13.BÖLÜM(koruyucu melek )

50 11 4
                                    

Keyifli okumalar :)

Delal gözlerini yavaşça açtığında, kendini bilinmedik bir yerde buldu. Beyaz tavanlar, üzerinde koşuşturan doktor ve hemşirelerin siluetleri, odanın içindeki yoğun ve telaşlı atmosferi belirginleştiriyordu. Kulaklarında, çevresindeki insanların koşuşturmacasının, cihazların bip seslerinin ve koridorlardan gelen ayak seslerinin yankıları vardı. Her şey birbirine karışmış, anlam kazanamayacak kadar karmaşık bir hale bürünmüştü. Dışarıda, ev çalışanları kendi aralarında endişeli bir şekilde konuşuyorlardı. "Nasıl oldu da bu hale geldi?" "Hemen müdahale etmeselerdi..." gibi cümleler havada asılı kalıyordu. Onların da yüzlerinde korku ve telaş okunuyordu, Delal'in başına gelenler karşısında duydukları endişe, ses tonlarına yansımıştı. Kadını çocukluğundan beri tanıyan Fatma ve Servet, Figen’e göre daha endişeli duruyordu. Figen ekibe sonradan dahil olmuştu ve kadını pek tanımıyordu. Gerçi Delal’in başına gelenler hangi kadının, insanın başına gelse, herkes üzülür ama bu Figen biraz soğukkanlı duruyordu.

Delal, gözlerini tamamen açtığında, çevresinde olup bitenlere tepki veremedi. Zihni, henüz yaşadıklarının şokunu atlatmaya çalışıyor, bulunduğu ortamı ve durumunu anlamaya çalışıyordu. Vücudu hareket etmiyor, dilinden kelimeler dökülmüyordu. Sadece gözleri, odayı ve içinde bulunduğu durumu anlamaya çalışan bakışlarla dolaşıyordu. Yavaş yavaş, odadaki doktorların ve hemşirelerin telaşlı hareketleri, ona yönelik dikkatli bakışlar altında, Delal kendi varlığını hissetmeye başladı. Doktorlardan biri yanına yaklaşarak nazik bir ses tonuyla, "Merhaba, nasıl hissediyorsunuz?" diye sordu. Delal, cevap vermek istese de, sesi çıkmadı. Zihni, cevap vermek isterken, vücudu henüz buna izin vermiyor gibiydi. Kafasında sanki büyük bir kütle vardı ve hareketlerini engelliyor gibiydi. Yaşadığı olayın şoku onun için atlatılamayacak travma yaratmıştı. Kendini yalnız, kimsesiz ve çaresiz hissediyordu. Fakat ölmemişti, hayattaydı ve hala nefes alabiliyordu. Bu an, Delal için, yaşadığı travmanın boyutunu ve kendini tekrar toparlama sürecinin başlangıcını simgeliyordu. Hastanede uyanmak, onun için sadece fiziksel bir iyileşme sürecinin değil, aynı zamanda yaşadıklarını anlama ve kabullenme sürecinin de başlangıcıydı. Bulunduğu ortamı ve durumu anlamlandırma çabası, zihinsel ve duygusal toparlanmasının ilk adımı olacaktı. ‘’Buraya nasıl gelmişti, kim getirmişti, ne olmuştu, emlakçı kaçtı mı yoksa yakalandı mı, biri mi kurtardı onu yoksa yerde yatan bedenini mi bulmuşlardı, en kötüsü ise emlakçı amacına ulaşmış mıydı?’’ Bunlar kadının kafasındaki soru işaretlerinden bir kaçıydı.

Müşahede odasında, Delal yavaş yavaş çevresine alışmaya çalışırken, odanın diğer ucunda Ekin'i görmesi onu derinden şaşırttı. Yanında Ebru da vardı. Delal'in zihninde birçok soru işareti oluştu. Ekin ve Ebru'nun orada, özellikle de bu kritik anda neden bulunduklarını anlamaya çalıştı. Onların orada olması, Delal'in kafasında yaşanan olayların karmaşık bir resmini çizdi. Geçen seferde olay esnasında yanında Ekin ve Ebru vardı. Bu olay onda dejavu etkisi yaratmıştı. Acil müdahalesinin tamamlanması ve durumunun stabil olduğuna karar verildikten sonra, Delal normal bir hastane odasına alındı. Bu sırada, ev çalışanları onu yalnız bırakmadı. Onların sürekli varlığı ve destekleri, Delal için büyük bir teselli kaynağıydı. Başka da kimsesi yoktu zaten, tek yakınları bu çalışanlardı. Oda, sessiz ve huzurlu bir atmosfere sahipti, dışarıda yağmur hafif hafif yağıyor ve damlaları cama vuruyordu ancak Delal'in zihnindeki sorular ve endişeler devam ediyordu. Delal, "Neler olduğunu anlayamıyorum. Buraya nasıl geldim? Ekin ve Ebru burada ne arıyor?" diye sorduğunda, ev çalışanları birbirlerine bakıştılar. Onlar da yaşananların tam detaylarından habersizdiler. "Bilmiyoruz," dediler, "Eve geldiğimizde kapıda polisler ve ambulans vardı, site sakinleri de kapıdaydı, çok kalabalıktı ne olduğunu anlamadık, ambulansın peşinden hemen hastaneye geldik. Ekin ve Ebru'nun burada olması bizi de şaşırttı." Delal, bu cevap karşısında daha da şaşkına döndü. Ekin ve Ebru'nun orada oluşu, ona daha önce yaşadığı tehlikeli anların yanı sıra yeni bir gizemin de ipuçlarını sunuyordu. Bu durum, onun kafasında çözülmesi gereken bir bulmacaya dönüşmüştü. Ancak şu anda, fiziksel ve duygusal olarak kendini toparlamaya odaklanması gerekiyordu.

AV MISIN AVCI MIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin