✢
_____________________________________________
Jayden'ın ağzından;
Şayet, taşıyorsam soğuk bedenimde bir ruh,
Ruhumu var eden tek kadına, benim eşsiz sevgilime, en sevdiğim rengime, turuncuma...
Binlerce kez hürmetle eğiliyor, selam veriyorum.
Lily...
Ellerimden kayıp giden, toz bulutu gibi göğe yükselen ve yükseldiğinde yukarıda dönen melekleri bile güzelliğiyle kıskandıran, eşsiz sevgilim...
Seni son kez sonsuzluğa uğurlarken, kalbimdeki sevginle vedalaşıyorum...
Kalbimin derinliklerinden süzülen yaşların gözlerimden aktığını biliyorum ve acı hissediyorum. Fakat artık sana veda etmek zorundayım... Bu çok zor ama buna mecburum.
Olurda bir gün bende gözlerimi kapatırsam, lütfen beni orada karşılamayı unutma.
Tıpkı seni her gece, evimiz olan nehirde karşıladığım gibi...
⛧
10:30
Dün gece Matthews malikanesinde kardeşim Luke'un verdiği ziyafetten sonra, nehir kenarına kurduğum derme çatma malikaneme geri dönmüştüm.
Çok büyük bir aradan sonra kardeşimle aynı masaya oturup kadeh kaldırmış olmak, beni geçmişe ve üstü tozlanmış zamanlara götürmüştü.
Eskiden kardeşim Luke ile birlikte Hodrick'in verdiği binlerce davete katılır, her yere birlikte gider, hiç ayrılmaz ve çoğu zaman zıtlaşsak da bu zıtlığı gülerek şakalara vururduk. İşte dün gece verilen yemek ziyafeti, bana o günleri buram buram hatırlatmıştı.
Açıkçası, anımsadığım her anı, çok mutlu olmamı sağlamıştı. Çünkü eski günlere ait her yaşanmışlık gözlerimin önünden geçmiş ve adeta masada birleşmişti. O an, sanki zamanda yolculuk yapmış gibi hissettim. Aslında o masada sadece kardeşimle değil, en değerli hatıralarımla da bulundum. Ve dün gece, hayatın bize bir kez daha göz kırptığını fark ettim.
Üstelik, Giselle'in beklenmedik bir anda bana sunduğu merhametli affı da üstüne eklenince, gecenin bende oluşturduğu mutluluk ikiye katlanmıştı. Doğrusu bu af, ondan hiç beklemediğim bir aftı. Fakat Giselle vicdanlı bir kadındı, üstelik insan ırkından olmasına rağmen. O, bir insan için beklentilerimin de ötesinde, büyük bir olgunluğa sahipti.
Zira bizim ırkımız yüzyıllarca kan emici yaratıklar olarak anılmış, hatta çoğu zaman keyfi olarak insan ırkıyla beslenmiş, acımasızlıklarla zımparalanmış, vicdan içeren tüm duygulardan mahrum kalmış, iyilikten çoğu zaman feragat etmiş ve insan ırkı için her yerde lanetli şeytanlar olarak lanse edilmişti.
Doğrusunu söylemek gerekirse, hepsi de doğruydu. Bizler oldukça kötü varlıklardık...
Hatta ırkımızı özetlemek gerekirse, her birimiz hem ölümsüz hem de soğuk kanlı birer seri katildik...
Fakat Giselle, insanlar arasında ilk defa bizim ruhumuzu analiz etmeye ve bizi anlamaya çalışmıştı. Ve anlamıştı da...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUTSAL YA DA BEYAZ
VampireArada gri olmadan, başka tonların katılmadığı... Sahnenin sadece iyi ve kötüye yer ayırdığı... Siyahın yerini kutsallığa verdiği, beyazınsa masumluğa adandığı, Her iyiliğin içerisinde bir kötülük, her kötülüğün içerisinde bir iyiliğin bulunduğu, Kut...