18

189 13 0
                                    

Her zaman olduğu gibi dört buçukta kalktı Gökçe. Hemen hazırlanıp eğitim alanına gitti. Biraz sonra tim ve bölükte karşısındaydı. Bundan sonra eğitimlerde bölükte olacaktı. 

Bunu karargahtaki General istemişti. Burayı Türkiye'nin en iyi karargahı yapmak istiyordu. 

Bölük, artık normalin üzerinde eğitim yapmaya başlayacaktı. En iyi askerler olmaları lazımdı.

Gökçe, önündeki bölüğe baktı. Çoğu daha önce eğitim verdiği askerlerdi ama yeni bir kaç kişi vardı. Onlara kendilerini tanıtmaları için izin verdi. 

Hepsi kendini tanıtınca Gökçe konuşmaya başladı.

''Ben Kıdemli Üsteğmen Gökçe Esker. Şehadet nasip olmadıkça beraberiz. Burada biz IŞIK TİMİ ile normalin üstünde eğitim yapıyorduk. İlk başlarda herkes zorlandı ama şimdi alıştılar. Herkes alışır, biz Mehmetçiklere pes etmek yakışmaz. Baştan ben yapamam diyen varsa yolu açık olsun. Kendini gerçek bir Mehmetçik olarak görenle beraberiz. Bölük adınız Mehmetçik, itirazı veya önerisi olan var mı?''

Kimseden ses çıkmayınca devam etti.

''Eğitimlerde iki katı yapacağımız zamanlar olacak. Bunların ilki burada bulunan askerlerin bir tanesi bile geç kalırsa o zaman olacak. İkincisi de biz yeni gelen askerlere karşılama yaparız. Şimdi bölük, siz de yeni gelmiş olduğunuza göre ilk günümüzü iki kat eğitimle başlayacağız. Ayrıca bu konuşma esnasında geçen zaman fazla olduğu için geç olarak sayıyorum ama dört katı değil üç katı yapacağız. Hazırsanız başlayalım.''

Biraz bekledikten sonra yine bağırdı. 

''Mehmetçik Bölüğü ve IŞIK TİMİ, 15 kilometre koşu için başla.''

Tüm eğitimler bittiğinde saat on olmuştu. Herkes önce duş alıp sonra kahvaltılarını yapmaya başladı. 

Gökçe hızlıca kahvaltısını yaptı ve sandalyesinden kalktı. Hilal ''Nereye?'' diye sordu.

''Halletmem gereken birkaç iş var, iki saate gelirim.''

Önce odasına gidip sivil kıyafetlerini giyindi. Sonra arabasına binip karakolun yolunu tutu. Yolda giderken bir yandan da düşünüyordu. 

Gerçekten benim kardeşim mi?

Saçmalama Gökçe, öldü o.

Ama ölmemiş dedi adam. Gökalp'te kontrol etti. Olabilir.

Olamaz, olmamalı. Adam yalan söylemiş olabilir.

Adam yalan söylese bile bu kadar benzerliği ne olacak peki?

İnsan insana benzermiş Gökçe, unuttun mu?

Bu kadar benzeyemez ama. Babamın aynısı vardı karşımda.

Olabilir. Ayrıca belki sen benzettin bu kadar.

Herkesin bize nasıl baktığını görmedin mi?

Benzerliğinize mi bakıyorlardı? Her yerin kandı, unuttun mu?

Kana baksalar yüzüme değil koluma, ellerime bakarlardı.

O senin kardeşin değil! Bu kadar!

Kendi kendisiyle kavga ederken sonunda karakola varmıştı. Duygusuzluk zırhını kuşanıp arabadan indi ve içeri girdi.

İkinci kata çıktı, sağa döndü ve aradığı odayı buldu. Kapıyı tıklatıp içeri girdi.

"Baş komiserim, müsaade var mı?"

ASKERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin