Genç çift Azerbaycan havalımanından çıktılar.Hafsa ne kadar gerginde olsa bunu Azere bildirmeği hiç istemiyordu.O yüzden etrafı daha çok izleyip şehrin güzelliğini keşf ediyordu.Azer derin bir nefes çekti.İnsanın kendi memleketi gibisi yok.Türkiyede bütün işlerini hall etmişlerdi.Hatta bu yüzden Azerin timinden bir gün geç gelmişlerdi Azerbaycana.Hafsa annesi ve kardeşiyle konuşmuş durumu izah etmişti.Tabi annesi üzülmüştü ancak kızı anlamasın diye kırk takla atmıştı.Halime hanım bir gün bunun olacağını biliyordu.Kızı kendi ailesini kurmuştu ve ailesi için her şeyi yapmaya gücü yeterdi.Zaten Azerbaycanla Türkiyenin arası o kadar çok değildi.İstedikleri zaman uçağa atlayıp bir-birlerini görmeğe gele bilirlerdi.Aslına bakarsa Hafsa da kendini çok iyi his ediyordu.Sanki bu şehir onu sarıp-sarmalaya ak ona ev olacaktı.Aşık olduğu insan için dünyanın o bir ucuna dahi giderdi.Azerin ailesini onu nasıl karşılayacağını bilmiyordu.En önemlisi onu dinlemeden yargılayacaklarından,Azerle ailesini arasının açılacağından korkuyordu.Azer kafasını çevirip Hafsaya baktı.
-Ölkəmə,şəhərimə xoş gəlmisən.
-Hoş buldum.
İkiside Azerlerin evine gidene kadar sesini çıkarmamıştı.Azer özlediği şehriyle özlem gidermiş,Hafsa ise yeni geldiği şehri keşf etmişti.Ve gördükleriyle şok olmuştu.Bakü hem keçmiş zamanları,hem de indiki zamanı kendinde birleştiren bir şehirdi.Bu da şehrin güzelliğine güzellik katıyordu.Azer kapılarını önünde duran araba ile omuzlarını dikleştirdi.Taksiden inip valizleri eline aldı.Azergil 5 katlı bir apartmanın 3-cü katında kalıyorlardı.Hafsa uyumuş olan kızını kucağımda dik olacak şekilde yatırıp üstüne ince battaniyesini örttü.Azer annesine ve kardeşine geleceklerini söylememişti.Hafsa Leyla ve Sevinç hanımın nasıl tepki vereceklerini bilmiyordu ve bu onu ürkütüyordu.Kötü insanlar olmadıklarını biliyordum.Ne de olsa Azeri annesi yetiştirmişti.Leyla hanımda kendi gibi çocuk yetiştireceğine göre iyi insandı.Azer önde biz arkada olacak şekilde apartmana çıktık.Azer elindekileri yere koyup kapıyı çaldı.İçeriden "Sevinc qapını aç" diğe bir ses geldi.Sonra ayak sesleri.Kapıyı açıp Azerin suratına baktı.Beyni bir şeyleri algılıyormuş gibi bir ifadesi var.
-Aaaaaa.
Kapıyı açan 1.55-1.60 boylarında, siyah,kıvırcık saçlı,kahve gözlü bir kızdı.Suratında tatlı bir ifade vardı.
-Qızım,kim gəlib?
Azer parmağıyla sus işareti yaptı.Annesine sürpriz yapacağını eliyle anlatdı.
-Qonşu Məlahət xaladır.Suyun gəlib-gəlmədiyini soruşur.
-Hə.De ki,bizdə gəlir.
-Hə, Məlahət xala.Bizdə su gəlir.
Azer kendini zor tutuyordu.Hatta Sevinçte.Her an güle bilirdiler.O yüzden bir-birinin suratına bakmıyorlardı.Azer ayakkabılarını çıkarıp içeri geçti.Azer geçtiği için bende gün yüzüne çıktım.Sevinç hanım beni görüp şaşırdı.Yuvarlak ve büyük olan gözleri bir azda büyüdü.Onun haline tebessüm edip içeri geçtim.O ise hala kapı girişinde bana bakıyordu.
-Qızım,Məlahət xalan getdi?
Bu sefer cevap Azerden geldi.
-Ana Məlahət xala heç gəlməmişdi ki.
-Bıy Sevinc sən kimə qapını açdın onda?Özdə sənin niyə səsin qalınlaşıb?Deyirəm soyuq su içmə.Ancaq məni eşitmirsən.
Azer dayanamayıp güldü ve annesine sarıldı.Annesi tezgahın başında yemek yapıyordu.
-Ayyy.Azərim gəlib.
Annesi yemeği boş verip Azere sıkı-sıkı sarıldı.Sevinç hanım Leyla hanımın yerine yemeği karıştırmaya başladı.
-Xoş gəlmisən balam.Maşallah kökəlmisən də.Üzünə də başqa cür nur,gözlərinə işıq gəlib.
Azer annesinin yüzünü öpüp kardeşinin yanına gitti.Onunlada kucaklaşıp yanaklarında öptü.Leyla hanım yanaklarını kurulayıp yemeğinin başına geçti.
-Ana,Sevinc mən sizi iki insanla tanış eləməliyəm.
-Hə qaqaş.Gələk əsas məsələyə.
-Buyur oğlum.
Azer bana bakıp başını salladı.İçeri geçip yüzlerine baktım.
-Merhaba.
Annesi şaşkınlıkla bir bana,bir uykudan yeni uyanmış Ferehe,bir de Azere baktı.
-Salam.Sevinc yeməyin altını söndür.
Leyla hanım Azerin bir şeyler konuşacağını anlayıp mutfaktaki sandalyeye oturdu.Sevinç hanım da Annesinin yanına geçti.Azer yanındaki sandalyeyi gösterip oturmam için çağırdı.Oturduğum an Fereh huysuzlanmaya başladı.Azer kollarını açıp Ferehi çağırdı.
-Fərəh,qızım gəl mənə.
Fereh sanki bu anı bekliyormuş gibi Azerin açtığı kolları arasına girdi.Başını boynuna gömüp orada saklandı.
-Qaqaş,danışacaqsan?Qurban olum bir söz de.Bu dəqiqə burada özümdən gedəcəm.Ürəyimin səsi qulaqlarıma gəlir.
Hem konuşup,hem bardaklara çay dolduruyordu.Yardım etmek için ayağa kalkacağım zaman Azer elleriyle beni durdurdu.
-Ana,Hafsa mənim həyat yoldaşımdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fələyin oyunu
PoetryXüsusi təyinatlı hərbiçi Azər Rüstəmov, Türk həkim Hafsa Öztürk. ~ Keçmişi yaralı olan iki gənc və onların hekayəsi