bitmek bilmeyen özlem

253 10 0
                                    

şuan buluşacağımız restoranın önündeydik oraya gitmek istemiyordum ama mecburdum bunun farkındaydım ama aması vardı işte yanıma gelen atakan abi kolunu omzuma atıp beni yürüttü içeri girdiğimizde onun bir masada bizi beklediğini gördüm

yanına varınca sandalyelerden birine oturdum ve ona döndüm tam konuşacakken gelen garson ile susmak zorunda kaldım siparişlerimizi alıp gitti bu sefer benden önce kuzey konuştu "ne konuşacaksan konuş fazla vaktim yok" sesi setti ama bunun nedeni nefret değildi kırgınlıktı bunu bu masadaki herkes biliyordu 

"evet biliyorum gitmem büyük bir hataydı ama sağlıklı düşünemiyordum sizden tek ricam beni bölmeden dinlemeniz "

yazardan

masadaki herkes pür dikkat toprağı dinliyordu 

"deryanın vefatı sonrası toparlanamadım iyi değildim sağlıklı karar veremiyordum derya ile en kötü olduğum zamanda tanıştım beni düştüğüm bataktan kurtaran o oldu ailemin yapmadığını yaptı beni dinledi anlamaya çalıştı sonrası malum aşık olduk derya benim yaşama sebebim haline gelmişti ailemle aram kötüydü hatta felaketti hep destek oldu bana bir aile oldu beni bir ailenin üyesi yaptı ben yıllar sonra onun sayesinde tekrardan aile ne demek hatırlamıştım

kardeşlerim olmuştu beni anlayan dinleyen kardeşlerim hatta onun sayesinde ilk kez bir kız kardeşim olmuştu" son cümleyi alinin gözlerinin içine bakarak söylemişti alinin kafasında fazlaca soru vardı ama bunları başka zamana saklamıştı

"neyse gel zaman git zaman ben deryaya evlenme teklifi etmeye karar verdim hatta atakanla beraber hazırlık yaptık eğer o gün o olay olmasaydı ertesi gün ona evlenme teklifi edecektim evlilik hayalleri kurduğum kadının ölüm haberi beni bitirdi doktorun gözlerime bakarak söylediği o cümle beni öldürdü 

ani bir kararla italyaya gittim bunun sebebi seni suçlamam yada senden uzaklaşmak istemem değildi alin hiç bir zamanda olmadı bunun sebebi deryaya vermiş olduğum sözdü derya benden ona bir söz vermemi istemişti eğer bir gün o ölürse kardeşini korumamı istedi 

bildiğiniz üzere deryanın bir kardeşi vardı derya eğer o ölürse onun kardeşine saldıracaklarını düşünmüştü aslında haklı da çıktı onlar deryanın kız kardeşini öldürmek istediler ama derya bir yerde yanıldı onların amacı babalarının intikamı değildi onların amacı deryanın acı çekmesiydi bu yüzden hedefleri sendin" dedi alinin gözlerinin içine bakarken

"sena ile deryanın tek bağı kan bağıydı evet sena ölse derya üzülürdü ama sen ölsen derya yıkılırdı bu yüzden hedef sendin ufaklık italyaya gidince senin de yanımda olduğunu düşünüp italyaya geldiler bu kadar geç dönmemin sebebi buydu 

onları size zarar veremeyecekleri bir duruma sokmaktı bunu başardım da ama bu sizi kaybetmeme mal oldu" dedi buruk bir tebessümle, alin daha fazla dayanamadan sorularını sormaya başladı

"ablam ölmüştü niye benim peşime takıldılar ki zaten onu bizden anlamışlardı "diye sinirle sordu "ablanın öldüğünde bile acı çekmesini isteyecek kadar hasta ruhlu insanlar onlar" diye acı içinde konuştu toprak 

"benim gitmem lazım bize açıklama yaptığın için teşekkürler ama seni affetmem için biraz zaman ver lütfen" diye konuşarak oradan ayrıldı milas "aynı düşüncedeyim" diye aynı anda konuştular alin ve kuzey. Toprak onların bu haline güldü hiç değişmemişlerdi 

milas kuzey ve alin soluğu mezarlıkta almıştı

ilk alin konuştu derya ile "ablam bir tanem soğuk mu orası üşümüyorsun değil mi bak ben çok iyiyim artık 18 oldum gerçi sen biliyorsun bunları atakan abi senin bizi hep izlediğini söylemişti ben biliyorum sen bizim yanımızdasın bak bu sefer hazırlıksız geldim ama söz bir daha ki sefere sana bir sürü mavi iris getireceğim en sevdiğin çiçek. ayrıca aramızda kalsın bir dahaki sefere sana bir arkadaşımı da getireceğim tanışmanızı çok isterim"  son cümleyi fısıldamıştı daha sonra ayağa kalkıp milasların yanına geçti

daha sonra milas derya ile konuşmak için mezar taşının yanına oturdu "ablam güzelim ne yapıyorsun kesin oradan bizi izleyip bazen kızıyorsundur bazen gülüyorsundur ama kızma bize gerçi bana vurduğu için atakan abiye kıza bilirsin ama neyse şimdi sırası değil biliyorsun ki toprak abi geldi. aramızda kalsın ben onu çok özlemişim evet bunu bizimkilere söylesem kızmaz ya da kırılmazlar ama söylemek istemiyorum çünkü bende çok kırgınım ona ama sen ona kızma tamam mı o kötü biri değil ve seni çok seviyor" milas yine acısını gizlemeye çalışıyordu bunu bilerek yapmıyordu elinde değildi yapısı buydu

en son kuzey kalmıştı "abla biliyor musun sen gittikten sonra dostlarında bize küsmüş bir daha hiç o kadar parlak değildiler sen demiştin bana 'onlar benim dostum ve onlar ne kadar parlaksa aramız o kadar iyi demektir sakın onları küstürme sönmelerine izin verme' diye ama yapamadım senden sonra onlarda küstü hem ben toprak abiye küstüm evet belki haklı ama olsun yine de söyleseydi keşke hem o salak milas özlediğini hiç gizleyemiyor benim gibi 

neyse evet ben küstüm toprak abiye ama sen küsme sen küsersen kahrolur o deli aşık" kuzeyde yerinden kalkıp alinlerin yanına gitti içlerinde deryaya karşı bitmek bilemeyen bir özle vardı ve bu geçici de değildi

onlar deryanın yanında yeniden çocuk oluyorlardı en uygunları kuzey bile 9 yaşında gibi davranıyordu bazen onlar deryanın yanındayken hiç büyümüyordu onlar için zaman donuyordu ve geçmişe gidiyorlardı 

...............

alinden

bir anlık dürtü ile ablamın defterini okumaya karar verdim, başlıyorum okumaya ama umarım sonradan pişman olmam 


şu konuya bir açıklık getirmek istiyorum ki her seferinde açıklama yapmak zorunda kalmayayım normalde bölümler her perşembe geliyor ama bazen ben günüm güzel geçtiğinde öylesine bölüm atıyorum ama bu perşembe günü gelecek olan bölümü etkilemiyor ki zaten final tarihide belli oldu çünkü final bölümünü yazdım size de keyifli okumalar 

alin gece(düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin