trajikomik

154 8 0
                                    

şarkı söyledikten sonra biraz daha takılmış eve geçmiştim şimdi ise gelecek olan misafirleri bekliyordum acarın söylediğine göre annemin kardeşi gelecekmiş eğer annesi gibiyse işimiz zor ama bakacağız çalan kapı ile aynada üstüme son kez baktım bence gayet uygundu 

hızlı adımlarla aşağıya indim kapının önünde tahminimce teyzem olan kadın ve kızı vardı yanlarına gidip onları karşıladım ama kendileri pek insan canlısı değiller ki ters ters bakıp oturma odasına geçtiler annemler arkalarından gitti ateş abi ise yanıma gelip kolunu omzuma attı ve "takma sen onları anneannemin kendi gibi yetiştirdiği biricik kızı ve torunu" sesinde bariz bir iğrenme vardı 

ona gülüp ilerlemeye başladım içeri girdiğimizde teyzem olacak şahıs bana baktı ardından annemlere dönüp konuştu "ay ışık siz bu kızı nereden buldunuz şuna bak" diye konuştu benim pek taktığım söylenemez

"neyi varmış benim kızımın gayet güzel efendi bir kız ben onunla ve olduğu kişi ile gurur duyuyorum" diye taviz vermez bir ses ile konuştu annem. acar, babam ve abi tayfası ise film izler gibi onları izliyordu

"neyi mi var ay tatlım şuna baksana hiç alya gibimi şunun giyim tarzı saçı başı ne biliyim pek ailemize laik değil gibi" buna sesli güldüm ve annemlerden önce ben konuştum 

"ah tabii sizde haklısınız ben sizin kızınız gibi değilim suratımda beni yaşlı gösteren bir ton makyaj yok ya da bulunduğum ortama abartı kaçan kıyafetler giymiyorum ha son söylediğinize gelecek olursam benim bu aileye uygun olup olamam da sizin sorunuz değil annemler de bu şekilde düşünseydi şuan burada bulunuyor olmazdım." diyip keyifle arkama yaslandım

Tabii ki makyaja ya da süslemeye karşı değilim ama onların bir ayarı var ve karşımdaki kızın belli ki bir ayarı yok

"ay tabii ki beni de alakadar ediyor senin yüzünden ailemin soy adına zarar gelmesine izin vermem hem seni kim yetiştirdi ne bu ukala cevaplar kime güveniyorsun" haspam 

"beni kimin yetiştirdiğinin hiç bir önemi yok ayrıca ukalalık olarak bahsettiğiniz şeye biz kendini savunma diyoruz son olarak ise ben arkamdaki insanlara güvenerek konuşmuyorum kendime güvenerek konuşuyorum" 

"ay anne bırak şu kızı onu yetiştiren aile milanlar anneannem söylemişti ya onlara güvenerek böyle konuşuyor" ağzına bir çarpıcağım birde yerden yiyicek yılan 

taktılar milanlara ay yeter 

"ikinci defa söylüyorum beni kimin yetiştirdiğin hiç bir önemi yok ve ben senin aksine arkamdaki insanlara güvenerek konuşmam" ay canıma tak etti he 

"yemek hazır olmuştur sofraya geçelim" diyen ise annemdi e kadında sıkıldı haklı olarak 

yemek masasına geçmiş servis edilmesini bekliyorduk bir yanımda toprak diğer yanımda yılan oturuyordu tabağıma biraz köfte alacakken toprak beni engelledi ona anlamaz gözlerle baktım "bu köftelerde kimyon var sana ayrı kimyonsuz yapıldı şimdi getirirler" açıkçası şaşırdım 

bende şaşırdım bu odundan böyle hareketler ilginç

o sırda deniz tabağıma kimyonsuz köftelerden koydu ona gülümseyip yemeğime döndüm

. . . . . . . . . . 

yemekten sonra bahçeye çıkmış sohbet ediyorduk gerçi annem babam ateş abi ve teyze şahsiyeti uykuları olduğunu söyleyip yatmışlardı biz ise bir hevesle yerinden kalkıp bize içecek getirmeye giden alyayı bekliyorduk o esnada bir bağrış duydum 

"milas andım olsun ki seni gebertirim gel buraya" lan ne oluyor kim kimi gebertiyor milas kim bilir ne halt yedi

o sırda atakan abinin evinin kapısı açıldı ilk başta koşarak milsa ardından onu kovalayan yalçın ve onları gülerek izleyen kuzey çıkıtı evin içinden milas hızla bana doğru gelip arkama saklandı yalçın ise mecburen durmak zorunda kaldı kuzey ise çoktan yanıma oturmuştu yalçında oturunca konuşmak için ağzımı açmıştım ki alya izin vermedi

"ayy misafirlerimiz mi var ne güzel" diyip elindeki içecek dolu tepsiyi kenara koydu onu dinlemeyip konuştum "ilk olarak lara ve ege nerde" "larayı kayınbabam eve çağırdı ege ise akşam yemeğini çok yemiş karnı ağrıyordu sonra bir baktık uyuya kalmış" diye konuşan geveze milastı

Kayınbabam ne be

"peki ne diye koşarak çıktınız evden ve kim seni gebertmekle tehdit etti söyle alayım kelesini" bu söylediğime alya dışındaki herkes gülmüştü. nemrut

"milas yalçının telefonu alıp kaçınca yalçında milası kovalamaya başladı"  önce milsa döndüm "telefonu ver" sözümü ikiletmeden telefonu verdi bende telefonu yalçına uzattım o telefonu alınca konuşmaya başladım "milası benden ve atakan abiden başka kimse gebertmekle tehdit edemez ayık olun aklınızı ve kellenizi alırım yoksa" bu söylediğime yalçın gülse de kafası ile onayladı çok tatlı gülüyor zalim çocuk 

bir süre sonra acar milas yalçın ve deniz abi kendi aralarında çok koyu bir sohbete dalmıştı bende düşüncelere dalmıştım ki kuzey uzak olduğu için bende bir bardak içecek isteyinceye kadar ona içeceğini verdikten sonra bende dolu bir bardağa elimi uzattım tam içecek iken kuzey beni engelledi

"alin sen bunu içemezsin kimyon çayı bu " onu onayladıktan sonra konuşmama fırsat vermeden alya konuştu "kuzeycim sevgilin falan var mı "bu az önce kuzeye cilve yaptı bana mı öyle geldi

"hayır yok açıkçası olması gibi bir isteğim de yok "diye net bir şekilde konuştu kuzey ama alya akıllanır mı hayır "ay belki karşına fikrini değiştirecek biri çıkar bebeğim" derken sen kimsin de bendim mavişime bebeğim diyorsun lolipop 

Ay sen iyice kekoya bağladın

"ay tatlım onun fikrini değiştirecek biri elbet çıkar ama bu sen olmazsın kendini boş yere zorlama " diye onun gibi konuştum yanımdaki kuzeyin güldüğünü hissetim ay ne var be gül gibi çocuğu şu yılana bırakacak değilim ya 

"belli olmaz o işler gececim" diye ağzını yaya yaya konuştu ve elini kuzeyin koluna koydu e ben bunu döverim he "sence de öyle değil mi kuzeycim" sana da kuzeyciğine de başlarım ama he 

kuzey kendini geri çekti ve konuştu "o işlerin ne olacağı belli olmaz ama kiminle olmayacağı belli" ya adama ya işte asalet işte adam gibi adamlık kimi kardeşi be aslanım benim 

artık gözlerim kapanmaya başlamıştı kafamı kuzeyin omzuna koyup gözlerimi kapattım gerisi ise koca bir karanlık

alin gece(düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin