✢
_____________________________________________
Luke'un ağzından;
Korkarım ki hiç bir şöhret,
Birini nasıl seveceğimi bile bilmemenin utancını, ortadan kaldırmayacak.
Ve en nihayetinde bizler dönüşeceğiz, yarattığımız her şeye.
Ama ben boşluğa düşmektense, boşluğa dönüşeceğim.
⛧
Bütün yaşananların üzerinden toplam 1 ay geçti...
Ve ben hala, 1 ay önce yaşadıklarımın şokunu üzerimden atamıyordum...
Özellikle ordumun içerisinde en güvendiğim ve dostum ilan ettiğim Duncan'ın, savaşın ortasında beni maruz bıraktığı ihaneti, savaştan daha soğuk bir tokat yememi sağlamıştı.
Fakat bana olan ihanetini hiç düşünmediğim bir anda başına saplanan gümüş okla, yani canıyla ödemişti. Onu kimin vurduğunu gördüğümdeyse daha büyük bir şok yaşamıştım. Çünkü onu vuran ve hiç beklemediğim anda savaşta beliren kişi abim Jayden olmuştu.
Yanıma destek amaçlı sürpriz gelişi, beni şok ettiği kadar savaştaki tüm düşmanları da şok etmişti. Bütün düşmanlarım belirsizlik içinde kalmış, onun gelişi her birinin içine korku salmıştı.
''Ne derler bilirsiniz; Dostunu yakın tut, düşmanını ise daha yakın.''
Dostum George'un insan ırkı içinde istisnai biri olduğunu ve öyle bir dostun hayatıma sadece bir kereye mahsus geldiğini unutmuş olmam, ne büyük bir aptallıktı. Duncan benim için, insan ırkının güvenilir olmadığının her zaman altını çizen Hodrick'i ne yazık ki haklı çıkartmıştı. Uğradığım ihanetin kıvılcımları tüm bedenime yayılmış, kor ateş gibi büyümüştü. Bu his daha önce Hodrick'in kanlı baloda yaşadığı hissin aynısıydı.
''Benimse, bu hayatta hiçbir şeyden korkmadığım kadar korktuğum tek bir şey vardı.''
''Hodrick'e benzeme ihtimalim...''
Uğradığım ihanet sonrası, savaşta tıpatıp Hodrick gibi savaşmış, acımasızca önüme geleni yok etmiştim. Bu korkunç ihanet hissinin bedenimde yaydığı öfke, tüm zihnimi ele geçirmişti.
Fakat her şeyden öte, içimde Giselle'e karşı adlandıramadığım ve beni korkutan derin hisler vardı. Bu hisleri daha önce hiç yaşamamış olmamın getirdiği bilgisizlik, beni boşluğa sürüklüyordu.
Her zaman yalnızlık içerisindeyken, insan ırkından bir kadının bana olan şefkati düşüncelerimi bulandırmıştı. Yanımda olduğu zamanlarda, ona karşı hissettiğim çekim hissine anlam veremiyordum.
Yıllarca onu uzaktan korumama rağmen oluşmamış, ama yanımdayken oluşmuş bu his nedir? Onun yanımda olmasıyla yok olan kibrimin, onun gitmesiyle aniden ortaya çıkması nasıl olabilir? Bizim ırkımız gereği, beslenmek dışında bir insana arzu duymak imkansızken, benim onu arzuluyor olmam nasıl mümkün olabilir?
Zihnimde binlerce soruyla mücadele ediyordum. Aynı zamanda dostum George her aklıma geldiğinde kızı Giselle'e karşı duyduğum tüm duygular için utanç duyuyordum. George'un hatırası olarak geride bıraktığı kızı Giselle'e karşı hissettiğim yoğun duygular, olmaması gereken duygulardı. Bu hisler, ölen dostuma ihanet ediyormuşum gibi hissettiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUTSAL YA DA BEYAZ
VampireArada gri olmadan, başka tonların katılmadığı... Sahnenin sadece iyi ve kötüye yer ayırdığı... Siyahın yerini kutsallığa verdiği, beyazınsa masumluğa adandığı, Her iyiliğin içerisinde bir kötülük, her kötülüğün içerisinde bir iyiliğin bulunduğu, Kut...