kuzey cümlesini yarım bırakmıştı çünkü milas odaya koşarak girdi ve "idil babaanne sizi çağırıyor" dedi bu cümle rahatlamama yetmişti. atakan abi yerinden kalkmış ve hızlı adımlar ile odadan çıkmıştı ardından hepimiz odayı terk etmiştik tam idil babaannenin odasından içeri girecekken doktor bize döndü ve konuşmaya başladı.
"hastamız hayati riski atlattı serumu bitince çıkabilir ama kendini çok zorlamaması lazım" dedi söylediklerini onaylayıp içeri girdik o esnada ateş abi ile göz göze geldim serumu yeniliyordu atakan abiye dönüp "geçmiş olsun" dedi ve çıkarken saçlarımı karıştırdı
hızla idil babaannenin yanına gidip sarıldım "korkuttun bizi" dedim kısık bir ses ile ama oda sessiz olduğu için herkes duymuştu. ama idil babaanne bizi şaşırtmadı ve "bir şey olmaz bana ben eski toprağım sizden daha gencim ben" diyerek bizi güldürmeye çalıştı e başarılıda oldu
.............
idil babaannenin serumu bitmiş atakan abilerin eve gelmiştik daha sonra idil babaanne yorgun olduğunu söyleyip odasına çekilmişti kuzey ve milas yukarda pes oynarken biz atakan abi ile oturma odasındaydık aklıma gelen şey ile ona döndüm
"abi hastanede ameliyathanenin önünde toprak ve sen yan yana oturmuştunuz ya o an sizi o şekilde gördüğümde sanki daha önce sizi o şekilde görmüş gibi hissettim. çok garip değil mi" telefonda olan bakışları beni buldu ve biran duraksadı ardından "evet garip" dedi ama ses tonu gergin gibiydi fazla takılmadım nede olsa çıkardı kokusu yakında
"ben yukarı kuzeylerin yanına gidiyorum" diyip ayağa kalktığım sırda oda ayağa kalktı "benimde dışarı çıkmam lazım akşam yemeğine yetişirim" diyip çıktı bugün onlarda kalacaktım idil babaanne için.
yazardan
alinin söyledikleri atakanın zihninde dönüp duruyordu alin toprağı hatırlamaya başlamıştı ve bu iyi bir şey sayılmaz hatta hiç iyi bir şey değildi. atakan hızla alinin daha önce gittiği doktorunu aradı ve onu şirkete çağırdı doktor gelince durumu özetlemek için konuştu
"... alinin hatırladı anı deryanın vurulduktan sonra ameliyathanenin önünde toprak ve benim beklerken bulunduğumuz durumdu" diye durumu özetledi. doktor derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.
"alinin toprak beyi hatırlaması durumunda nasıl bir tepki vereceğini bilemeyiz, fakat sonuç her ne olursa olsun alinin krizler kabuslar ve size karşı bile sert ve soğuk bir tutum sergilemesi oldukça yüksek bir ihtimal. sizin yapmanız gerek onun her koşulda yanında olmanız ve her ne yaparsanız yapın bunun onun iyiliği için olduğunu ona aşılamak. bu en azından size karşı cephe almasını engelleye bilir."
atakan duyduklarını sindirmeye idrak etmeye çalışıyordu. aklına gelen ihtimal bir an kalbinin sıkışmasına neden oldu "peki başa dönme ihtimali var mı" işte bu sorunun cevabı çok şeyi değiştirecekti hem atakan için hem de kapının ardında onları dinleyen toprak için
"evet. başa dönme ihtimali tabii ki var. çünkü alin toprak beyin onu suçladığını düşünüyordu ve bu onu çıkmaza sürüklüyordu. içten içe oda kendini suçluyordu ama ablasına verdiği söz kendini suçlamasını engelliyordu fakat toprak beyin onu suçladığını düşünmesi içindeki suçluluk duygusunu gün yüzüne çıkartıyordu. onu hatırlaması tekrardan aynı şeyleri düşünmesine yol açabilir" doktorun ağzından çıkan cümleler iki adamdı bitirmişti ama doktor onlara umut olmak ister gibi tekrar konuştu.
"fakat tam tersi de olabilir. siz toprak beyin döndüğünü söylediniz ve anladığım kadarıyla toprak bey alini sorumlu tutmuyor. alin her şeyi hatırladıktan sonra toprak bey ile yüzleşirse ve onu sorumlu tutmadığına inanırsa başa dönmeyiz. ufak ataklar ile kolayca kendini toparlamasını sağlayabiliriz." atakan duydukları ile rahatlamıştı ama geriye toprakla konuşmak kalmıştı. doktor konuşması bittikten sonra izin isteyip gitmişti .doktor çıkar çıkmaz odaya topak girdi
kafasını ellerinin arasına gömmüş atakanın omzunu destek olmak ister gibi sıktı toprak, ve konuşmaya başladı. "gece iyi olacak. doktoru duydum onun iyi olması için elimden geleni yapacağım. gerekirse italyaya geri dönerim" ne geri dönmesinden bahsediyordu bu. zaten her şey o kaçtığı için olmuştu tekrar kaçmayacaktı bu sefer olmazdı.
"sakın" dedi atakan dişleri arasından "sakın dönmeyi düşünme. bu sefer kaçmak yok koral her ne halt olduysa sen kaçtığın için oldu ve bu tekrar etmeyecek." diye gergince konuştu. ardından sessizce fısıldadı "başa dönmeyeceğiz. dönemeyiz bu sefer değil. korkuyorum başa dönmekten korkuyorum" atakan belki fısıldadı ama oda sessizdi ve toprak duymuştu. elini atakanın omzuma koydu ve "başa dönmeyeceğiz korkma" dedi ama atakan onu duymadı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
alin gece(düzenleniyor)
Tienerfictie17 yıl önce yapılan bir hata dağılmış bir aile kendi düzenimi kurmuş güçlü ama bir o kadarda yaralı bir kız yarım kalmış bir aşk yarım kalmış bir çocukluk not: argo ve boş muhabbet içerir rahatsız olan okumasın