on altı

547 38 5
                                    

Sabah erkenden uyanıp balkona çıkmıştım. Sandalyeye oturup ayaklarımı uzattım. Sigaramı yakıp manzarayı izlerken yavaş yavaş içime çekmeye başladım. Üç gündür Deniz ve annesi bende kalıyordu. Deniz yanımda olduğu için mutluydum açıkçası. Her gün onu görmek çok güzel hissettiroyordu. Ara sıra Leyla hala aramadı diye hayıflanmasa her şey daha güzel olurdu tabii. Ama bugün bitecekti. Leyla onu arayıp buluşmak istediğini söylemişti. Duyduğum şeyleri Deniz de duyacaktı. Muhtemelen acı verecekti bu ona. Deniz sevgilin ve onu aldatıyorsun saçmalığa bakar mısın? Ben burada adamın üzerine titriyorum millet tepe tepe kullanıyor diye içimden geçirirken balkon kapısı açıldı.

Uyanmıştı sevdiğim. Yüzüne bakıp gülümsedim. Yavaş yavaş yürüyordu artık. Yanındaki sandalyeye oturdu.

"Günaydın." dedi gülümseyerek.

"Günaydın."

"Sigaraya yeniden mi başladın."

"Hm."

"Kötü olmuş. Eline hiç yakışmıyor ve kokunu bastırıyor." kokuma dikkat mi ediyordu lan?

"Sen beni mi kokluyosun la?"

"He hatta gece gizlice tepende bekliyorum Altay(!)"

"İçmem daha sigara falan." paketi balkondan aşağı fırlattım.

"Çevreye zarar verdin şimdi de."

"Biri bulur içer daha yeni almıştım dop dolu paket,ben iyilik yaptım."

"Bravo UNICEF iyilik elçisi seni."

"Günaydın." dedi bizim yanımıza gelen annesi.

"Günaydın." dedik aynı anda.

"Kahvaltı yaptınız mı?"

"Ben yapmadım anne. Altay da bok içiyordu az önce yapmış galiba." dedi sinirle.

"Yok bende yapmadım." dedim, Deniz'e gülerek.

"E gelin hazırlamışlar her şeyi."

"Ben hazırladım." dedim. Deniz bana bakıp kaşlarını havaya kaldırdı.

"Vay sen yapar mıydın?"

"Çok ayıp ediyorsun öncelikle. İki ay evimde sana kim yemek yaptı?"

Annesi gülüp içeri girdi. Deniz'de gülüyordu. Benle uğraşmak hoşuna gidiyordu, onun da benle uğraşması benim hoşuma gidiyordu tabii.

"Kalk madem hazırladın yiyelim bakalım."

"Puanla bir de utanmadan."

"Puanlayacağım zaten??"

***

Kahvaltıdan sonra Leyla, Deniz'i arayıp buluşmak istemişti. Zar zor bırakmaya ikna etmiştim. Kendi gitmek istemişti ama onu oraya tek yollayamazdım. Şimdi mahallelerine doğru gidiyorduk.

"Altay sen beni şurada bırak git. Ben seni ararım."

"Uzun mu konuşursun?"

"Yani. Bekleme sen."

"Beklerim ben işim yok."

"Of iyi bekle."

"Dikkat et yarana."

"Tamam."

Arabadan inip karşıya geçen Deniz bir süre sonra gözden kayboldu.

Dere Boyu Kavaklar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin