bölümü tamamlanmış geriye sadece eşyaların nasıl yerleştirileceği kalmıştı. Eşya seçimine Ekin ile gitmeye karar vermişlerdi ama sonradan tek gitmenin daha doğru olacağını düşündü. Çok fazla hayatına dahil olduğu için kendini huzursuz hissediyordu. Aslında sempatik biriydi ve ilgi çekici yanı yok değildi, bekar bir erkek olsa aralarında bir şey de olabilirdi ama evli biriyle olmayı kadın kendine yakıştıramıyordu.

‘’ Bir misafiriniz var Delal Hanım’’ dedi Figen. Merakla salona doğru ilerlerken karşısında Ebru’yu gördü. Son zamanlarda bu aile ile çok sık görüştüğünü düşünürse kabul edilebilir bir durumdu. Ebru ve Ekin ile selamlaştıktan sonra ‘’ Mobilya seçimi konusunda sıkıntı yaşadığını duydum, istediğin tarzda mobilyaları bulabilmen için bir kaç arkadaşımla görüşüp katalog getirmelerini istedim, onlar da beni kırmadı. Süreç senin için yorucu geçti ve biz senin yanında olmak istiyoruz’’ dedi Ekin. Nasıl yani mobilyalar konusunda zorlanmış olması normaldi fakat bunu öğrenmiş olmaları tuhaf. Demek oluyor ki mimar her detayı bu çifte aktarıyor. Biraz tedirgin oldu fakat karşı tarafa hissettirmek istemedi. Şaşkınlığını gizleyemeyince ‘’ Ne oldu sanki bizi gördüğüne sevinmemiş gibisin, duyanda bizden kaçıyorsun sanacak’’ diye devam etti adam. ‘’ Hayır tabi ki, neden böyle bir şey olsun. Sadece sizi burada beklemiyordum, haberim yoktu bir an görünce çok şaşırdım o kadar. Ayrıca evimde davetsiz misafir pek alışkın olduğum bir durum değil, şaşkınlığımın sebebi bu.’’

Mobilyalar bir kaç gün içinde ellerine ulaştı ve evdeki son dokunuşlar artık bitmişti. Tam istediği gibi oldu her şey. Bunu hemen kutlamamız lazım diye düşündüler ve güzel bir akşam yemeği hazırlandı. Hava kararmaya başladığında, hafif bir müzik çalmaya başladı. Yemek boyunca, anılar paylaşıldı, güçlükler ve başarılar gülerek anlatıldı. Tüm bunlar olurken Ekin, genç kadını izliyordu ve daha önce onu hiç bu kadar mutlu görmediğini düşünüyordu.  Kadın, küçük bir işini halletmek için içeri gidecekti ve izin istedi. O İçeri girerken peşinden bakan Ekin, meraklanmaya başladı. ‘’Benim lavaboyu kullanmam lazım, hemen gelirim’’ diyerek Ebru’dan izin istedi ve kadının peşinden içeri girdi. Kadının odasına gittiğini görünce arkasından baktı. Kapı aralıktı, içeri girip girmeme konusunda tereddüt etti. Yanlış anlaşılmak istemiyor fakat kendine de engel olamıyordu. Kapıyı çalıp içeri girdi ve kadının kıyafetini değiştirdiğini gördü. Kadın çok şık görünüyordu, bakışlarını başka yöne çevirmeye çalışsa da engel olamadı. Kadına doğru yavaş yavaş fakat emin adımlarla ilerledi. Kadın kendine doğru gelen adamın ne yapmaya çalıştığını anlamıyordu. İncecik belinden, kaslı kollarıyla tutup kendine doğru çekti ve kadına sımsıkı sarıldı. Ne olduğunu anlamayan kadın, nasıl tepki vereceğini bilemedi. Sımsıkı sarılan adamın kollarında kendini çok huzurlu hissetmişti ve şimdi o da karşılık veriyordu. Adam, bu durumdan cesaret alıp kadının saçlarını okşamaya ve kokusunu içine çekmeye başladı. Delal, biraz ileri gittiklerini düşünmeye başlamıştı fakat engel de olmuyordu. Kadına, derin ve anlamlı bakmaya başladı, gözlerinden gözlerini ayırmıyor ve yaptığı her hamlede vereceği tepkiyi kestirmeye çalışıyordu. Öpmek istiyordu kadını, yüzünü avuçlarının arasına aldı, hamle yapmak için bir adım daha attı. Tam o esnada ‘’Ekin! Beni duyuyor musun?’’ dedi genç kadın. Adam, hayal kurduğunun farkına varıp hemen kendine geldi. ‘’Şey... Seni merak ettim. Bir şey mi oldu diye’’ durumu toparlamaya çalıştı. Kadın da kıyafetinin rahatsız ettiğini ve değiştirdiğini söyleyince, birlikte  bahçeye geri döndüler.

Faruk Bey, penceresinden, komşusunun bahçesindeki kutlama yemeğini gözlüyordu. Bir kaç haftadır süren gürültünün son bulmuş olmasına çok seviniyordu. Kadının enerjisini ve çalışanlarla olan samimi ilişkisini görmek, Faruk Bey'in içinde karmaşık duygular uyandırıyordu. Bir yandan hayranlık, diğer yandan eskimiş düşüncelerinin getirdiği bir rahatsızlık hissi. Kadındaki enerji onun ölmüş olan duygularını tekrar canlandıracak gibi duruyordu. Böyle enerji dolu komşuya sahip olduğu için şimdiden kendini şanslı hisseti.

Gecenin ilerleyen saatlerinde, çalışanlar yavaş yavaş ayrılmaya başladılar. Genç kadın, bahçede tek başına kaldığında, evine dönüp etrafına baktı. Yemek bitip, insanlar ayrılmaya başladığında, Faruk Bey hala pencerede duruyordu. Genç kadının bahçede yalnız kaldığını gördüğünde, yüzünü görebilmek ve kim olduğunu anlamak için dikkatle bakıyordu. Kadın ise ısrarla bu tarafa dönmüyor âdeta uğraştırıyordu. Saat epey geç olmuş ve hava yeterince karanlıktı zaten, baksada göremeyecekti.

Faruk Bey pencereden çekildiğinde, kendi kendine, "Eh, dünya değişiyor, biz de değişmeliyiz," diye mırıldandı. Belki de bu gecenin sonunda, Faruk Bey kendi içinde yeni bir anlayışa, belki de biraz daha hoşgörüye doğru küçük bir adım atmıştı. İçinde bastırdı duyguların yeniden canlanması onu yarın yeni bir güne hazırlıyor gibiydi.

Faruk Bey kim?
Ekin'in sakladığı ne?
Ebru'nun bildiği şey ne olabilir?
Nasıl bir oyunun içindeler?

Tahminlerinizi yorumlara yazarsanız sevinirim. Belki senin tahminin doğrudur :)

AV MISIN AVCI MIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin