Evet bugün doğum günümüz ben ve biricik ikizim artık 18 yaşında. Kapının açılması ile bakışlarım oraya döndü annem elinde bir elbise ile gelmişti
"Bu elbisen, giyinince makyajını yap ve aşağıya in çünkü misafirler yavaş yavaş gelmeye başladı" ay iyice stres oldum "tamam anne" demem ile odadan çıktı
bence artık hazırdım yavaş yavaş aşağıya inerken seslerin geldiği tarafa doğru yürürken karşımdaki beden ile duraksadım
tam karşımdaki bulut bana gülümseyerek bakıyordu "çok güzel olmuşsun" ona gülümseyerek "teşekkür ederim, sende yakışıklı olmuşsun" dedim
bulutla biraz daha sohbet ettikten sonra kuzeylerin yanına gittim "selaam" diye neşeyle konuştum bizim ekip bana dönüp aynı şekilde karşılık verdi ama kuzey biraz gergin gibiydi ona dönüp konuştum "bir sorun mu var" kafasını olumsuzca salladı ama bir şey vardı
acarın kulağına "acar kuzeyin bir şeyi var bana söylemiyor sen mi bir konuşsan" diye fısıldadım kafasıyla beni onaylayıp kuzeyi alıp gitti onlardan sonra milas ve lara gitti
ege yalçın ve ben kalmıştık tam konuşacaktım ki ege benden önce davrandı "ben içecek almaya gidiyorum" diyip kaçarcasına gitti
Deli sayısı birdi iki oldu
"bir melek gibi olmuşsun" dediğinde ona döndüm "bir melek olamayacak kadar günaha batmış durumdayım" bu dediğime bozulmadı aksine güldü "iyi o zaman sende benim hayatımın meleği olursun"
sanırım tam kalbimden vuruldum
Bence çok ergence bir sözdü ama nede olsa bizde yetişkin sayılmayız o yüzden susma hakkımı kullanıyorum
.............
gecenin geç saatleri olmuştu ve insanlar dağılmıştı evde sadece atakan abi, deniz, toprak, ateş, acar, milas, yalçın ve ege kalmıştı "e hadi hediyeleri aç" diyen ege ile hediyelere yönelmiştim ve geriye sadece 3 kişinin hediyesi kalmıştı yalçın toprak ve atakan abinin hediyeleri
yalçının hediyesini açtım. içinden melek figürlü bir kolye çıkmıştı ona baktığımda gülümseyerek bana bakıyordu
sıra atakan abinin hediyesindeydi önümde 2 tane paket vardı paketleri açtığım zaman çıkan hediye ile zaman benim için adeta dondu gökyüzünü andıran desenleri olan bir gitar ve D harfi kazınmış bir pena şaşkınlığımı fark eden atakan abi konuştu
"bunlar ablanın sana 18. yaş günü hediyeleri. O günden 3 hafta önce bana bunları vermişti eğer yanında olamazsa sana bunları vereyim diye" konuşması boğuktu ya da bana öyle geliyordu kafamı kaldırıp etrafıma baktım
ege ve yalçın anlamaz gözlerle bakıyordu milas, kuzey ve atakan abi ise özlem ve buruk bir şekilde bakıyordu acar ve abimler ise beni izliyordu toprak ise anlam veremediğim bir şekilde bakıyordu
hızla koşup atakan abiye sarıldım "abi sen bunları nasıl sakladın ağır gelmedi mi sana bu emanetler" "hayır ağır gelmedi ablamın bana verdiği emanetleri bir ömür bile yorulmadan saklardım kendimden bile" dedi ama bunu derken kabinin kaç parçaya ayrıldığını ben bile bilmiyorum
"neyse sıradaki hediyeye geç bakalım alincik" diye neşeli bir şekilde konuşmaya çalıştı milas toprağın hediyelerini açmak için harekete geçtim ama
içinden çıkan hediyeler ablamın eşyalarıydı onun müzik kutusu ve bir defter toprağa anlamaz gözlerle baktım "ne oluyor burada ve ablamın müzik kutusunun sende ne işi var" bağırmasam bile sesim serti
ege ortamı yumuşatmak için konuştu "gece belki ablanın değildir benzerdir" ah ege keşke "hayır ablamın kutunun sağ alt köşesinde ablamın adı ve soy adı yazıyor yetmezmiş gibi altta onun imzası kazınmış"
gözlerim dolmuştu ayakta duramıyordum başım ağrıyordu "defteri oku her şeyi anlayacaksın" dedi toprak hızla defteri aldım, alamam ile dengemi kaybettim yalçın hızla yanıma koştu ve beni koltuğa oturttu
defterin ilk sayfasını açıp sesli okumaya başladım
"alinim minik kız kardeşim eğer sen bu defteri okuyorsan artık ben yokum demektir ama üzülmek yok ben yoksam atakan var kuzey var milas var hatta toprak abin var hem artık bir yetişkin oldun sonunda o hayalini kurduğun eve taşınabilirsin tabii hala istiyorsan. sen tabii şuan bu defterin olayını anlamaya çalışıyorsun bir yandan da abilerinin hediyeleri falan kafan karıştı ben hemen açıklayayım güzel kardeşim.
bu hediyeleri ben abilerine paylaştırdım sana kuzeye ve milasa 18. yaş günü hediyeniz olarak kendimden birer parça bırakmak istedim sana o çok istediğin gitarım ve penamı verdim ha birde müzik kutumu çünkü sen o müzik kutusunun senin çok seviyordun
bu defter ise benim defterim duygularımı ve iç dünyamı yazdığım bir defter. gelelim bunu sana verme sebebime sen daha küçük bir kız çocuğuyken bile çok zeki ve düşünceliydin e tabii benimde o zamanlar pek iyi bir ruh halinde olduğum söylenemez haliyle fark ediyordun bazı şeyleri
işte o kafandaki soruların nedenleri bu defterde yazıyor bazen okudukların sana ağır gelecek ama yanında hep ailen olacak bunu biliyorum hem unutma aile kan bağı ile olunmaz can bağı ile olunur işte bu bu yüzden sen düştüğünde yanına ilk atakan olacak ilk kuzey olacak ilk milas olacak
onlar senin ailen bana böyle söylemiştin ilk tanıştığımız gün hatırlıyor musun. hem belki ailene yeni üyeler de katılır belki başka abilerin kardeşlerin olur hatta bakarsın erkek arkadaşın olur seni asla bırakmaz tıpkı toprak ve ben gibi hem unutma toprakta senin abin oda seni yalnız bırakmaz
sevgilerimle derya*
kafamı kaldırıp toprağa baktım "sen o olamazsın sen benim toprak abim olamazsın o gitti çok uzaklara gitti benden uzaklaştı istemedi beni sen o olamazsın"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
alin gece(düzenleniyor)
Fiksi Remaja17 yıl önce yapılan bir hata dağılmış bir aile kendi düzenimi kurmuş güçlü ama bir o kadarda yaralı bir kız yarım kalmış bir aşk yarım kalmış bir çocukluk not: argo ve boş muhabbet içerir rahatsız olan okumasın