yirmi beş

120 19 3
                                    

Beni öpmek istediğini söyleyen Altay, şuan benden cevap bekliyordu. Dediği şeyin şokunu atamadığım için yüzüne boş boş bakmıştım bir süre. O da doğal olarak istemediğimi düşünmüştü.

"Özür dilerim... Dediğimi unut." dedi üzgün bir şekilde ve kollarını belimden ayırdı.

Tam benden uzaklaşacakken kolunu tuttum.

"Öpebilirsin." istiyordum her şeyden çok hemde.

Dediğimi beklemiyor olacaktı ki ilk başta şaşırıp yüzüme baktı, yavaşça yaklaştı. Benden bir tık daha uzundu bu yüzden boynunu hafifçe eğip yüzüme yaklaştı.

"Emin misin?"

Dayanamayıp nerden geldiğini bilmediğim cesaretimle boynundan çekip dudaklarını hafifçe öpüp geri çekildim. Gözlerine baktığımda anlamadığım ve beni geren bir ifade vardı.

"Deniz..."

"Özür dilerim. Yanlış bir şey yaptım özür dilerim. Ben düşünemedim. Yanağımı öpecektin, bilmiyordum. Özür dilerim bir anda ben-"

Sözümü dudakları kesmişti. Yavaşça dudağımı öpüyordu. Hafif ve tutkulu. Çekilip yüzüme baktı.

"Özür dileme. Çok mutlu oldum. " Gözünden bir damla yaş gelmişti.

Oha Altay Tekin'i ikinci kez ağlarken görüyordum ve bu sefer ayıktı. Diğer gözünden de damlalar akmaya başlamıştı. Bir bebek gibiydi şuan karşımda. Sarılıp kafasını omzuma gömdü.

"Ölmedim demi?"

"Ne o ne demek Altay? Ne ölmesi?"

"Deniz... Hayatımda ilk kez ölümden korktum. Sana seni sevdiğimi söyleyemeden ölürüm diye."

Kafasına götürdüğünüm elimle kısa saçlarını hafif hafif okşadım. Boynunun açıkta kalan kısmını öptüm.

"Söyledin bak. Ve bunu söyleyerek beni dünyanın en mutlu adamı yaptın."

Kafasını boynumdan ayırıp yüzüme baktı. Yanağıma yaklaşıp uzunca öptü sonra diğer yanağımı. En son dudağımı bir kez daha öptü.

"Seni seviyorum."

"Bende seni seviyorum komutanım."

Gülümsedi ve sıkıca sarılmaya devam etti.

***

Altay banyoya girmişti bende onu salonda bekliyordum. Beni öpmüştü ve en önemlisi beni sevdiğini söylemişti. Kalbim deli gibi atıyordu. Elimde kalbimi tuttum ve derin derin nefes aldım.

Banyodan çıkan Altay, salonun kapısından içeri girdi. Boynuna attığı havlunun bir tarafıyla saçını kuruluyarak yanıma oturdu.

"Pijamalarımı giymişsin." dedi yüzüme bakarak.

"Giymese miydim?" dedim endişeli bir şekilde.

"Hayır hayır. Giy bitanem istediğini giy. Ev senin. Çok yakışmış ondan dedim." diyip gülümsedi

Yaklaşıp kolunu omzuma attı ve beni hafifçe kendine çekti. Kafamı göğsüne yasladım. Özlediğim Altay'ın kokusunu almıştım sonunda. Yeni uzamış saçlarıma minik minik öpücükler kondurdu.

"Rüyada mıyım?"

Kafamı kaldırıp yanadığından öptüm.

"İkimizde aynı rüyayı görüyor olamayız."

Gülümsedi. Sıkıca sarılıp öpmeye devam etti...

***

Sabah belimde bir ağrıyla uyandım. Koltukta uyuya kalmıştım. Mutfaktan sesler geliyordu. Dün gece olanlar aklıma gelince gülümsedim. Altay sağ salim dönmüştü. Artık sevgilimdi. Şuan korkulacak hiçbir şey yoktu. Gece Altay'ın kollarında uyuduğumu hatırlıyordum sadece. Muhtemelen o da yanımda uyumuştu.

Kalkıp mutfağa doğru ilerledim. Kapıya doğru yaklaştığımda, tezgahta salatalık doğrayan Altay'ı gördüm. Sessizce yaklaştım ve yavaşça beline sarıldım.

"Günaydın!" dedi gülümseyerek.

Hafifçe uzanıp ensesini öptüm. Çok güzel kokuyordu. Hep çok güzel kokuyordu. Kokusu beni mest ediyordu.

"Günaydın." diyip iyice sokuldum.

"Sen bugün izinli misin? Saat 7.30 ama."

"İzin aldım."

"Nasıl?"

"Uçağın bozuk olmasını kullandım."

"Hangi yalanı attın Allah aşkına Deniz." diyip güldü.

"Yani yalan değil de. Bazı durumları kullandım diyelim."

"Hmmm." dedi bıçağı tezgaha bırakıp bana döndü. Tam şuan deli gibi öpesim vardı kollarımın arasındaki Altay'ı.

"Peki. En azından tüm gün beraberiz." diyip yanağımı öptü.

"Oha Altay Tekin işten kaytaran askerine laf etmiyor. Bu bir şaka olmalı."

"Askerim, sevgilim olduğu için birazcık kıyak geçtik ne var?"

"Hmmm. Bayıldım bu duruma."

Yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Kalbimin sesini duyuyor olmalıydı çünkü kalbim gerçekten delicesine atıyordu.

"Çok fazla kullanma ama bu durumu." diyip dudaklarıma küçük bir buse kondurup çekildi.

"E-emredersiniz."

Gülümseyip yüzümün her yerini öpmeye başladı. Hoşuma gittiği için kıkırdadım. Öpmeye devam ederken zil çaldı.

Altay çekilip yüzüme baktı. Ciddi bir ifade takınmıştı.

"Birini mi bekliyordun?" diye sordum.

"Hayır. Sen burada bekle ben bakarım." diyip yanımdan ayrıldı.

Kapıya doğru gitti. Arkasından endişeyle baktım...

Selammm 90 yıl sonra bölüm atabildim evet. Üzgünüm beklettiysem aksilikler ve buranın engellenmesi üzerine asla yazmak istememe eklendi maalesef... Ama şuan zaman buldukça atmayi düşünüyorum (bir aksilik çıkmazsa eğer tabii...gerekli açıklamayı yaptım)

Umarım yeni bölümü beğenmissinizdirrr sizi seviyorum 😚

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 23 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Dere Boyu Kavaklar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin