"Yukarı çıkalım. Eve geçersek yakalarlar." kayalıkları kastediyordu."Silahım evde Altay."
"Bir şey olmaz saklanalım askerler gelene kadar."
"Altay iyi misin kaç kişiler bilmiyoruz. Ölelim mi boku bokuna lan!" dedim sesli bir şekilde.
Fena sinirlenmişti.
"Deniz dediğimi dinle çık şu tepeye hemen!" dedi. Çok sinirliydi şuan. Gerginlikten ölecektim.
"Hay sikeyim." bir de Altay beyin gerginliği eklenmişti.
Benim önden çıkmamı söylediği için merdiveni dayayıp çıkmaya başladım. Ben çıkınca beni bırakıp eve doğru koştu.
"Nereye amına koyayım? ALTAY!"
Kaç dk geçti gerginlikten fark edememiştim bile ama Altay sonunda merdivenden çıkıyordu.
"Al silahını getirdim."
Çıkıp merdiveni de yukarı çekti. Kendine tüfek bana da silahımı getirmişti.
"İçi dolu muydu?"
"Dolu." dedim kontrol ederken. Yedek kurşun bile getirmemişti. Sadece silahları alıp gelmişti.
Korkudan bembeyaz olmuştum. Dönmeyecek sanmıştım. Ben bir şey anlamadan beni bir anda tutup çalılıkların arkasına çekti,dönüp bahçeden içeri giren 5 kişiyi görünce neden bir anda çektiğini anladım.
4 kişinin en önünde tanıdık bir yüz vardı. Bahar.
"Vay amk." dedim sessizce.
"Hassiktir." diye karşılık verdi.
"Sikiştiğin kadının terörist olduğunu fark etmemen çok özel Altay Tekin." dedim dalga geçer gibi bir sesle.
"Alnında yazıyor ya amına koyim. Nerden bileyim ben?"
Güldüm sessizce.
"Senin için geldiler."
"Ne?"
"Beni zaten kontrol ediyorlardı. Biliyordum. Ama Bahar olduğu aklıma gelmedi. Paslanmaya başlamışım."
"Anlamadım?"
"Ben askeriyeyi bıraktığımda doğru mu diye gece kontrole geliyordu orospu çocukları. Ben İstanbul'dayken. Ama sadece bunla yetinebiliyorlardı.Aile evime yaklaşamazlardı babamın kolu uzundur ama ben yinede ne olur ne olmaz diye buraya yerleştim. Huzur kaçırmayı sevmem."
"Buraya gelmediler mi?"
"Geldi piçler. Fark etmiyorum sandılar."
"Neden sana bir şey yapmadılar."
"Bize dokunmayan yılan bin yaşasın dediler herhalde. Ne bileyim bilmiyorum. Öldürürler diye sevindim ama bir kaç ay baktılar sadece daha da kontrol etmediler. Yani ben öyle sandım herhalde çünkü gelen giden yoktu. Eeee Bahar kontrol ediyormuş demek."
"Vay kahpe." dedim dişimi sıkarak. Hem adamı kontrol edip hem koynuna mı girmişti. Üstüne sürekli olarak biz neyiz diye soruyordu. Evlenmek falan istiyordu. Şeytan bile şaşırırdı bu işe.
"Seni görünce döneceğimi falan düşündüler herhalde."
"Asker olduğumu nerden anladılar amk?"
"Deniz künyeni Bahar gördü."
"Hasss doğru ya, sormuştu."
Biz konuşurken silah sesi gelmişti. Dönüp oraya baktık. Evdeki random bölgelere silah sıkıyorlardı.
Altay'ın telefona mesaj geldi. Muhtemelen Bahar'dandı. Telefon elindeydi. Görüyorduk buradan.
"Beni yokluyor."
Bahar: Altay nerdesin? Konuşalım.
Altay: Şehire indik.
Bahar: Ne? Arbadan burada.
Altay: Otobüsle gittik.
Kadın telefonu yere atıp çığlık atmıştı.
"NERDE BU HAY SİKEYİM! ARAYIN HER YERİ." diye bağırdı. Öyle bir bağırdı ki biz bile duymuştuk.
"Beni aradığına emin misin?"
"Sen ve ben diyelim."
"İnanmış mıdır?"
"Sanmam. Buralarda olduğumun farkında."
"Ne yapacağız?"
"Askerlerin yardıma gelmesini bekleyeceğiz. Benim tüfek ve senin beylik tabancanla kendimizi vurarak intihar falan ederiz anca."
"Doğru ellerinde el bombası bile var yavşakların."
"Nerden gördün lan onu?"
"Gözlerim iyi görür." diyip göz kırptım.
Helikopterin sesi duyunca havaya bakmıştım. 10 dk içinde gelmişlerdi. Şükür kurtulduk diye sevinirken bize doğru koşan teröristleri gördüm.
"Hassiktir." refleks olarak Altay'ı arkama çekip çalılıkların arasından nişan almıştım.
Baharın solundaki teröristin kafasına doğru nişanı aldım. Bize 80 metre yakına geldiklerinde tetiği çektim ve alnının ortasından vurdum. Koşan teröristler arkadaşlarının vurulmasıyla durmuştu. Helikopter hala tepemizde dolaşıyordu. Arkamı dönüp Altay'a baktım. Şok olmuş bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu. Ona bakıp gülümsedim.
Teröristler bu sefer diğer yöne koşmaya başladılar. Çünkü helikopter boş alana inmişti ve içinden 5 asker çıkmıştı. Birbirlerine ateş ediyorlardı. Bahar kaçıyordu. Yok ben bu karının kaçmasına izin vermem.
Altay gitmemem için beni tutmuştu ama kolunu itip merdiveni kayalara dayayıp hızlıca aşağı indim.
"Deniz üzerine sadece şort var nereye gidiyorsun amına koyayım?"
"Sus Altay sen gelme!"
"Hay amk!"
Ben inip peşimden koştu. Ben Bahar'ın peşinden koşuyordum.
Helikopter boş bir alan bulup oraya inmişti ve içinden 6 asker daha, bize yardıma gelmişti. Diğer teröristler son çare askerlere ateş açmıştı ama nafile bizimkiler Bahar hariç diğer üç kişiyi de vurmuştu. Bahar evin çaprazındaki ormana doğru koşuyordu. Ama ben onu bırakmaya niyetli değildim.
"Deniz dur gitme bırak. " diye bağırdı Altay. Ama çokta umrumda değildi şuan. Bir kişi bile kaçamazdı şuan.
Yalın ayak peşinden koşuyordum, ayağıma bir şeyler batıyordu ama umrumda değildi şuan. Adrenalinden acı hissetmiyordum. Altay da peşimden koşuyordu. Bahar'a yaklaştığım sırada durup arkasını döndü.
"Teslim mi olursun vurayım mı Bahar?"
"Haha Deniz'e bak sen, gerçi askersin ne beklenir senden?"
"Aaa ne demek ne beklenir çok ayıp ediyorsun. Ben sana seçenek bile sundum."
"Sus lan." diyip silahına elini attı.
"Dur!" diye bağırdı Altay arkamdan.
"Bahar dur! Yemin ederim yaşatmam seni. Hele bi ona dokun."
Kadın gülümseyip silahın tetiğini çekti, her şey o kadar hızlı gelişmişti ki ne olduğunu anlamadan silahın patlama sesini duydum ve geriye doğru savruldum.
"Deniz!" diye bağıran Altay'ın sesi resmen çınlama gibi gelmeye başlamıştı midem bulanıyordu. Zaman algımı kayıp etmiştim elimdeki silahı alıp kadının tam kalbine sıktı. Kadın yere devrilirken bende kasıklarımdan bacağıma doğru bir sıvının aktığını hissettiğimde elimi oraya attım ve o sıvının kanım olduğunu anlayınca arkamı dönüp Altay'a baktım.
"Vuruldum."
Evett ben ve benle beraber okuyan 10 okuyucum 😭 umarım beğenirsiniz 🥺 yorum yapmayı unutmayın fikirlerinizi esirgemeyin sizleri seviyom
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dere Boyu Kavaklar
FanficYaşadığı olay yüzünden askerliği bırakmak zorunda olan Altay'ı geri dönmesini sağlamak amacıyla ikna etmesi için görevlendirilen Deniz, askeriyede herkesin korktuğu ve korkunç biri olarak anlattığı adamın asıl kişiliğini görür...