artık kaçmak yok

154 8 0
                                    

kuzeyden

son zamanlarda her şey yolunda gidiyordu ama bu yüzleşmem gereken bir takım gerçekler olduğu gerçeğini değiştirmiyordu maalesef. derin bir nefes alıp toprak abinin kapısını çaldım içerden "gir" sesini duymam ile derin bir nefes alıp içeri girdim .

"kuzey seni beklemiyordum ne oldu bir sorun mu var" aramızda bir sorun yoktu ama bir soğukluk vardı konuşmaktan kaçtığımız gerçeklerin soğukluğu 

"hayır bir sorun yok ama artık kaçmak da yok" bu dediğim ile afalladı beklemiyor olsa gerek "tabii gel otur konuşalım" "en son sen anlattın biz dinledik şimdi sıra sende o süreci birde benden dinle" 

"ablam öldükten sonra bir süre alin şoku üstünden atlatamadı ne konuşuyor ne yemek yiyor ne de tepki veriyordu günlerce boş duvarı izledi serumlar ile ayakta kalıyordu milas kabullenmek istemiyordu abim ise bizimle uğraşmaktan kendini düşünemiyordu o süreçte abim en az 7 kilo verdi.  asıl sorunlar alin kendine geldikten sonra başladı alin sürekli olarak seni soruyordu  senin olmadığını söylediğimiz zaman nefesi kesilene kadar ağlıyordu hatta bazen milasın ilacını kullanmak zorunda kalıyorduk doktor çok kötü olursa kullanmamıza izin vermişti 

ablam ölmeden önce ondan söz vermesini istemiş sakın kendini suçlama yoksa seni affetmem demiş tek söylediği şey 'ablama sözüm var kendimi suçlayamam ama o zaman toprak abi bizi niye bıraktı madem suçlu ben değilim niye bizden gitti artık beni sevmiyor sizde sevmeyin ben bir aileyi hak etmiyorum' başka bir şey demiyordu odasında kırılacak eşya kalmamıştı tek bir şey hariç hepimizin olduğu o fotoğraf o çerçeveye en ufak zarar gelmedi. 

milas o belki de en kötü olanımızdı ablamın gidişi ona yeteri kadar ağır gelmişti zaten annesinin ölümünü yeni atlatmışken bu çok ağırdı onun için biliyorsun zaten milas aline annesinden sonra çok bağlanmıştı ve alinin o haline şahit olup bir şey yapamamak onu günden güne iyice çökertti. her gece alinin ağlama sesini duyuyor ama hiç bir şey yapamıyorduk. milasa da en çok bu koymuştu ya zaten. o kötüyken alin hep onun yanında durdu onu sakinleştirdi ama alin kötüyken milas hiç bir şey yapamıyor öylece onun çöküşünü izliyordu bu da onu harap etti

yemek yemeyi seven obur milas gitti yerine bir lokma bile yemek yemeyen abimin zoru ile yediği yemekleri bile sonra kusmak zorunda alan bir milas geldi. o neşeli çocuk gitti yerine tüm gün  boş duvarı izleyen biri geldi kısacası o bir ruh gibi yaşadı aylarca.

abim. abim ise yıpranmaya bile vakti yoktu o o kadar çok koşturdu ki yeri geldi ilaçlarla ayakta durdu ve en acısı ise kimse ona sen ne hissediyorsun diye sormadı ve o buna alınmadı bile. belki de alındı ama bize belli etmedi bilemeyiz abim hep içine kapanıktı bize de annemlere de bir şey anlatmazdı bir sana bir ablama anlatırdı ama belki o süreçte biri sorsa o da ağlardı o da içini dökerdi ama bunu bile kendine fazla gördü 

öyle ki babamların dönemsine bile izin vermedi onlarında düzeni bozulmasın diye. her şeyin yoluna girmesi için önce alinin toparlanması lazımdı bunun içinde seni unutması. gerisini biliyorsun abim anlatmıştır. gelelim sana bunları anlatma sebebime amacım bunları duyup vicdan azabı çekmen veya kendini suçlaman değil sadece anlaman sana neden hemen yakın olmadığımızı anlaman kırgınlığımızı anlaman." ne çok konuşmuştum öyle ya. 

yazardan

evet kuzey çok konuşmuştu herkesi anlatmıştı ama kendi hariç. kuzey yine ondan bekleneni  yapmış ve kendini hiçe saymıştı kuzey hep böyleydi herkesi düşünür yardımına koşar birinin dizi kanasa hemen yarasını sarmaya çalışırdı ama konu kendisi olduğunda ölse bile iyiyim ben derdi ona göre kendi yaraları önemsizdi. kuzey yanılıyordu hem de bir çok konuda derya öldükten sonra en çok yıpranan o olmuştu toparlanması en zor olan oydu en ağır hasarı alan oydu çünkü sanılanın aksine o parkta derya ve alin yalnız değildi.

o gün kuzeyde oradaydı hatta yine sanılanın aksine derya için yardım çağıran da kuzeydi ama o günün gerçeğini kuzey dışında kimse bilmiyordu o da anlatmaya çalışmamıştı. zaten hep böyleydi sert gözüken ama kırılgan bir ruhu vardı onun en yakınlarının bile bilmediği sadece deryanın bildiği bir yanı vardı onun ve deryanın gidişi ile kuzey eskisinden de yalnız kalmıştı. 

alin gece(düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin