Dere Boyu Kavaklar

beş

Koluma krem sürüp sonrasında da sarmıştık. Şimdi ben koltukta yayılmış bir şekilde haber izliyordum. Altay'da kahvaltıyı hazırlıyordu. Ağrı kesici ve ateş düşürücü vermişti. Mayışmıştım. Eğer biraz daha kötüleşirsem doktora gidecektik.

"İyi misin." dedi yanıma oturup.

"Hm." cevap verecek gücüm yoktu.

"Deniz bak istersen doktora gidelim. Emin misin iyi olduğuna?"

"Telefon."

"Ne yapcan?"

"Ablamı arayacağım."

"Dur getireyim."

Yukarı çıkıp telefonumu alıp bana getirmişti.

"Saol."

Ablama soracaktım. Doktora gitmekle uğraşmak istemiyordum. Doktor için Muğla merkeze gitmemiz gerekecekti.

"Canım." diye açtı ablam telefonu.

"Nasılsın abla." dedim yorgun sesimle.

"İyiyim ablam sen nasılsın. Sesin kötü geliyor. Kurban olurum bir şeyin mi var? Geleyim mi ziyarete hemen."

"Yok yok abla. Sana bir şey soracaktım."

"Sor kuzum."

Altay dikkatlice beni izliyordu ve ablamı dinliyordu.

"Abla beni deniz anası soktu da. Bir şey olur mu?"

"Ne? Nasıl canım? Tunceli'de?"

"Başka bir yerde görevdeyim."

"Allah seni Deniz. Neden haber vermedin? Ya bir şey olsa sana. Nerden bileceğiz?"

"Abla bir anda gelişti. Boşver onu. Bir şey olur mu olmaz mı?"

"Türüne göre ve senin vücudunun gösterdiği tepkiye göre değişir oğlum. Ne zaman oldu?"

"Bir saat."

"Kusma, ateşlenme veya vücut ağrın var mı?"

"Yok."

"Nadiren hayati riski var zaten ablacım. Onlar yoksa sorun yok. Kaşıma ve sabah akşam kremini sür geçer."

"Teşekkür ederim."

"Rica ederim. Eee nerdesin?"

"Boşver abla bilgi veremem şuan. Sonra konuşuruz tamam mı? İyiyim merak etme."

"Of Deniz. Ne vardı asker olmasan. Seni düşüneceğim şimdi tüm hafta."

"Abla valla iyiyim düşünme."

"Yeğenlerin özledi çabuk gel. Annem de özlemiş arayınca seni soruyor bana. Daha sık ara annemi."

"Peki ararım. Öp çocukları. Seviyorum seni. Öptüm."

Kapayıp Altay'a baktım.

"Ateşini kontrol edeyim mi?"

"Gerek yok. Ateşim yok."

"Kahvaltı?"

"Geliyorum."

***

Akşama kadar salonda uyuklamıştım. Dışardan gelen ses yüzünden uyanıp etrafa baktım. Karanlıktı ev sessizdi. Dışardaki sesi muhtemelen Altay yapıyordu. Biraz acıkmıştım. Kalkıp dışarı çıktım. Ses evin yanındaki küçük atölyeden geliyordu. İçeri girince Altay'ın bir şeylerle uğraştığını gördüm.

"Ne yapıyorsun?"

"Merdiven."

"Ne için?"