Üstümde yüklü, bütün gerginliğim ile işe gidiyordum.
Gerginliğimin sebebini tam olarak bilmiyordum ama çocuğa özel ders verme fikri eve yaklaştıkça, üstüme bir yük olup oturmuştu.
" Offf." Diyerek arabanın camını aralayıp yola devam ettiğim de , biraz daha iyi hissetmeye başlamıştım.
Büyük malikaneye vardığımda , sabah erken saatte işe neden geldiğimi sorguluyordum.
O sırada tam kapıda özbey'le karşılaştım.
" günaydın." Dedim bir baş selamı ile birlikte.
" günaydın Ateş bey . Nasılsınız." Dedi yine bütün naifliği ile.
" iyiyim sağolun siz." Diye kibarca cevaplamaya çalıştım.
" bende iyiyim . Pars uyuyordur hala ,siz geçin kahvaltınızı yapın, isterseniz odanız da dinlenmeye devam edin o kalkana kadar . SiZe haber verirler."
" tamam ben hallederim."
" benim şimdi gitmem gerek iyi günler size."
" iyi günler." Dediğim de yavaş adımlarla arabasına doğru adım attı.
Adam da bir tuhaflık vardı ." Sanki her geçen gün daha da yavaş yürüyor gibi..." Diye düşündüğümde , her neyse Diyerek, içeri doğru girdim.
Sofranın başında beni bekleyen kıza
"burayı toplayın , ben mutfakta alıştırırım bir şeyler ." Dediğimde , kız beni başıyla onaylamakla yetindi.
Mutfağa doğru adımlayıp
"Merhaba." Dedim sabahın bu saatinde bile harıl harıl çalışıyorlardı.
Geçen konuştuğum kadın ortalıklarda yoktu , onun yerine başka biri gelip
" buyrun bir şey mi istediniz. Kahvaltı da eksik bir şey mi var ? " Diye peşi sıra konuşmaya başladı.
Geçen gördüğüm kişi sayısından , daha çok çalışan olduğunu fark etmiştim.
" ben kendime bir sandviç hazırlayacaktım. Malzemeleri kullanmam sorun olmaz sanırım?"
" siz neden zahmet ediyorsunuz. Ne istiyorsunuz söyleyin biz hazırlarız."
" yok ben kendimde yaparım."
" olur mu öyle şey. Neli olsun sandviçiniz hemen hazırlarız. Hemen oturun şöyle." Dediğinde üzerimde oluşan bakışları görmemeye çalıştım.
Dediğini yapıp yerime yerleştim.
" domates , peynir yeterli olur." Diye de sandviçi nasıl istediğimi belirttim.
" ne içersiniz. Yeni taze çayımız var, taze meyve suyu , yada başka bir şeyler." Dedi kadın sandviç ekmeğini çıkartırken.
" çay olur."
" Pekala." Diyerek başka birine çay getirmesini söyledi.
Bense sessizce oturup yaptığı şeyi izlemeye başladım.
İçine her yeni bir malzeme koyduğunda bana soruyordu.
Ben aslında klasik domates , peynir yeter desemde bir de bunu deneyin beğenmezseniz, dediğinizi yaparız diye de gülümsemişti.
Sandiviçi yerken , bana meraklı suratla bakmasından rahatsız olsam da sesimi çıkartmayıp
" ellerine sağlık , çok güzel olmuş. Gerçekten beğendim." Dedim ki gerçekten de beğenmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUMA
Romanceiki baskın karakter , iki farklı hayat , iki farklı dünya ... ve birlikte olmamak için onlarca sebep. peki ya kalpleri? not : bütün hikayelerim yetişkin içerik. yaşınız küçük yada cinsellikten hoşlanmıyorsanız uzak durun.