Dere Boyu Kavaklar

yirmi bir

Altay'dan:

Bugün izin günümdü ama ne gezecek halim ne de yataktan çıkacak gücüm vardı. Dönmek hem iyi gelmişti hemde kötü.

Geldiğim gün Yavuz komutanımın ailesiyle beraber şehit edildiğini öğrenmiştim. Yavuz komutanım hep yanımda duran biriydi. Kendi acımdan buradaki arkadaşlarımı unutmuştum. Yavuz komutanım bir kaç kez aramıştı zar zor konuşmuştum. Bir yıl önce aramalar kesilmişti. Yine kendi derdimle uğraşmaktan üstüne düşmemiştim. Küçük bir oğlu vardı. Ali... 4-5 yaşında olması lazımdı. Minicik çocuğa bile kıydıklarını öğrenmek beni iyice deliye döndürmüştü. Bir haftadır sürekli aklıma Ata geliyordu.  Yavuz komutanımın yıllar sonra doğan oğlu her şeyi.

Eşi ve oğluyla beraber eve giderken saldırıya uğradığını söylemişlerdi. Garip olan Ali'nin cenazesi bile bulunmamıştı.

Daha fazla düşünmemek için uyumaya çalışmış olsamda fayda etmemişti. Bir saattir yatakta dönüyordum. Kapı çaldı. Zar zor yataktan kalkıp kapıya yöneldim. Delikten bakmadan kapıyı açtım.

"Deniz!?"

"Delikten bak bir daha. Ne olur nolmaz komutanım."

"Neden geldin?"

"Sıkıldım gezmekten her izinde gezecek değilim ya. İçeri davet etmeyecek misin?"

"Ah doğru pardon. Gel gel tabii gel. "

Hafif yana kayıp geçmesine izin verdim. İçeri geçince kapıyı kapatıp salona peşinden gittim.

"Evin güzelmiş."

"Eyvallah."

"Tek başına kalmak için fazla güzel."

"Hala davetim geçerli."

"Yok ben iyiyim. Aşık olduğun kişi gelir artık."

"Geldi ya." hassiktir ağzımdan kaçırdım.

"Oha ne zaman?"

"Ya-yani gelmedi. Gelecek. Gelir canım. Gelir herhalde."

"Anladım." yüzü düşmüştü. Anlamamıştı neyseki.

"Eee senden naber?"

"İyi bende işte bildiğin gibi."

"Dalgın gibisin bu aralar."

"Öyle miyim?"

"Bana öyle geldi. Sende mi aşık oldun?"

"Bilmem. Olmuşumdur belki."

"İyi ne güzel." dedim zorda olsa.

"Sana bir şey soracaktım Altay."

"Sor."

"Rahmetli Yavuz komutanın oğlu Ali. Biliyorum üzüldüğünü ama konuyu açmam lazım çünkü şüphelendiğim bir durum var."

"Nedir?"

"Çocuğun yaşıyor olma ihtimali."

"Nasıl yaşayabilir Deniz? Annesi babası delik deşik olmuş. Ölürken bile rahat olmasın diye çocuğu başka yere gömmüştür bu orospu çocukları."

"Çocuğun kanına da rastlanmamış Altay."

"Nasıl?"

"Ali'nin öldüğüne dair bir tane bile kanıt yok."

"Ama yaşadığına dair de yok."

"Var."

"Anlamadım?"

"Teröristlere yardım ettiğini düşündüğümüz bir köy var. Bir kaç ay gözetledik. Bende katıldım operasyonlara. Orada bir öğretmen var Nur. Ajan o. Bize çalışıyor. Geçenlerde muhtarın evlatlık oğlunu ilk kez gördüğünü söyledi. Betimlemesine göre Ali'ye çok benziyor."

"Operasyon düzenleyelim yeniden neden duruyoruz?"

"Bunun için geldim sana zaten. Kimse bu emri vermedi senden önce. Kimse riske girmedi."

"Asker kılığınla gördü mü köylüler seni?"

"Yok. Maskeliydim gittiğimde kimse görmedi."

"Güzel. İkimiz sivil gideceğiz oraya."

"Ne?"

"Gazeteci olarak." diyip gülümsedim.

"Altay delirdin mi? Terör destekçisi köy diyorum. Bizi delik deşik ederler."

"Neden? Yandaş gazeteciyiz. Neden bizi delik deşik ediyolar? Köyü çekmeye geldik. Ankara'da eylemde bu fotoğrafları kullanacağız. Bir sorun mu var?"

"Yuh sana! 10 saniyede nasıl kurdun bunu?"

"Kurarım ben. Sen şu Nura haber ver. Köylülere açıklasın o da. İki güne gideriz."

"Tamam."

"Bugün burada kalsana."

"Rahatsızlık vermeyim sana."

"Sen bana rahatsızlık verecek son kişi bile değilsin Deniz."

Cevap vermedi. Hafifçe gülümseyip gözlerini, gözlerimden çekti sadece. Bana rahatsızlık vermezdi. Yanımda olduğu her an ilaca bile ihtiyaç duymadığımı bilse böyle düşünmezdi.

"Kahvaltı yaptın mı?" diye sordu.

"Yok. Yeni uyandım."

"Yuh saat bir."

"İzindeyim oğlum sanane istersem uyanmam."

"Doğru. Yaşlı olunca tabii."

"Doğru konuş yaşlı falan ne oluyor? Gösteririm sana yaşlıyı."

"Göstersene." dedi gülerek.

Yavaşça yanına yaklaştım. Elimi bacağına koyup yüzüne doğru eğildim. Gözüme baktıktan sonra dudaklarıma bakması onu iyice öpme isteğimi ortaya çıkarıyordu. Biraz daha eğilip dudaklarına değecekken zil çaldı.

Zilin çalmasıyla irkilip ayrıldım. Deniz'de boğazını temizleyip geri çekildi.

"B-ben kapıya bakayım."

"Bak bak."

Ha gayret anlayacaklar 😅 umarım beğenirsiniz 🙏🏼. NASILSINIZ?