22

2.6K 179 46
                                    

" Kes sesini Nathan. " dedi Pars alnını havluya silerken.

Bu Nathan denilen çocuk çok sinirimi bozmaya başladı diye düşünürken

" benimle de yapmayacak mısın?" Diye konuşarak  bana doğru döndü.

" bugünlük bu kadar yeter." Dediğim de

"Ayrımcılık mı yapıyorsunuz canım hocam." Diyerek yanıma adımladı.

" Hayır sadece sen de çok yoruldun. Dinlen bugünlük bu kadar yorduğumuz yeter seni." Dedim vazgeçmesini umarak.

" Hayır ben de denemek istiyorum." Dediğinde içimden bir siktir çektim.

Pars kaşlarını kaldırmış şekilde bana kaş göz yaparken ben ne yapabilirim bakışı atıyordum.

" tamam seninle de yapacağız ama tam tersi ayaklarını ben tutacağım sende benim ayaklarıma tutunacaksın anlaştık mı?"

" Neden Pars'la durduğun gibi durmuyoruz." Dediğinde hızlıca bir bahane üreterek

"Ellerim ağrıdı biraz, ayaklarını daha kolay tutarım. Sen bacaklarımdan destek al." Dedim çok saçma bir bahane söylediğim gerçekti ama yine de yapacak bir şeyim yoktu.

Pars Nathan 'a doğru gelip

"Yoruldu işte adam... rahat bırakalım hadi yarın devam ederiz." Dedi.

Nathan Pars'a tuhaf bir bakış atıp göz devirdi.

"Ne zamandır korumanı düşünüyorsun sen . Hem o kabul etti karışma." Diyerek önümde durdu.

Nathan'ın vazgeçmeyeceğinden emin olup , yere doğru uzandım.

O da az önce Pars'ın yaptığı şeyin aynısını sadece yön değiştirerek yapmaya çalıştığında , aynı şekilde zorlanıyordu.

Az önce Pars 'la gözüme tatlı gelen bütün saçmalıklar, şimdi bitse de gitsek modunda beklememe sebep oluyordu. En sonunda bir şekilde üstümde durmayı başardığında bu sefer Nathan gülmeye başladı.

Hiç bir tepki vermeden , durmaya devam ederken

" şimdi inmen gerek ." Dedim.

" nasıl ineceğim." Dedi hala gülmeye devam ederken.

Pars somurtmuş şekilde bizi izlerken , ben cevap verdim.

"Ellerimle ayaklarını yavaşca yere koyacağım dikkat et." Derken

" tamam." Diyerek beni onayladı.

Ellerimi yavaşca indirirken , nasıl olduğunu anlamadığım şekilde birden yana doğru düşmeye meyil edince , ayak bileklerini düşmesin diye istemsizce sıkmıştım.

Yaptığım hamle , onun yana düşmesini engellememiş,  aksine düşerken ayağının ters bir şekilde dönmesine sebep olmuştu.

" ahh." Diye duyduğum büyük inleme yüzünden hızlıca yerden kalkıp, bileğini tutmuş sızlanan çocuğa baktım.

Pars'da benim gibi Nathan'ın yanına koşmuştu, ikimiz de Nathan'ı kontrol ediyorduk.

"Nathat dur sakin ol ayağına bakacağım hadi izin ver bana." Diyerek elini bacağından çektiğim de görünür de bir şey olmadığına bakıp biraz rahatladım."

Bir kaç yere dokunup

" neresi acıyor." Diye sorduğumda gösterdiği yere bir kaç kez daha baskı yapıp, sadece burkulma olduğunu anlamıştım.

" önemli bir şey yok ama buz koyalım . Mutfağa kadar yürüyebilecek misin?" Diye sorduğum da olumsuzca başını salladı.

" tamam." Deyip tam kaldırmak için hazırlanırken

KORUMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin