20

3.4K 211 48
                                    

Sabah uyandığımda kendime gelmek için bir kaç dakika bekledim. Elime telefonu alıp saate baktım saat daha dokuza yeni geliyordu. Öğlene kadar nasıl vakit geçireceğim diye düşünürken biraz daha uyusam mı diye düşünmeye başlamıştım.

Telefonu tekrar komidine koyup uyumaya çalıştım ama uykum kaçmıştı bir kere en iyisi kalkayım Diyerek banyoya doğru ilerledim.

Kısa bir duş alıp, işlerimi hallettikten sonra giyinmeye başladım.

Öğlen derse kadar takım elbiseli dolaşmak zorunda olduğum için gömleğimin yakalarını ilikledim.

Odadan çıktığım da salona doğru ilerledim. Kahvaltı masasında Nathan'ı görüp şaşkınca baktım.

Tek başına oturmuş kahvaltı  ediyordu.

Beni gördüğü anda ,yüzünde büyük bir gülümseme oluştu.

" Merhaba koruma." Dedi gülümsemeyi sürdürerek.

" merhaba." Dedim bende dışarı doğru çıkmak için yürürken.

" otursana birlikte kahvaltı yapalım. Nereye gidiyorsun ? " Dedi bana seslenerek.

" daha aç değilim. Dışarıda biraz nefes alacağım."

" tamam benimde kahvaltım bitmişti zaten . Birlikte çıkalım bekle." Dediğinde yapışıklığı yüzünden göz devirmemek için kendimi zor tuttum.

" sen çık önce benim Pars'a bakmam lazım sonra gelirim yanına." Dedim Pars'ın bizi birlikte görmesini istemiyordum. Bir yanlış anlaşılma daha yaşamak istemiyordum.

" baya bakıcılık yapıyorsun yani ? Uyandırma servisi de varmış."

" orası seni ilgilendirmez." Dedim yanından uzaklaşıp merdivene yönelirken.

Arkamdan

" onun huysuzluğu ile uğraşmak zordur . Ben olsam seni uğraştırmazdım. " Dediğinde

Duymamazlıktan gelip yukarı çıkmaya devam ettim.

Arkamdan gelmediğine şükredip Pars'ın odasına doğru ilerledim.

Buraya neden geldiğim konusunda bir fikrim yoktu. Çıkıp başka işler de uydurabilirdim ama aklıma ilk Pars'ı görmek gelmişti.

Odasının önüne gelince kapısını tıklattım. Ses gelmediği için uyuduğundan emin olup içeri girdim.

Tahmin ettiğim gibi yorganın içinde kaybolmuş şekilde uyuyordu.

Bu gülümsememe sebep olurken yatağın yanına gelip oturdum.

Yorganı hafifçe çekip yüzünü açtım. Kendini öyle bir sarmalamıştı ki bu halini bile tatlı bulmaya başlamıştım.

Aşırı dağınık yatıyordu.  Yorgan yüzünden çekilince hafifçe suratını ekşitti ama uyanmadı.

Dayanamayarak Elimle yüzünü hafifçe okşadım. Hala uyuduğundan emin olduktan sonra, elimi hafifçe dudaklarının üstüne getirdim.

Alt dudağının üstünde parmağımı hafifçe gezdirdim. Aynı zaman da yakalanmak istemediğim için süreki yüzünü kontrol ediyordum.

dudağını biraz çekiştirdikten sonra Pars'ı öpme istediğimi bastırmaya çalıştım.

Parmağımı dudaklarında biraz daha dolaştırırken Pars huysuzca kıpırdandı.  Hemen elimi çekip yavaşca gözlerini açmasını bekledim.

Şaşkın gözlerle bana bakarken

" rüyada mıyım lan ben ." Dedi bu söylediği ile birlikte seslice güldüm.

" rüyalarında beni mi görüyorsun. " Dediğimde

KORUMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin