Doktor, Deniz'in yarasını kontrol ederken Altay'dan köşede onları izliyordu. Fena kanamıştı ama Deniz sesini çıkarmıyordu. Hala sinirliydi. Altay, Deniz'in sinirinin neye olduğunu biliyordu ama ondan dinlemek için sormamıştı.
"Dikişleriniz zarar görmemiş. Kendinizi kastığınız için kanamanız olmuş. Temizleyip pansumanınızı yaptım. Bugün akşam bir daha pansuman yaparsanız iyi olur. Kendinizi çok kasmayın. İyileşmesi uzun sürer yoksa. Geçmiş olsun." dedikten sonra yanlarından ayrıldı doktor.
Gömleğini giyinen Deniz'e yardım etmek için yaklaştı Altay. Yavaşça kolunu geçirmesine yardım etti. Nefes alışverişlerinden hala sinirli olduğunu anladı sarışınının.
"Deniz ne oldu anlatmak ister misin?"
Deniz , Altay'ın gözleriyle kısa süreli bir temas koyup başını eğdi. Boğazındaki yumru konuşmasına izin vermiyordu. Konu hakkında bir kelime etse ağlayacak gibiydi.
Altay yere çöküp, sol eliyle Deniz'in yanağını okşadı. Bu Deniz için artık son damlaydı. Gözlerinde tuttuğu yaşları akıttı. O da neden ağladığını bilmiyordu. Ayrılmak mı koymuştu bu kadar? Yoksa aldatılmak mı?
Deniz sessizce ağlarken, Altay Deniz'in gözlerindeki yaşları sildi. Yerden doğrulup, Deniz'in yanına oturdu. Deniz'in omuzlarından tutup yavaşça kendi göğsüne yasladı sevdiğini.
"Ağladığını kimseye söylemem merak etme."
Deniz, Altay'ın bu dediğine daha çok duygulanıp Altay'a sımsıkı sarılıp ağlamaya devam etti.
***
"Nereye gidiyoruz?" dedi Deniz.
"Bir arkadaşımın oteli var. Otelin alt kısmında meyhane var. Oraya gidiyoruz. Kafan dağılır."
"Gerek yoktu."
"Sahilde ağlamak yeterli gelmez diye düşündüm."
Cevaplamadı Deniz. Evet yeterli gelmemişti ona. Eve gidince sabaha kadar düşünüp uyuyamayacaktı.
Hastahaneden çıktıktan sonra biraz sahilde oturmuşlardı. Deniz ağlamak yerine boş boş saatlerce etrafı izlemişti aslında, Altay da onu.
Arabayı otelin önüne park eden Altay inip Deniz'in kapısını açtı. Anahtarı valeye verip içeri doğru ilerlediler. Altay'ın arkadaşı onları karşıladı. İçeri girdiklerinde kimse olmadığını fark etti Deniz.
"Neden kimse yok?"
"Bugün kapalı meyhane."
"E biz?"
"Ben kapattım ondan kapalı. Rahatça iç ağla istediğini yap çekinme. Benden başka kimse bilmeyecek."
"Teşekkür ederim." diyip gülümsedi Deniz. Altay sadece kafasını sallayıp hiçbir şey demeden oturduğu yerde bir şeyler yapmaya devam etti.
Altay'ın bu tavrı Deniz'in çok hoşuna gitmişti. Çok düşünceli biriydi. Onu tanıdığı günden beri böyleydi. Evet biraz sert biriydi ama seni önemsediğini belli eden biriydi de. Sert kişiliği bile onun düşünceli tarafını kapatamıyordu.
"Meze hazırlamışlar. Balık istedim,ilk geldiğinde balık yemiştik beraber, dejavu." diyip kıkırdadı Altay.
"O günde Leylayla kavga etmiştik." dedi Deniz iç çekerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dere Boyu Kavaklar
Fiksi PenggemarYaşadığı olay yüzünden askerliği bırakmak zorunda olan Altay'ı geri dönmesini sağlamak amacıyla ikna etmesi için görevlendirilen Deniz, askeriyede herkesin korktuğu ve korkunç biri olarak anlattığı adamın asıl kişiliğini görür...