yazardan
yemekler yenmişti milas ve lara oturma odasında film izlerken ege yorgun olduğunu söyleyip uyumaya gitmişti. alin ve yalçın ise mutfağı toparlıyordu kuzey ve acar ise bahçede konuşuyorlardı
"acar alinle bu isim konusunu hiç konuştun mu?" diye soru sordu kuzey ona göre artık alin korallara alışmıştı ve onları ailesi gibi görüyordu "hayır sence alıştı mı bize yani ona alin diyebilir miyiz artık? " diye umut dolu bir şekilde konuştu. kuzey ise sadece kafasını sallamakla yetindi
acar hızla yerinden kalkıp mutfağa gitti "yalçın bahçeye kuzeyin yanına geçsene yalnız kalmasın bize geceyle birazdan geliyoruz" diye heyecanlı bir şekilde konuştu yalçın gidince alin konuştu
"acar neler oluyor" diye merakla sordu "ikiz sana alin diyebilir miyim" diye sordu acar bu soru alinin afallamasına sebep oldu evet onlara alışmıştı ama bu soruyu beklemiyordu cevabını hiç düşünmediği bir soruydu bu
Ayrıca öyle pat diye sorulur mu be öküz
"evet yani diyebilirsiniz koral ailesi olarak" hazır hissediyordu kendini, artık bir şeyleri aşmanın vakti gelmişti. alinin yanıtını duyan acar sevinçle ikizine sarıldı ardından uykusunun geldiğini söyleyip uyumaya gitti tabii uyumadan önce yaşadığı olayı anlatan bir ses kaydını annesine attı onların da sevinmeye hakkı vardı
alin bahçeye çıkmıştı kuzeye dönüp konuştu "gamzeli bey niye gelmedi saat geç oldu" atakan hiç bu kadar geç kalmamıştı eve. bu durum alini endişelendiriyordu başına bir şey mi gelmişti acaba diye düşünüp duruyordu
o sırada atakanın arabası bahçenin önünde durdu atakanın geldiğini gören alin onun yanına gitti alinin gitmesini fırsat bilen kuzey konuşmaya başladı "yalçın ben birazdan uyuma bahanesi ile odama gideceğim biraz zaman geçtikten sonra sende uykun olduğunu söyle yanıma gel konuşacağız" yalçın anlamıştı konuşacakları konuyu
"hangi oda senin" "2. katta sol tarafta 3. oda" diye yanıtladı kuzey daha sonra odasına gitmişti tam da planladığı gibi olmuştu bir süre sonrada yalçın gelmişti zaten aynı odada kalacaklardı kuzey odasına gelen yalçına oturması için yanındaki pufu gösterdi yalçın oturunca konuşmaya başladı
"aline karşı ne hissediyorsun" kuzey her zaman açık konuşurdu kelime oyunlarını hiç sevmezdi ne düşünüyorsa söylerdi aynı açık sözlülüğü karşı taraftan da beklerdi haklı olarak "ben bilmiyorum yani alin o çok farklı bana hissettirdiği şeyler çok farklı" "ne hissettiriyor" diye sordu kuzey
Ay kuzey seni seviyorum falanda adamın kafa karışık öyle çokta üzerine gitmesen mi
"o yanımdan hiç ayrılmasın istiyorum söylediği en ufak şeyin bile benim üstümde öyle bir etkisi var ki anlatamam onunla geçirdiğim her saniye hayatımın en güzel anıymış gibi geliyor bana en ufak teması bile midemin kasılmasına sebep oluyor" diye hızla konuştu ve ekledi "onu o bulut denen çocukla gördüğüm zaman kalbimde bir ağrı hissettim bu duygunun adı ne kuzey" diye bir çocuk gibi konuştu
"sevda kardeşim sen aline sevdalanmışsın" dedi kuzey "sen aline aşık olmuşsun yalçın" diye cümlesine ekledi " ben ona aşık oldum olmasına da ya o, o bana karşı ne hissediyor bilmiyoruz belki başkasını seviyor" diye korku ile konuştu yalçın
"bak yalçın alin benim kardeşim ve ben kardeşimi çok iyi tanıyorum o da sana karşı bir şeyler hissediyor ama daha kendine bile itiraf edememiş durumda bu hisler ona çok yabancı sen sadece bekle ona zaman ver kabullensin bu hissi"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
alin gece(düzenleniyor)
Teen Fiction17 yıl önce yapılan bir hata dağılmış bir aile kendi düzenimi kurmuş güçlü ama bir o kadarda yaralı bir kız yarım kalmış bir aşk yarım kalmış bir çocukluk not: argo ve boş muhabbet içerir rahatsız olan okumasın