✢
_____________________________________________
Giselle'in ağzından;
Geleceğin belirsizliği, insanlar için büyük bir kutsamadır!
Önümüze çıkacak yolların tamamen bilinmez olması bizi korkutsa da, aslında ne güzel!
Çünkü biz insanlar, ancak bilinmezliği keşfederek onun harika zevkine sahip olabiliriz.
⛧
07:30
Bir sürü sesler, konuşmalar, hissettiğim berbat bir baş ağrısı, dağılmış yatağım ve saçlarım... Odama kadar gelen yüksek sesli konuşmalardan dolayı, gözümü saatin yedi buçuğunda açmıştım. Dünkü partide o kadar çok içmiştim ki, yattığım yataktan kalkmak çok zor geliyordu.
Çok zorlansam da, ağırlaşmış bedenimi yataktan doğrulttum ve yatağın kenarına oturdum. İki elimi de yatağın ucuna koyarak, aşağıya doğru düşen başımı yukarı kaldırmaya çalışıyordum. Sabahın oldukça soluk mavi rengi, açmakta zorlandığım gözlerimi yakıyor, etrafa kısık kısık bakmama neden oluyordu.
Sıcak yataktan hızla kalkmış olmam ve odamın açık kalan penceresinden bedenime esen rüzgar üşümeme neden olmuştu. Bu nedenle yatağa serili battaniyeyi üstüme sararak yavaşça ayağa kalktım.
Dün gece odama nasıl getirildiğimi hatırlamıyordum. Tek bir şeyden emindim ki, kendim gelsem asla uyuduğum odanın penceresini açık bırakmazdım. Telefonumu elime aldığım zamansa, sessizdeydi. Telefonumu sessize aldığımı hatırlamıyorum, bir tuhaflık vardı...
Sabahın bu erken saatinde odama kadar gelen yüksek sesli konuşmaların sebebini anlamak için kapıya doğru yavaşça ilerledim. Ağrıyan başım ve hala dengemi bulamamış bedenimle adımlarımı dikkatlice atarken, dünkü partide ne yaşadığımı hatırlamaya çalışıyordum. Gece boyunca içtiğim içkilerin etkisiyle kafam bulanık, midem ise hala huzursuzdu.
"Bu kadar içkiyi kim kaldırabilir ki?" diye kendi kendime söylendim.
Odamın kapısını açıp konuşmaların geldiği odaya doğru yürüdüm. Kapının ardından gelen seslerin yüksekliği beni çok şaşırttı. Hafifçe kapıyı aralayarak içeriye baktığımda Carrie karşısında yaşlı bir çift ve yanlarında bulunan genç bir kadınla, oturma odasında hararetli bir şekilde konuşuyordu.
Carrie'de en az benim kadar yorgun görünüyordu. Konuşmaları arasında, yaşlı kadının dün gece ile ilgili bir takım yakarışlarını duydum. Belki de dün gece çok gürültü yapmış, insanları rahatsız etmiştik. Hiç bir şey hatırlamıyor olmam, sinirlerimi bozuyordu.
Odaya girmeden önce birkaç derin nefes aldım ve kendimi toparlamaya çalıştım. Belki de bu sabahı daha iyi hale getirecek bir şeyler söyler, dünkü anıları hatırlar ve neler olduğunu öğrenebilirdim.
Carrie, ''Günaydın Korsan G. Kahve istersen, hemen yan masada.'' diyerek göz ucuyla işaret etti.
''Günaydın, C.'' diyerek sağıma döndüm ve masadan bir bardak kahve alıp yanlarına doğru yürüdüm.
Carrie, ''Bayan Terra ve eşi Bay Randall ile tanış, yanlarında duran kişi ise gelinleri Bayan Gwen.'' dedi isteksizce gülümseyerek.
''Merhaba, hoş geldiniz. Ben Giselle.'' diyerek selam verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUTSAL YA DA BEYAZ
VampireArada gri olmadan, başka tonların katılmadığı... Sahnenin sadece iyi ve kötüye yer ayırdığı... Siyahın yerini kutsallığa verdiği, beyazınsa masumluğa adandığı, Her iyiliğin içerisinde bir kötülük, her kötülüğün içerisinde bir iyiliğin bulunduğu, Kut...