Grup, ışıkları yaktıktan sonra tesisin içinden çıkarak Elif'i aramaya karar verir. İkbal, kararlı bir şekilde, "Grubumuzun en güçlü kızını kaybettik. Onu kurtarmamız gerekiyor," dedi.Sena, azarlama bir şekilde, "Anlamadım!" diye karşılık verdi. Ancak hemen ardından Zeynep, "İkbal haklı, Elif'i kurtarmalıyız," dedi.
Grubun liderliğini üstlenen Ikbal, planı ortaya koyarak, "Sena, Zeynep, Ikbal şehrin sağ tarafını, Enes, Kayra, Yeşim, Selin sol tarafını arayacaklar. Elif'i bulana kadar hiç durmayın," dedi.
Sena, hala anlamış gibi yaparak, "Peki, ama neden?" diye sordu.
Ikbal, "Çünkü Elif, bu grubun gücünü temsil ediyor. Onu kaybetmek, gücümüzü zayıflatacaktır. Hadi, herkes yerine gitsin ve dikkatli olun," dedi.
Grup üyeleri, belirlenen yönlere doğru ayrılırken, şehir merkezindeki belirsizlikle baş etmek için kararlı bir şekilde ilerliyorlardı.
Ikbal, Sena, ve Zeynep, binaların arasında, sokaklarda ve marketlerde titiz bir kontrol gerçekleştirdi. Ancak, kontrol ettikleri alan şehrin sadece küçük bir bölümüne denk geliyordu, çünkü şehir oldukça genişti.
Diğer tarafta, Kayra, Enes, Selin, ve Yeşim, dükkânları, sokakları ve küçük binaları kontrol etmek üzere görevlendirilmişti. Bu da, diğer grubun kontrol ettiği bölgelerle aynı genişlikteydi.
Her iki grup da şehirin bu küçük kısımlarını titizlikle inceledi, umutla Elif'in izini bulmayı amaçlıyordu. Ancak, şehrin genişliği ve karmaşıklığı, bu görevi daha da zorlaştırıyordu. Arama sırasında, binaların arasında, sokaklarda ve dükkânlarda sessizlik hakimdi, Elif'in izini bulma umudu ve belirsizlikle dolu bir atmosfer vardı.
Her iki grup, şehrin dar sokaklarında ve binalarının arasında dolaşırken, sessizlik her an bozulabilecek bir gerilim yaratıyordu. Ikbal, Sena ve Zeynep'in kontrol ettiği alanın karmaşıklığına rağmen, Kayra, Enes, Selin ve Yeşim de aynı hassasiyetle küçük dükkânları ve sokakları tarıyordu.
Bir süre sonra, Ikbal'in grubu ve diğer grup arasındaki mesafe kısalırken, şehirdeki her adım Elif'in izini bulma umuduyla atılıyordu. Ancak, geniş şehir merkezinde kaybolan Elif'i bulmak, birkaç gözlem ve anıtın ötesinde oldukça zorlu bir görevdi.
Sena, "Belki de şehir merkezinin dışına çıkmalıyız. Elif belki de şehrin daha geniş bir bölgesine götürüldü," dedi.
Ikbal, düşünceli bir şekilde, "Evet, doğru söylüyorsun. Şehri daha geniş bir perspektiften inceleyelim. Belki de orada bir iz bulabiliriz," dedi.
Grup, şehir merkezinden dışarı çıkarak, Elif'in izini sürmeye devam etmeye kararlı bir şekilde ilerliyordu.
Neredeyse iki hafta boyunca Elif'i bulmak için çabalayan grup, şehrin üçte birini titizlikle taradı. Ancak, uzun ve yoğun arama süreci boyunca herhangi bir iz bulamamışlardı. Tüm grup üyeleri yorgun düşmüş, umutsuzluğa kapılmış ve aramayı pes etmişlerdi.
Ikbal, ağır bir şekilde nefes alarak, "Sanırım Elif'i bulmak için yeterince çabaladık, ama şu ana kadar hiçbir sonuç alamadık. Belki de farklı bir yaklaşım denemeliyiz," dedi.
Sena, "Evet, belki de şehri daha geniş bir perspektiften değil, farklı bir açıdan ele almalıyız. Belki de Elif'in izini sürmek için başka bir ipucuna ihtiyacımız var," diye ekledi.
Grup, Elif'i bulma umudu ve belirsizlikle dolu bir şehirdeki bu zorlu göreve bir mola verirken, bir sonraki adımlarını düşünmeye karar verdiler.
Selin ve Kayra, şehirin dükkânlarını gezip bozulmamış yiyecek arayışına girdiler. Bir dükkan bulduklarında içeri girdiklerinde, raflarda duran konserve ve dayanıklı yiyecekleri gördüler. Ellerine aldıkları konserve kutularını özenle seçip alırlarken, dükkanın sessizliği içinde ani bir hareketle dikkatlerini çeken bir kadın ve küçük bir kız çocuğuyla karşılaştılar.
Kadın, 45 yaşlarında, zayıf bir görünüme sahipti, hayatın ona getirdiği zorlukları yansıtıyordu. Yanında duran küçük kız çocuğu ise yaklaşık 9 yaşındaydı. Sarı saçları ve zayıf bedeni, onun da çevresindeki zorlu şartlara dayandığını gösteriyordu.
Selin ve Kayra, konserve kutularını alıp dükkandan çıktıklarında, bu yaşlı kadın ve küçük kızın şehirdeki zorluklara nasıl direndiklerini fark ettiler. Göz göze geldiklerinde, sessiz bir an oluştu, her iki taraf da şehirdeki zor zamanların yarattığı dayanışma ve dayanma hissini paylaşıyormuş gibi hissettiler.
Kadın, Selin ve Kayra'ya ürkek ve nazik bir şekilde yaklaştı. "Lütfen bize zarar vermeyin. Başka bir grubun şiddetinden kaçtık. Kızım ve ben çok açız, lütfen bize yardım edin," dedi. Selin, samimi bir şekilde gülümseyerek, "Tabii ki, bizim bir grubumuz var. Bize katılın," dedi. Kayra da bu fikre olumlu bir şekilde başını sallayarak, "Tabii ki," dedi.
Kadın ve kızı, gruba katılmaya karar verdiklerinde, birbirlerine yürümeye başladılar. Grup, bu yeni üyelerini daha yakından tanıma fırsatı buldu. Anlaşıldı ki, kadın ve kızı bir anne-kızdı. Kız, pek konuşmayan ve biraz üzgün görünen biriydi. Annesi ise başka birisinden gördüğü şiddetten etkilenmiş olmalıydı, çünkü nazik ve ürkek bir tavır sergiliyordu.
Selin, kadın ve kızının yanına yaklaşarak gülümsedi. "İsimlerimizle tanışalım. Ben Selin, yanımdaki ise Kayra. Sizin adınız ne?" diye sordu. Kadın, hafifçe gülerek, "Benim adım Ayşe, kızımın adı ise müge" dedi. Grup, Ayşe ve Müge'nin katılımıyla daha da güçlenirken, yeni bir başlangıca doğru ilerliyorlardı.
Ayşe 45 yasında 4. Çocuğu bu yüzden çok yaşlı böyle yaşlı biri 4. Çocuğuna zar zor bakan diğer çocuklarıda ölmüş kocasından şiddet yiyen ve o yüzden başka grubdan ayrılan bir kadın
Müge 9 yaşında babasından ve abilerinden şiddet yiyen bir kız ve o yüzden içine kapanaki ve annesinin ona bakması onu üzüyordu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Titreyen Yeraltı
AdventureTitreyen Yeraltı: Reactorun Gölgesindeki Zombi Salgını Gizli bir nükleer tesis, bir reaktör kazasının ardından sessizce zombi kıyametinin fitilini ateşler. Radyasyonun etkisiyle ölüler, yeniden hayata dönerken, tesisin çevresindeki şehirde panik ve...