10

327 18 0
                                    

Tam ahırın kapısını açtıkları anda küçük bir patlama sesi ahırda yankılandı. Gökçe'nin eli refleks olarak silahına giderken

"İyi ki doğdun Gökçe. İyi ki doğdun Gökçe." sesleri yankılandı bu sefer ahırda. Gökçe ahırın içine baktığında Hilal, Gökalp ve Ayaz'ı gördü. Sonra bugünün doğum günü olduğunu hatırladı.

Almila ilk önce şok olmuş şekilde bakarken tarihi yeni hatırlamıştı ve o da bağırıyordu.

" Tarih 13 Şubat, yani komutanımızın resmi olarak 27 yaşına girdiği tarih. İyi ki doğdun Gökçe." dedi Hilal.

Hepsi kendisini 27 yaşında olarak tanıtmıştı ama daha resmi olarak 27 yaşına girmemişlerdi.

İlk önce Hilal sarıldı Gökçe'ye. "İyi ki doğdun, iyi ki varsın ve iyi ki bizimlesin kardeşim. "

Sonra Gökalp geldi." İyi ki doğdun sevdiğim. İyi ki benimlesin." dedi. Gökçe'nin sevgilim kelimesinden nefret ettiğini biliyordu. O yüzden sevdiğim diyordu.

Sonra da Ayaz geldi. "İyi ki doğdun kanka. " dedi.

Almila'da Gökçe'nin doğum gününü kutlayınca ahırdan çıktılar. Gökçe" Şurada bir çardak var oraya oturalım. "dedi. Hepsi onaylayınca gidip oturdular.

Hilal pastayı çıkardı. Ayaz'a dönüp" Ayaz çay sendeydi versene dökelim de içelim. "dedi.

" Ne çayı? "dedi Ayaz umursamaz bir sesle.

" Sakın bana 'Bende çay yok' deme. "

" E iyide bende çay yok. Olmayan şeye nasıl var diyeyim. "

" Ya of Ayaz ya, bir şeyi unutmasan şaşardım zaten. Eh çayımız yok, böyle idare edeceğiz mecburen. "

Bu tatlı tartışmayı Gökçe sonlandırdı. "Kim demiş yok diye? Bende var, Fadime teyze termosa doldurmuştu çıkmadan. Az ama yeter bu bize."

"Valla mı? Hay senin aklına kurban Fadime teyze. Kim olduğunu bilmiyorum ama Allah razı olsun senden." dedi Ayaz.

Herkes şen bir kahkaha attı. Daha sonra Gökçe ,Almila'ya grubu anlatmaya başladı.

"Hilal, benim en yakın arkadaşım. Aynı zamanda en zor zamanımda yanımda olan kişi. Gülmeyi sever ama ciddi olması gereken yerde ciddiliği sorgulanamaz.
Gökalp, şu anda benim sevdiğim. Aslında size bir şey açıklamak istiyorum. Ben Gökalp'i hep seviyordum. Ama hiç belli etmek istemedim, sanki belli edersem, söylersem bitecek gibi gelirdi hep. Ben de o yüzden hep terslerdim çocuğu ama içten içe kıyamazdım. Grubun kültürlülerinden. Tarihi iyi, gülmesi gereken yerde gülen, ciddi olması gereken yerde ciddi bir kişi.
Ayaz, grubun gülme kaynağı. Hiçbir yerde ciddi kalamaz ve her yerde gülmeyi de güldürmeyi de başarır. Tarihi de iyi değil fazla. Hatta bunun hiçbir dersi iyi değil, anca güldürmeyi bilir."

Gökçe'nin son sözüne herkes gülerken bir tek Ayaz gülmüyordu. Sonra sesini gücenmiş çıkarmaya çalışarak "Aşk olsun Gökçe. O kadar da değil. Hem benim bedenim 100. O yeter bana." dedi.

Bu sefer Ayaz'da gülüyordu.

Gökçe "Şaka şaka Ayaz'ın da dersleri iyiydi. Biz dördümüz sınıfın en iyileriydik."

Herkes Gökçe'nin anlattığı gibiyken Gökçe, grubun en olgunuydu. Tarihi hepsinden iyiydi ve anlatmayı çok severdi. Yazdığı denemeler yarışmalarda hep birinciliği göğüslerdi.

Koyu bir sohbete dalmışken Hilal "Ee Gökçe madem bağlamayı getirmişsin, bir türkünü dinleriz. Özlemişim sesini vallahi."

"Hay hay." diyip bağlamayı çıkardı Gökçe. Ayarlamaları yapınca çalmaya başladı.

ASKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin