Bu gün gün farklı doğdu sanki.Çiçekler farklı şekilde açtı,kuşlar bambaşka öttü.Yüzümde olan aptal gülümsemeyle yerimden kalktım.Dün Azerin itirafından sonra bir müddet sarılı kalmıştık.Kendimi tamamen tamamlanmış his ediyordum.Ferehin hala uyuduğunu gördüğümde yavaşça odadan çıktım.Bu aralar çok huysuzlanıyordu.Sebebi ise dişlerini çıkarmasıydı.Başıma sıradan bir tülbent bağlayıp kahvaltı hazırlamak için mutfağa girdim.Tabii ki mutfakta bir adet Azer beklemiyordum.
-Günaydın.
-Sabahın xeyir.
Yüzünde bir gülümseme peydahlandı.Aynı anda bende ona gülümsedim.
-Her zamankinden erken uyanmışsın.
-Heç yatmamışam desəm necə olar?
-Niye rahatsızlandın mı?İyimisin?
Elimi anlına koyup ateşinin olup-olmadığını anlamaya çalıştım.Beklentiyle gözlerine bakıyordum.Yavaşça elimi tuttu ve dudaklarıyla avuç içime bir öpücük kondurdu.
-Yaxşıyam.Sadəcə ağlımı başımdan alan,yuxularımı qarışdıran 1.60 boylarında,55 kilaqram olan,utananda yanaqları qızaran bir insan var.O da imkan vermir yatım.
Tarifleri gözümün önüne beni getiriyordu.
-Ben tanıyormuyum bahsettiğin kişiyi?
-Çox yaxından tanıyırsan.
-Bak sen şu Allahın işine.
Bende onun oyununa ortak oldum.Kahvaltımızı etmek için masaya oturdum.Daha rahattım artık yanında.Önceki kadar utanmıyordum,çekinmiyordum.Yanında istediğim gibi gülebiliyorum.Çünki biliyorum ki,Azer ben güldüm diye bana kızmaz.Aksine benimle birlikte güler.
***************
Azerle Fereh oyun parkında oynuyordu.Bende bir köşede oturmuş onları izliyordum.Azer Ferehe ciddiyetle kaydıraktan nasıl kayacağını öğretiyordu.Bunu karşılığında Fereh Azere tükürüklü gülücükler gönderiyordu.Telefonumun ekranında "annem" yazısını görmemle gülümsedim.Hakkariye döndüğümüzden beri annemle ve Halille daima konuşuyorduk.
-Alo.
-Alo.Selamunaleyküm kızım.Nasılsın?Azer ve Fereh nasıl?
-Aleykümselam anne.İyiyim.Onlarda iyi sen nasılsın?Halil nasıl?
-Bizde iyiyiz kızım.Ben seni şey için aramıştım.Biz hayırlısıyla Halile kız istemek istiyoruz.Ancak isteme merasiminde sizinde olmanızı istiyoruz.Gelmeniz mümkün mü?
-Hayırlı olsun.Çok sevindim.İnşallah mutlu olurlar.Anne Azer yeni döndü görevden.Aslında izinli.Sadece yinede sormam lazım.Çünki onların işinde her an her şey ola bilir.Şuan biz dışarıdayız.Azerle konuşup sana haber etsem olur mu?
-Olur kızım.Niye olmasın?O zaman yine konuşuruz.Kal sağlıcakla.
-İnşallah konuşuruz.Görüşürüz anne.
-Məndən nə soruşacaqsan,xanım qız.
Azer kucağında Ferehle bana bakıyordu.
-Annem aradı.Halile kız istemeğe gidiceklermiş.Bizi de davet etti.Ben yine de sana sormadan cevap vermek istemedim.
-Gedərik.Onsuzda icazəliyəm.Təbii ki orada olmalısan.Belə ki sənin qardaşının hərisidir.
Yüzümde kocaman bir gülümseme oldu.Ben bu adamı gerçekten çok seviyorum ha.Azer benim çocukluktan beri çektiğim acıların ödülüydü.Eğer bana yine deselerdi ki,sen bu acıları çekecek ve karşılığında Azer karşına çıkacak.Ben yine de o acıları çekerdim.Onunla tanıştıktan sonra çok gülmeğe başlamıştım.Gülüşlerim artık yarım kalmıyordu.Sevgisiyle tüm yaralarımı sarıyordu.Onunla sessizliği bile seviyordum.Çünki onun sessizliği korkutucu değildi,güvenvericiydi.Ferehi kucağıma uzattı.
-Gözləyin,gəlirəm.
Azerin ne yapacağını merakla bekliyordum.İrelideki pamuk şekerciden bir tane pamuk şeker aldı.Yanımıza gelip şekeri bana uzattı.Ferehi kucağımdan alıp şekeri rahatlıkla yememi sağladı.Çocukluktan beri pamuk şekeri çok severdim.Tabi çocukken çok alamazdım.Başımı çevirdiğimde Azerin bana tebessümle ve dikkatle baktığını gördüm.
-Sevincində çox xoşu gəlir pambıqdan.Hələ də harada görsə,birini yeməsə rahatlaşmaz.Sonra da əlim şirə oldu deyə mızıldanar.Sırf deyinməsin deyə yanımda yaş salfet daşıyardım.
Cebinden çıkardığı ıslak mendille ağzımın kenarını sildi.Bende büyülenmiş gibi ona bakıyordum.
-Deyirəm ki,sabah çıxarıq yola.Hələ 2 həftə icazəm var.Həm rahat olarıq,həm də sən istədiyin qədər də ananla və qardaşınla vaxt keçirərsən.
-Tamam o zaman.Ben anneme haber veririm.
-Bəlkə sürpriz eləyək?
-O da olur aslında.
Ferehden çıkan horlamayla şaşkınlıkla bir-birimize baktık.
-O səs Fərəhdən çıxdı?
-Galiba evet.
-Fərəhdə dayanır dayanır heç gözləmədiyimiz anda qəribə-qəribə səslər çıxarır.
Söylediklerine kıkırdadım.
-Qızım bax Elvinə oxşama haa.Yoxsa gərək evdə heç kim yatmaya.
-Nasıl yani?Nasıl uyuyor ki?
-Elvinin yuxusu çox ağırdı.Təssəvür elə hər kəs oyanar o oyanmaz.Yatmağına görə az cəza almayıb.Çox bərkdə xoruldayar.Sırf ona görə Elvini "generator Elvin" deyə çağırırlar.Elçində həmişə ona bu barədə sataşır.
***************
Şuan arabadaydık.Malatyaya doğru yola çıkmıştık.Dün eve geçtiğimiz zaman valizleri hazırlamış sonra yatmıştık.Şuan arabada yolculuk yapıyorduk.Fereh her zamanki gibi uyumuştu.Havaların artık ısınmasıyla daha rahat dışarı çıkara biliyorduk.Buda Fereh hanımın tabii ki hoşuna gidiyordu.Sakince akıp giden yolu izliyordum.Az kalmıştı yolumuz.Azer yolda gördüğü bir çiçekçide durdu.İki orta boy bir küçük buket yaptırıp oturdu.
-Bunlardan biri sənindir.Birini anana verəcəm.Balaca da qızımındır.İnşallah şirniyyat bilib ağzına aparmaz.
Annemlerin evinin önüne geldik.Annem evin bahçesindeki kilerden bir şeyler taşıyordu.Arabadan inip bahçeye girdik.Annem yaptığı işe o kadar dalmış ki bizi görmedi.Azer elinde gül buketini tutuyordu.Diğer elinde de valizimiz vardı.Bana göz kırpıp konuşmaya başladı.
-Ay ev yiyəsi,qonaq qəbul eləyirsən?
Annem başını çıkarıp gözlerini kıstı.Galiba kimin geldiğine bakıyordu.Bizi gördüğünde gözleri ve ağzı şaşkınlıkla açıldı.Elinin birini beline birini açık kalmış ağzına götürdü.
-Hafsa.
-Anne.
-Ay hoş geldiniz.Kusura bakmayın şaşırdım.Sen de hoş geldin oğlum.Siz niye bana haber vermediniz?Vallaha kalbime iniyordu.
-Anne sürpriz yapalım dedik.Hem fena mı oldu?O şaşkın halini göre bilmek için yine yapardım.
-Deli kız.Gel bakayım buraya.
Annem iki kolunu açtı.Bende hiç beklemeden kolları arasına girdim.Fereh ikimizin arasında sıkışmış olacak ki bağırmaya başladı.
-Sen de hoş geldin prenses.Annen ve baban bende akıl mı bıraktı.Seninle kucaklaşamadık.
Fereh artık onunla konuştuğumuzda bize tepki gösteriyordu.Şimdi de o anlardan biriydi.
-Oğlum sen de hoş geldin.
Annem bana açtığı gibi kollarını Azere de açtı.Azeri kendi oğlu gibi sevdiğini bana demişti.Azer elindeki valizi yere koyup annemle kucaklaştı.Tabi kucaklaşa bilmek için Azer iki büklüm olmuştu.
-Xoş gördük Həlimə xala.Buyur bunlar sənindir.
-Çok teşekkür ederim oğlum.Niye zahmet ettiniz?
Annemin yanakları kızarmıştı.Yüzünde tatlı bir gülümseme vardı.
-Hadi içeri geçin.Ayakta kaldınız.Yol yorgunusunuzdur şimdi.
Hep birlikte içeri geçtik.Azer valizlerin hepisini getirmek için arabaya döndü.Bende Fereh için hazırladığım püreni Ferehe yedirmeğe başladım.
-Anne Halil nerede?
-İşte kızım.Birazdan gelir.
-Hımmm.Anne kız kimlerden?Tanıyormusun?
-Yok tanımıyorum.İşten arkadaşıymış.Kız mimarmış yani.Fotorafını gösterdi.Sonra bir defa yüz-yüze görüştük ailesiyle birlikte.Anlaştık Allaha şükür.Her şey netleştikten sonra sana söyledim.İnşallah bana gönül koymamışsındır.
-Sana niye gönül koyayım anne?Merak etme.Halilin ve senin içine yattıysa zaten başkasına gerek yok.
Annem gülümseyip mutfağa geçti.Kalkıp ellerimi yıkadım.Sonra sofrayı hazırlamasına yardım ettim.Azer benden sonra ellerini yıkayıp gelmişti.Ferehi ona verdikten sonra sofrayı daha hızlı hazırlamaya başlamıştım.Annem Halilin nerede olduğunu öğrenmek için onu aradı.Beş dakikaya evde olacağını söyledi.Halile sürpriz yapmak istiyordum.O yüzden Ferehi kucağıma aldım.Azerle birlikte arka bahçeye geçtik.Bir kaç dakika sonra kapı sesinden Halilin geldiğini anladım.
-Anne ben geldim.Neredesin?
-Hoşgeldin oğlum.Mutfaktayım.Sofra hazır.
-Elimi yüzümü yıkayıp geliyorum.
Daha sofranı görmemişti galiba.Çünki sofrada göreceği 2 artık tabağın Halilde soru işareti yaratması lazımdı.
-Anne misafirimiz mi var?
-Evet oğlum.Ancak misafir değil onlar.
-Anne ben hiç bir şey anlamadım.Niye bilmece gibi konuşuyorsun ki?
-Üstüme iyilik sağlık.Ben niye bilmece gibi konuşayım ki?
-Neyse anne gelecek olanlar kim?
Ferehin başını içeri uzatıp ses çıkarmasını sağladım.Ardından bizde içeri girdik.
-Dön arkanı bak gör kim gelmiş.
Halil şüpheli bakışlarıyla arkasını döndü.Beni gördüğü an gözleri büyüdü.
-Hadi canım.Anne ben yanlış mı görüyorum?Yoksa ablamlar gerçekten burada mı?
Anneme izin vermeden ben konuştum.
-Buradayım kardeşim.Her şey gerçek.
"ALLAHHHHH"Halil coşkulu nidalarıyla benimle sarıldı.
-Abla şimdi sen benim için mi geldin?
-Evet.Benim kardeşim sözleniyormuş.Ben de dedim ki,gidip görümcelik vazifemi yapayım.
-Yap en büyük hakkındır.
Benden ayrılıp Azerin yanına gitti.
-Sen de hoş geldin abi.Nasılsın?
-Xoş gördük.Yaxşıyam.Sən necəsən?
-Sizi gördüm çok iyi oldum.
Ferehe baktığımda parmakları ağzında bizi izliyordu.
-Ay benim prensesimde buradaymış.Dayısı yesin onu.
-Hadi sofraya geçin yemekler soğudu.
Hep birlikte sofraya geçtik.Halil isteme sohpeti her açıldığında heyecanlanıyordu.Gözleri çakmak-çakmak bakmaya başlıyordu.Azer Halilin bu haliyle şakalaşıyordu.Bir ara Fereh bile Halile gülmüştü.Yemekten sonra sohpet edip çaylarımızı içtik.Sonra her kes odalarına dağıldı.Bizde çekirdek ailemizle uykuya daldık.
Yarınların bize neler getireceğini bilmeden....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fələyin oyunu
PoetryXüsusi təyinatlı hərbiçi Azər Rüstəmov, Türk həkim Hafsa Öztürk. ~ Keçmişi yaralı olan iki gənc və onların hekayəsi