✢
_____________________________________________
Luke'un ağzından;
Seçmiş olduğunuz ve karar verdiğiniz şeylerin bedelini siz ödersiniz.
Size akıl verenler değil.
⛧
Babam Hodrick ile annem Marisa'nın geçmişlerini, bizim kim olduğumuzu ve nasıl burada olup nerede başladığımızı, abim Jayden ve ben hep merak ederek büyümüştük.
Babamınsa sadece anlatmak istediklerini anlattığı geçmişi, zaman geçtikçe yaşananlar ile çelişip abim ve bana anlamsız geliyordu. Hiç bir zaman bize anlattıkları tatmin etmiyor, bizi daha çok sorgulamaya itiyordu.
Malikanede asırlarca tutsak gibi yaşamış abim ile beni aklımızda bin bir tane soru işareti kalmış halde, içimizi kemiren ve her günü sorguyla yaşattıran bir hale bürümüştü. Ama babamın bize verilenlerden fazlasını sorgulamanın yasak olduğu bu malikanede, biz geçmişi irdelemeyi bir kenarı bırakmış dile dahi getiremiyorduk.
Geçmiş ile ilgili içimize attığımız her soru ve düşünce, boğazımızı düğümleyen bir hal alıyordu. Fakat, abim ve ben susup bize dayatılanı yaşamak zorundaydık.
Babam Hodrick, mühürlü bir kapı gibiydi. Kapının arkasında ise babamın sırları ve bizim geçmişimiz kilitliydi. Bu mühürlü kapının arkasına annem Marisa'yı da eklemeyi ihmal etmemişti.
Abim ve bense, kapının mühürlü olduğunu bildiğimiz halde en azından deliğinden bakarsak belki bir şeyler görebiliriz ümidi taşıyan fakat boyları kapıya uzanamayan ve biraz uzanacak olup görecek olsak babalarına bedel ödeyen iki çocuktuk. Çünkü bu mühürlü kapı babamdı, biz o kapıdan geçemedik.
Ona göre oğulları, aile fertlerinin geçmişlerini öğrenmese de olurdu. Kuralları böyleydi, kuralları her şeyden önce gelirdi. Kimin ne hissettiği, neyi merak ettiğini umursamazdı. Zira kendi bilirdi her şeyi, o yüzden rahattı. Verdiği bilgilerin dışında onların geçmişini sorgulamanın, sorguladıkça araştırmanın ve araştırdıkça bir milim dahi yaklaşıp onun öğrettikleri dışında bir şey öğrenecek ve anlattıklarının ötesini bilecek olursak, cezalandırılırdık.
Bize verilenin ötesine gitmemeyi, en başta da sorgulamamayı kuralları içerisine koymuştu. Yasaktı. Buna rağmen devam edecek olursak sonuçlarını her devam edişimizde bize, acımasızca gösterirdi.
Onun kırmızı katı kurallarının çizgisinden bir an bile olsun, yanlışlıkla dahi çıkacak olursak, bizim için sonuçları ağır olurdu. Kim bilir, belki ölüme kadar gidebilirdi.
Hatta, cesaret edip denediğim ve yasak olduğunu bile bile ona sorduğum için, bana nasıl bir bedel ödettiğini hatırlıyorum da...
Her neyse.
Biz abimle bazı zamanlar, eskiden insan olduğumuzu hayal meyal hatırlıyor gibi olurduk. Rüya gördükten sonra bir kısmını hatırlayıp anlatabilen insanlar gibi hatırlıyorduk.
Sanki çok eskiden kalma bir anı gibi hatırlıyorum. Buzlu camlar arkasında duruyormuşçasına ve biz camın arkasından bakarken, gerçeğin bulanıklığını görmeye çalışıyor gibi. Tuhaf...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUTSAL YA DA BEYAZ
VampireArada gri olmadan, başka tonların katılmadığı... Sahnenin sadece iyi ve kötüye yer ayırdığı... Siyahın yerini kutsallığa verdiği, beyazınsa masumluğa adandığı, Her iyiliğin içerisinde bir kötülük, her kötülüğün içerisinde bir iyiliğin bulunduğu, Kut...