ay bölüm ismi bulamadım idare ediverin :)
kandilimiz mübarek olsun dua eder dua beklerim
ya bişy diiicem sizi çok seviyorum iyi ki varsınız hala hikayelerimi okuyorsunuz
teşekkür ederim...
ağlayan yazar emojisi :'(
selam ederim...
**
Boğaz manzaralı bir villanın girişindeydik. Kapının önü lüks araçlarla doluydu. Biraz yavaş bir şekilde ilerleyen lüks araba kuyruğunda bizden önce gelen konukların araçlarından aheste aheste inmesini izliyorduk. Yağız asık bir suratla arabanın direksiyonunu iki eliyle sıkıca kavramış arada dikiz aynasından Betül'e kaçamak bakışlar atıyordu.
Betül üzerindeki pembe tüllü kıyafeti değiştirmişti. Ama değiştirmese daha mı iyi olurdu bilemiyorum. Üzerine kırmızı renkte, bedenini tam olarak sımsıkı saran, mini bir elbise giymişti. Göğüsleri ve kalçası insanın gözünü alamayacağı kadar dikkat çekerken dudaklarına sürdüğü kırmızı ruj da elbisesi ile aynı tonda olduğu için insanı hipnoz eden bir renk uyumu sergiliyordu. Saçlarını gelişi güzel bir şekilde topuz yapmış dağınıklıkla toplanmış arasında ince çizgide bırakmıştı. Bir görenin bir daha bakacağı kadar dikkat çekiciydi.
Önümüzdeki araba birkaç adım ilerleyince Yağız da arabayı hafifçe ilerletti. Ve homurdandı. Yol boyunca homurdanmıştı zaten.
"Efendim," dedi Betül sonunda. "Bana söylemek istediğin bir şey mi vardı?"
Bu kız kaşınıyordu. Yani Yağız'ın öfkesini burnundan çıkan dumanlardan ben bile anlıyordum. Rüzgâr ön yolcu koltuğunda oturmuş sessizce arkadaşının sakinleşmesini bekliyorken Betül kavga etme havasında gibi görünüyordu.
"Sosyete partisine gidiyoruz. Sen müşteri arayan bir eskort gibi giyinmişsin."
Betül kesik bir kahkaha atarken ben kolunu tutup "Öyle demek istememiştir," dedim.
"Bal gibi öyle demek istedi Gülce. Kendisi öyle kadınları çok iyi bildiği için hemen etiketi yapıştırdı tabi. Sen ne oluyorsun bu durumda aldığı paradan memnun olmayan satıcım mı? Hem belki yağlı bir müşteri pardon zengin bir sevgili bulurum davette belli mi olur?"
Yağız sıktığı dişlerinin arasından "Betül yapma şunu," diye inledi. Direksiyonu tutan elleri bembeyaz olmuştu.
Rüzgâr başını çevirip çaresiz gözlerle bana bakıyordu. Bu ikilinin yanında gergin olmamak mümkün değildi. Ben de ona elimden bir şey gelmiyor bakışı attım. İkimizin de gözü yaşlı.
"Gayet güzel görünüyorsun Betül. Eminim davette çok daha cesur giyinen kadınlar olacaktır. Aslında bir yerde sosyetenin değil mafyanın ilgisini çekmemiz gerektiğini düşünürsek... Kıyafetin daha uygun olmuş bile olabilir."
Ah canım kocam nasıl da kıvranıyordu toparlamak için. Yağız'ın kolunu tutup "Betül senin yanında olacak eminim ona yan gözle bakılmasına izin vermezsin," dedi.
"Yan gözle mi? Ona iştahla bakacaklar ve ben hiçbir şey yapamayacağım!" Yağız dikiz aynasında Betül'e kaşlarını çatmış sert bakışlarla bakıyordu.
"Ne yapayım kimse bakmasın diye entari mi giyseydim? İştahla bakmakla onu yiyebilmek aynı şey değildir. Bunu şimdiye kadar öğrenmiş olman gerekirdi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi Kuş ile Küçük Kız
Novela Juvenil"Uzatmayacağım Baba. Paraya sıkıştım." Kafası ile beni işaret etti. "Kızı kaça okursun?" Ne demek istedi? Ne demek istedi! NE! DEMEK! İSTEDİ! "Boş muhabbeti sevmiyorsun. İyi güzel." Rüzgâr fıst diyip burnunu çekti. "Paraya ve mala ihtiyacım var. Sık...