bölüm 20

136 12 0
                                    

Bu hayat çok garip.Neyden kaçarsanız,hayat inadınıza onu karşınıza çıkarır.Ya ömrünüz boyu ondan kaçarak,korkarak yaşarsınız,ya da yüzleşip kazanırsınız.
Geri dönecekken kapıyı açmasıyla yüzümü yavaşça ona çevirdim.Kaşlarına aklar düşmüştü.Her zaman saçına bağladığı siyah tülbentiyle bana bakıyordu.Kim olduğumu çözmeye çalışır gibi bir hali vardı.Ne kadar acı dimi?!
-Merhaba.Buyurun.
Kendimi toplayıp boş bakışlarla ona baktım.
-Merhaba.Bende bir emanetiniz var onu vermeğe gelmiştim.
Düşünür gibi oldu.
-Benim kimsede emanetim yok ki.
-Demek ki varmış.Buyurun.
Bana gelen kutuyu aynı şekilde ona verdim.Şaşkınlıktan ağzı açıldı.Arkamı döndüm ve çıkışa doğru yürümeye başladım.Kolumdakı baskıyla durdum.
-Kızım.
Boğazımdakı yumru genzimi sızlatıyordu.Kendimle savaşıyordum.Küçük Hafsa annesini kucaklamak istiyordu.Büyük Hafsanın yaşadıkları,gururu buna izin vermiyordu.Beni kendine çekip sarıldı.Hıçkıra-hıçkıra ağlıyor,kesik-kesik nefes alıyordu.Azer Ferehle birlikde kenardan bize bakıyordu.Elinde olan su şişesini açıp ona verdi.Suyu içip gözleriyle beni taradı.En son gözlerini benim gözlerime dikti.Benim gibi gri olan gözlerini....
-Gitme...Seni yıllar sonra yeniden bulmuşken kaybedemem.
-Sen yıllar önce gitmemişmiydin.Sessiz-sedasız.
-Ben yaptım bir hata,sen yapma lütfen.Beni dinle,belki bana hakk verirsin lütfen.
Ah kalbim,ben annemin kızıydım.Hiç kimseye küs kalamazdım.Annem beni merhametli yetiştirmişti.Şuan onu kucaklayıp hiç bırakmamak istiyordum.Hem kendime kızıyor,hem de onu inceliyordum.
-Bu kolye senin hakkın.O gün benden bunun ne olduğunu sormuştun.Bende büyüdüğünde bunu sana vereceğimi söylemiştim.Benim vermem nasip olmadı ama bu senin hakkın.
-Siz onu kızınıza vereceğinizi söylemiştiniz.Beni terk ettiğiniz gün,beni o adamın insafına bıraktığınız gün siz kızınızı kendi ellerinizle öldürdünüz.O yüzden bu kolyenin bende olmasının bir anlamı yok.Ben emaneti teslim etmeğe geldim ve şimdide gidiyorum.
Adımlarımı bahçe kapısına çevirdim.Azer her an tetikdeymiş gibi duruyordu.Beni dikkatle inceleyip neler hiss ettiğimi anlamaya çalışıyordu.Fereh Azerin kucağında uykuya dalmıştı.Arkamdan gelen sesle duraksadım.
-Gitmek zorundaydım çünki.Kafam karışıktı.Ama yemin ederim ki,dönecektim.İki parça kiyafetle,iki tane bilezikle çıkmıştım ben o evden.Durumumu sabitleyip gelip seni alacaktım.Benimle sefil olmanı istemiyordum.Ben kendimi toparladığımda iş-işten geçmişti.Kaç kez kapına geldim ben bile bilmiyorum.Sabah olmadan geri dönüyordum.Çünki ben senin kadar cesaretli diğilim kızım.Utandım,senden utandım.Bensiz geçen senelerinden utandım.Sen bütün zorlukları sineye çeke bilmişsin.Çok büyümüşsün,çok güzel bir kız olmuşsun.
Derin nefes aldı.
-Gel seninle konuşalım.Her şeyi neyi merak ediyorsan hepsini konuşalım.Bana şans ver demiyorum,diyememde.Beni dinler misin?Lütfen.
-Doğru, o küçük kız bir şekilde büyüdü.Ben büyüdükçe sırtıma yüklediğiniz yüklerde büyüdü.Ben o yüklerin altında ezildim.Ben buraya sizi affetmeye gelmedim.Ben buraya yüklerimden kurtulmaya geldim.Bu gün burada bu mesele bitecek.
-Hadi içeri geç.Burada konuşulacak konu değil bu.
Azere baktım onay bekler gibi.Bana gülümsedi ve başıyla onayladı beni.
-O genç kim?Siz birlikte mi geldiniz?
-Eşim benim.
-Sen evlimisin?
-Evet.O da kızımız.
Azer yanımıza gelmeye başladı.Fereh sesimize uyanmıştı.
-Merhaba Azer ben.Memnun oldum.
-Merhaba oğlum.Hoş geldin.Halime bende.Hadi ayakta kaldınız geçin içeri.
Sesine can gelmişti annemin.Azer bana destek olmak için elimi tuttu.Eve doğru yürüdük.Montlarımızı asıp annemin yönlendirmesiyle salona geçtik.Benim resimlerim vardı etrafta.Beni unutmamıştı,ama yanımda da olmamıştı.Annem önümüze ikramlıklar koymaya başladı.
-Bunlara hiç gerek yok.Biz bunlar için gelmedik.
-Olur mu hiç öyle bir şey.İlk defa geliyorsunuz.Uzun yoldan geldiğinizde belli.
Azere yaklaştı.
-Ala bilirmiyim?
Azer kısa bir an bana baksada Ferehi anneme uzatdı.
-Sen çok güzelsin ama.Senin o boncuk-boncuk gözlerine kurban olurum.Çok tatlısın.Maşallah sana.
Fereh hiç yabancılık çekmemişti.Bence bunun sebebi annemle bezerliğimizdi.Kendimin 20 yıl sonraki haline bakıyormuş gibi hiss ediyordum.
-Hafsa,sakitləş.Çox gərginsən və gərginlik beynini qarışdırır.Sən bura üzləşməyə gəlmisən,qaçmağa yox.Mən yanındayam.Amma məncə anan da rahat şeylər yaşamayıb.
-Artık konuşsak mı?
-Huyun hiç değişmemiş.-Yüzünde buruk bir tebessüm vardı.
-Ben anlatıcam senden de yaşadıklarını anlatmanı istesem haddimi aşmış mı olurum?
-Bu gün burada her şeyin konuşulmasını istiyorum.Geçmişin bütün tozlu sayfalarını temizlemek istiyorum.
Derin nefes alıp söze başladı.
-Ben babanla zorla evlenmiştim.Yine de beni seveceğine inanmıştım,bir ümit.Hiç bir şey düşündüğüm gibi olmadı.Şiddet,hakaret gördüm.Bana tecavüz etti.Bir müddet sonra sana hamile olduğumu öğrendim çok sevinmiştim.Kendimi sana adadım.Reşata hamile olduğumu söylediğimde hiç bir tepki vermedi.Hamilelik sürücinde bana şiddet uygulamaz diye düşünmüştüm,ama hiçte öyle olmadı.Seni kaybedecek raddeye bile geldim.Ama sen o zaman bile çok güçlüydün.Beni yanlız bırakmadın.Sen doğdun.Yine hiç bir şey değişmedi.Hatta sana da şiddet uygulamaya başladı.
-Neden ailene söylemedin?
-Bizim oralada gelinliğinle çıktığın evde kefenle dönerdin.Yani anlayacağın hepsi "Kocam istese döverde,severde"prinsinde yaşıyorlardı.Onlara hiç bir şey diyemezdim.Canıma tak etmişti ama senin için katlanıyordum.İnsan evladından vaz geçe bilirmi?!Seninle kolye konusunu konuştuğumuz gün ben bir şey  öğrendim.Yine aynı şeyleri yaşamaktan çok korktum.Ben hamile olduğumu öğrendim.Senin doğumun çok zor geçmişti ve sana hamileyken gördüğüm şiddet yüzünden rahmim zarar görmüştü.İlk önce aldırmak istedim vicdanım izin vermedi.
-Siz bir evladınızı kurtarmak için diğerini ateşe atmışsınız.
-Seni hiç unutmadım.Maddi durumumu düzeltip seni almaya gelicektim geldimde.Reşat bize kötü olsa da,dışarıya karşı hep iyiydi.Benim onu aldatdığımı ve başka bir erkekle kaçtığımı bütün mahalleliye söylemiş.İnsanlar onu iyi niyetli bildiği için inanmışlar.Benim mahalleye yeniden döndüğümü görenlerin beni bir taşlamadığı kalmıştı.Baban benim geldiğimi öğrenmiş.Beni bulsa,ona zarar verir diye ben seni kalbime gömdüm.O mahallede beni anlayan Aylin vardı.Kolyeyi ona emanet ettim.Sana büyüdüğünde vermesi için.
Derin nefes alıp önündeki çaydan bir yudum aldı.Hiç kesmeden dinlemiştim onu.Yalan söylemiyordu.Her halinden belliydi.Banim annem yalan söyleyemezdi.Saniyesinde anlardınız.
-Somra buraya geldim.Çalıştım,buradaki insanlar yardımcı oldular.Öyle-öyle bu günlere geldim.Ben seni bulamadım, ama sen beni buldun.Seni karşımda sağ-salim görmek dünyalara bedel.Nefes aldığımı hiss ettim.Çok iyi bir anne,eş olduğuna da kefilim.
Yaşadığı zor şeylerdi.Konuştukça yüzü renkden renge giriyordu.Bende kolay şeyler yaşamamıştım.Öğrendiğim gerçekler beni rahatlatıyordu.Sanki o konuşdukça benim omzumdaki yükler bir-bir kalkıyordu.
-Peki o karnınızdaki bebeğe ne oldu?

Fələyin oyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin