Sabah 5'de uyanmıştım alışkanlıktan dolayı hep bu saatte uyanırdım. Sabah sporu yapmak için bavulumdan şort çıkardım onu giyip odadan çıktım. Evin içinde değişik sesler vardı. Biri öpüşüyor gibi mi desem kadın inlemesi mi desem öyle sesler duyuyordum. Acaba delirdim mi diye düşünerek yavaş yavaş inmeye devam ederken koltukta gördüğüm manzarayla gözlerim faltaşı gibi açıldı. Lan Altay Komutan ve bir kadın koltukta bildiğin yiyişiyordu. O anki şokla ayağımı ayakkabılığa vurdum ve bir kaç ayakkabı sesli bir şekilde yere düştü. Şimdi ikisi de durmuş ve bana bakıyordu. Çok utanmıştım ve muhtemelen kızarmıştım, sarışın olduğum için hemen kızarırdım zaten lanet olsun ki.
"Ç-çok pardon. Ben zaten spor yapmaya çıkıyordum. Eee şey siz d-devam edin.
Altay Komutan bana bakmış sırıtıyordu. Kadın doğal olarak sinirliydi ve şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Bu adamda utanma da mı yoktu. İnsan utanır da yüzüme bakmaz be.
"Misafirin mi vardı Altay?"
Onlar tartışadururken bende hemen çıkıp ortamı terk etmiştim. Dün akşam yemek yerken. Evin 4-5 km ötesinde minik bir tepeyi gözüme kestirmiştim. Oraya tırmanıp orada sporumu yapar temiz bir hava alır kafa dinlerim diye düşünmüştüm. Ama sabah yaşadığım trajikomik olay yüzünden şuan sadece kahkaha atmadan uzaklaşmaya çalışıyordum. Evin yakınlarında gülmek istemiyordum. Şimdi bizim toroman bizi duyarsa gelir ağzıma sıçar falan. Hem zaten ben çıkınca devam etmişlerdir. Tavşan gibi birbirlerine çullanmışlardı zaten. Of Allah'ım ya düşündüğüm şeye bak güleceğim yemin ederim şimdi diye içimden geçirerek hedeflediğim konuma ulaşmıştım bile.
"Evet Deniz, nasıl çıkacaksın şimdi bir düşünelim tartışalım."
Uzaktan bakınca bu kadar zor ve dik durmuyordu. Eğitimlerde çıktığımdan daha sakat duruyordu. Düşüp başıma bir iş alabilirdim ve ben bu adamın yanında böyle şeyler yaşamak istemiyordum.
"Çıkarım ya çıkarım."
"Bok çıkarsın."
"ANANIN-"
Bir anda arkamdan gelen sesle tabiri caizse altıma sıçmış bulunmaktaydım. Gulyabani Altay tam arkamdaydı. Allah'ın delisi ne ara gelmişti. Ses bile duymamıştım.
"He bir de anama küfür et tam olsun."
"Ne ara geldiniz ben sizi içerde şey-." dayanamamış ve patlamıştım. Şuan gülmekten iki kelimeyi bir araya bile getiremiyordum. Altay dik dik bana bakıyordu.
"Ne gülüyorsun lan?"
"Ah karnım. Çok pardon çok özür dilerim. Haha ay çok kötü oldum."
"Hala gülüyor."
"Böldüm mü?"
"Sence?"
Flashback
Altay'dan:
"Misafirin mi vardı Altay?"
"Hm."
"Cidden..."
"Devam edelim çıktı işte." eğilip tam öpeceğim sırada beni durdurdu.
"Farkında mısın ama iki aydır sadece sevişiyoruz."
"Yani farkındayım evet. Niye ki?" dedim ve yüzüme dik dik baktı. Kendi istememiş miydi? Ben aşık olmam ya da sevgili olmam. O tür duygulara sahip değilim diye onu uyarmıştım en başından. Şimdi ne değişmişti?
"Öküz. Öküzsün sen Altay!" diyip bir anda üstünü düzeltip kalkıp gitti.
Şaşırmıştım açıkçası. Baştan böyle anlamamıştık. Duyguları vardı bana karşı. Yani sanırım. Pek anlamazdım ben öyle şeylerden. Öyle işlerle uğraşmazdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dere Boyu Kavaklar
FanfictionYaşadığı olay yüzünden askerliği bırakmak zorunda olan Altay'ı geri dönmesini sağlamak amacıyla ikna etmesi için görevlendirilen Deniz, askeriyede herkesin korktuğu ve korkunç biri olarak anlattığı adamın asıl kişiliğini görür...