23

2.6K 176 48
                                    

Eve sessiz bir şekilde yolculuk yaparak dönmüştük. Ne ben tek bir kelime etmiştim Ne de o... '
Canının fazlasıyla sıkkın olduğunu anlayabiliyordum , bu durum hoşuma gitmesede yapacak bir şey olmadığını bildiğim için sesimi çıkartamıyordum. 

Eve girdiğimizde de bana bir şey söylemeyerek odasına gitti. Peşinden öylesine bakarken,  bu çocuğa ne zaman bu kadar kapıldığımı düşünüyordum. Ne yaşamıştım ya da ne beni ona doğru çekmişti kendimde anlamıyordum. Bildiğim tek bir şey vardı, o da benim sürekli bu çocuğun yanında olmak istememdi. Hatta mümkünse ona dokunarak yanında durmayı tercih ederdim.

Biraz daha gidişini izledikten sonra, karnımın acıktığını hissedip mutfağa geçtim. İçeri girdiğimde yine büyük bir koşturmaca vardı. Kimseye zahmet vermek istemiyordum ama bir şeyler yapmaya kalktığımda da beni engelleyip , kendileri hazırlıyorlardı. Yine de sessizce dolabının önüne geçtim.

Ama beklenen olmuş, içlerinden biri

"Ne istemiştiniz?" Diye sormuştu.

İçimden ulan rahat rahat yemek bile yiyemiyorum  diye düşünsemde , hafifçe gülümseyerek

"Biraz acıktım, kendime bir şeyler hazırlayacaktım." Dedim.

"Siz ne istediğinizi söyleyin biz hemen hazırlayalım." Dedi kız aynı zaman da önünde yiyecekleri doğrarken.

"Yok ben bir şey istemem ne varsa yerim aslında." Dedim ama içimden yemek yemek için bile mahcup oluyoruz amına koyayım diye geçirmeden de edemedim.

"O zaman tamam siz istiyorsanız odanıza geçin ben getireyim." Dediğinde

Kafamı olumsuzca salladım.

"Yok ben burada yerim." Dedim bir de önüme yemek mi getittireğim yok artık diye düşündüm.

Sonra yine aklıma birden askeriye geldi. Eskiden askerler odama binlerce kez bir şeyler getirip götürürdü diye düşündüm. Ama artık askeriyede değilsin oğlum , kendine gel Diyerek aklımda ki düşünceleri savuşturdum.

Kadın hafifçe bana gülümseyip

"Tamam o zaman siz şöyle oturun bekleyin ben de size içecek bir şeyler getireyim önce." Dediğinde Sessizce başımla kadını onayladım.

Bir şeyleri önüme geldiğinde içeri , Pars'a aşık olduğunu düşündüğüm kız girdi. O sırada nereden geldiğini merak edip

"Bir baksana." Diye kıza seslendim.

Bana yüzünü dönüp, soğuk bir ifadeyle buyrun Dediğinde,  ağlamış olduğunu fark etmiştim. Yine de bir şey diyemeyeceğimi fark edip

"Pars'ın yanından mı geliyorsun?" diye sordum.

Kızın bunu söylediğimde dolan gözlerini fark etsemde , bir şey demeden bekledim.

"Odasında ama rahatsız edilmek istemiyormuş.  Dinlenecek yani." Dedi.

Başımla onu onaylandıktan sonra , kız tekrar gidecekken ona tekrar seslenip

"Sakıncası yoksa senin ismini öğrenebilir miyim?" Diye sordum.

"Leyla." Dediğinde gülümseyip

" teşekkür ederim." Dedim.

Pars'ın Moralinin bozuk olmasından nefret ediyordum. Ama en çok elimden bir şey gelmemesinden nefret ediyordum.

Yemeği yedikten sonra , odaya geçip uzandım. Pars yoksa benim de işim olmuyordu. Etrafa öyle göz gezdirirken, buraya daha çok eşya getirmem gerektiği fark ettim. Telefonu cebimden çıkartıp,  öylece İnternette dolanmaya başladım. Yarın da dersimiz vardı ve ondan sonra ki gün tatil günüm olacaktı.
Nihan'la buluşma fikri, ilk ona yazdığımda ki gibi cazip gelmemeye başlamıştı. Ne yapmak istediğimi kendimde bilmiyordum.

KORUMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin