Abimle biraz dertleşmemiz onu biraz rahatlamış olsa da nuh diyip peygamber demiyordu. Kenan albaya asla söylemeyeceğini söylüyordu.
"Yavrular hadi sofraya gelin babanız geldi." dedi annem.
Babam geldiğimi bilmiyordu. 2 yıl boyunca sadece bacaklarım tutmadığı için 6 ay onlarla kalmıştım. En son dayanamayıp tedavime tek başıma devam etmek isteyip evden gitmiştim. O günden beri ikisiyle de görüşmüyordum.
Sofranın baş köşesinde oturan babamla göz göze gelince yine bana soğuk ve tepkisiz baktığını fark ettim.
"Yürüyorsun." annem buna şaşırmamıştı babamın aksine. Babam inatçıydı. Evden gittiğimden beri adımı bile geçirmediğinden emindim. Annem ara sıra arardı kızsam bile açıp biraz konuşurdum. O o yüzden biliyordu yürüdüğümü.
"Çok şükür. Çok acı çekti ama yürüyor eskisi gibi. Dedim ya sana baba, Altay daha iyi yürüyor 8 aydır diye." dedi abim araya girerek.
"Ailemize zorluk çıkarmasın bu ayaklar." dedi babam imali bir şekilde.
Kafamı iki yana sallayıp güldüm hala aynıydı evladının yürümesine sevinmiyordu bile. Sandalyeyi çekip oturdum. Abim Ege'yi mama sandalyesine oturtup,yanıma oturdu. Uzun zamandır gelmediğim için herkes sessizce yemek yiyordu. En son yemek yediğimiz de evi terk edip gittiğim için kimse -babam dahil- bana bir şey demiyordu. Yavaş yavaş yemeği yerken konuşmaya başladım.
"Aslında gelmeyecektim ama hazır İstanbul'a gelmişken yanınıza gelmek istedim. Hem sizden bir şey isteyeceğim hemde bir haber vereceğim."
"Eğer şirketin ile ilgiliyse biliyoruz oğlum abin bahsetti." dedi annem.
"Yok. Onla ilgili değil."
"Ne o zaman Altay efendi. Saadete gel." dedi babam gergince.
"Ben Muğla'da ki evdeyken terör saldırısına uğradım."
Annem şok olduğunu belli eden bir tepki verse de babam bunu biliyormuş gibi tepki verdi.
Babam alaycı bir gülümseme ile konuştu:"Eee oğlum? Bıraksan bile kurtulamıyorsun. Sana daha 18 yaşında demiştim gitme diye."
"Konu bu değil. Şuan bu sofrada oturuyorsam Deniz sayesinde konu bu."
"Deniz kim?" dedi annem merakla.
"Deniz... Deniz Teğmen. Kenan abi yollamış beni ikna etmesi için." dedim iç çekerek. Deniz aklıma gelmişti. Deniz... Deniz ve gözleri...
"ZATEN HER ŞEY ONUN BAŞININ ALTINDAN ÇIKTI HALA ABİ DİYORSUN." diye sinirle çıkıştı babam.
"Baba lütfen sesini alçalt. Ege korkuyor." dedi sesi titreyen abim.
"Altay sen ikna olmadım değil mi? Sana dönmek yok demiştim?" dedi sinirle babam.
"Aslında yürümeye başladığım günden beri aklımdaydı ne yalan söyleyeyim."
"Annem yapma."
"Deniz biraz tatil yapsın diye 2 ay yanımda tuttum ama zaten dönmek planlarım arasındaydı."
"ALTAY SENİN DEDİKLERİNİ KULAKLARIN DUYUYOR MU ?"
"Ben daha fazla mahkum hayatı yaşayamam. Sende döneceğimi biliyordun bu yüzden tedavimi geciktirdin. Ama gel gör ki şuan yürüyorum baba." dedim babamın aksine sakince.
"Dönersen evlatlıktan reddederim."
Kollarımı iki yana kaldırıp omuz silktim.
"O senin bileceğin iş Kürşat bey. 18 yaşımdan beri pek de evlat değilim zaten."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dere Boyu Kavaklar
FanficYaşadığı olay yüzünden askerliği bırakmak zorunda olan Altay'ı geri dönmesini sağlamak amacıyla ikna etmesi için görevlendirilen Deniz, askeriyede herkesin korktuğu ve korkunç biri olarak anlattığı adamın asıl kişiliğini görür...