"Yavaş be boğulacaksın." Diye bana bakıp gülen çocukla gülümsedim.
" Sus velet. Hadi hala film bulamadın." Dedim ben de onun gibi gülümseyerek.
"Korku filmi bulmak ne kadar zor senin haberin var mı? Çok kötülerin arasından biraz iyi bulmaya çalışıyorum." Dedi kafasını olumsuzca sallamaya devam ederken.
"E illa tutturdun korku diye. Aç şöyle aksiyon koşuşturmalı bir şeyler." Dedim ben de dürüm yapıp yediğim kebaptan ısırık aldığımda.
"Ya asker adamın başka nasıl zevki olacaksa zaten illa vurdulu kırdılı bir şeyler izlemek istiyor tabi." Dedi ve bir tane filmin üstünde durup açıklamasını okumaya başladı.
" he laf soktun şimdi sen bana öyle mi küçük prens." Dediğimde tek kaşını hafifçe kaldırıp tersçe baktı. Sonra çok umursamayıp filme bakmaya devam etti.
"Tamam neyse bak bu olsun . Yorumlarda da fena değil yazıyor bunu izleyelim. Ben film bulana kadar sen bitirdin ama yemeği ya." Dedi çocuk gibi söylenerek.
"Aç kalırsın böyle oyalanırsan." Desem de önümüzde bir dünya yemek olmasına gülümsedim. Gerçekten sürekli mızmızlanıp duruyordu. Eskiden sinir olduğum şey şimdi hoşuma gidiyordu. Geçmişte dövme hissi uyandıran davranışları, şimdi öpme isteği uyandırıyordu. Bu yaşımda, karşılıksız aşk yaşayacağımı söyleseler kıçımla gülerdim ama olan olmuştu . Ben değil hayat bana kıçıyla gülüyordu.
"Ne bakıyorsun be avel avel." Dediğinde uzunca bir süredir onu izlediğimi fark edip toparlandım. Bahane bulmaya çalışırken de aklıma ilk gelen şeyi söyledim.
" Ne çirkin çocuksun sen diye bakıyordum. Suratın bir tuhaf geldi birden." Dediğimde kendi söylediğim şeye kendim gülmemek için kendimi zor tuttum.
Bu söylediğim şeyle bir kaç saniye suratıma bakıp, büyük bir kahakaha attmaya başladı. O kadar çok gülmüştü ki ben de istemsizce sırıtmaya başlamıştım.
"Hıı hıı... koruma çok çirkin olduğum için o barda benimle olmak için can atmıştın dimi. Neyse ne hadi bana dürüm yapsana baya anlıyor gibisin bu işten." Dediğinde sözünü ikiletmeden lavaşı elime alıp dürüm yapmaya başladım.
Bir süre sessizlikten sonra tam filmi açacağı sırada dürümü uzatıp
" bu sırada o gece ben değil sen beni tavladın. Ayrıca çok sarhoştum gözüm görmüyordu pek yani." Dediğimde yarım sırıtışla dürümü alıp filmi açtı.
Bir şey demesini beklesemde colasını açıp filmi izlemeye devam etti. Ben de bir şey demeyerek ona bir dürüm daha yapıp filme odaklanmaya çalıştım.
Gerçekten filmin ortalarına doğru , kötünün iyisi bir film izlediğimizi anlamıştım. Ortalıkta yemek malzemeleri olduğu için bari kalkayım şunları toplayayım diye düşünürken elime yerde ki duran poşeti aldım.
"Ya sen bıraksana toplarlar nasıl olsa."Diyen sesle ciddi mi lan bu çocuk bakışı atmıştım bile.
"Lan velet ne var burada da milletin toplamasını bekleyeceğiz. Kaldır götünü de şunları kaldır yerden at poşete."
"Hiç işim olmaz." Dediğinde
" ya sabır." Çekip her şeyi poşete doldurdum.
Beş dakika bile sürmeyen paketleri toplama işini bile yapmaya üşenmesi beni delirtse de bir şey demeden lavaboda ellerimi yıkadım.
Geri geldiğimde filmi durdurmuş şekilde beni bekliyordu.
" izlemeye devam etseydin ya. Zaten film bok gibi ." Dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORUMA
Romanceiki baskın karakter , iki farklı hayat , iki farklı dünya ... ve birlikte olmamak için onlarca sebep. peki ya kalpleri? not : bütün hikayelerim yetişkin içerik. yaşınız küçük yada cinsellikten hoşlanmıyorsanız uzak durun.