✢
_____________________________________________
Luke'un ağzından;
Karanlık hem korktuğunuz hem de saklanmak için aradığınız tek yer.
Bense karanlıkta gezmeyi huy edinmiş bir gölge...
⛧
Ah...
Şakak kemiklerimden çene kaslarıma kadar uzanan berbat bir baş ağrısı hissediyorum.
Hatırladığım tek şey, gece ormanın derinliklerinde sırtımı yaslayarak nefes nefese oturduğum ağaçtı. Beynimin bana yaşattığı acımasız oyundan sonra gözlerimi kapatmıştım... Fakat gözlerimi açtığımda, Slyvia'nın malikanesinde bana kalmam için verdiği odadaydım. Yatağa yatırılmıştım ve yattığım yerden etrafa bakmaya başladım.
Hemen başucumda Slyvia oturuyor, yatağın karşısında ise Maggie ayakta durmuş camdan dışarıya doğru bakıyordu. Tam o esnada, odanın kapısını açıp içeri giren ve elinde katlanmış bir kaç kıyafet tutan kişi Theo'ydu. Hızlıca elinde tuttuğu katlanmış kıyafetleri, yatağın ön tarafında bulunan siyah masaya bıraktı.
''Buraya, nasıl geldim ben?'' diyerek ayağa kalkmak istediğimde, Slyvia birden bana dönmüş ve eliyle göğsümden yatağa doğru bastırmıştı. Kalkmama müsaade etmemişti.
Slyvia, ''Kalkmaya çalışma, gece geri dönmediğin için Isaac ve ben telaşa kapıldık. Görü yaptım ve senin bir ağacın altında hareketsiz yattığını gördüm. Theo ve Maggie'yi hemen seni kontrol etmeleri için yönlendirdim. Yanına geldiklerinde öldüğünü sanmışlar, seni apar topar alıp buraya getirdiler. Luke... Sen o yağmurlu havada neden orada yatıyordun, ne oldu sana?'' diye telaşlı gözleriyle yüzüme doğru eğildi.
Nasıl olur? Bayılmış mıydım? Bu imkansız...
''Ağaçların arasında... Ahh, boşver gitsin. Neyse ne, iyiyim kalkmak istiyorum, müsaadenle.'' diyerek Slyvia'nın elini nazikçe üstümden çekip yataktan kalkmak istediğimde göğsüme daha sert bir şekilde tekrar bastırdı.
Slyvia, ''Sana kalkma dedim. Seni getirdiklerinde üstündeki kıyafetler çamur içinde ve sırılsıklamdı. Kıyafetlerini bir kaç adamıma emir vererek çıkarttırdım ve seni yatağa yatırttım. Şu an kalkmaman daha iyi olur. Merak etme kıyafetlerin temizlendi Theo getirdi. Hemen karşıda duran siyah masanın üstündeler.'' diyerek masayı gösterdi.
Slyvia, ''Odanın içerisinde, hemen solunda duran kapıdan geçtiğinde banyo yapabileceğin güzel bir küvet var Luke. Şimdi odadan çıkacağım, sende biraz dinlen. Daha sonra kıyafetlerini giyer ve istediğin zaman yanımıza gelirsin. Salonda olacağım.'' dedi ve göğsümde duran elini çekti. Gülümseyerek ayağa kalktı ve arkasını dönüp kapıya doğru yürümeye başladı.
Slyvia odadan çıkarken arkasından Theo ve Maggie onu takip etmiş, kapıyı kapatmışlardı. Hızlıca ayağa kalkıp tam küvete doğru gidecekken, birden kapı açıldı. Yatağa serili siyah çarşafı ellerimle hemen çekerek, yarım yamalak bir şekilde üstümü örtmüştüm.
Maggie, ''Oh, özür dilerim.'' diyerek gözlerini kapattı ve arkasını döndü.
''Ne istiyorsun! Kapıyı her zaman izinsiz mi açarsın?'' diye sordum sinirle.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUTSAL YA DA BEYAZ
VampireArada gri olmadan, başka tonların katılmadığı... Sahnenin sadece iyi ve kötüye yer ayırdığı... Siyahın yerini kutsallığa verdiği, beyazınsa masumluğa adandığı, Her iyiliğin içerisinde bir kötülük, her kötülüğün içerisinde bir iyiliğin bulunduğu, Kut...