İkbal'in sesi derin bir endişe ve kararlılıkla dolu, "Arkadaşlar, bugün kalacak bir yer bulmalıyız," dedi. Gözleri belirsiz bir geleceğe odaklı, gece karanlığında kararlarını bekliyordu. Yüzündeki gölgeler, yaşanan zorlu durumu yansıtıyordu, ancak içindeki azim ve liderlik parlıyordu.
İkbal, gözleri çevresindeki karanlığı taramıştı. Ani bir kararla dönüp gruba seslendi, "Arkadaşlar, bugün bir yer bulmalıyız. Güvenli ve geçici bir sığınak."Sena, endişeli bir bakışla sordu, "Ama nereye gideceğiz? Her yer tehlikeli."
Enes, haritayı incelediğini belirterek ekledi, "Yakındaki bir kasaba veya terkedilmiş bir yer bulabiliriz."
Kayra, düşünceli bir ifadeyle devam etti, "Belki de bir yeraltı sığınağı bize koruma sağlar."
Zeynep, "Ancak bu karanlıkta ilerlemek riskli olabilir," dedi.
Selin, "Bir çözüm bulmalıyız, yoksa zombilerin eline düşeriz," diye uyardı.
Yeşim, kararlı bir şekilde konuştu, "Belki de ormanın içine saklanabiliriz. Daha az farkediliriz."
Elif, "Evet, ama yiyecek ve su kaynaklarını düşünmeliyiz," dedi.
İkbal, kısık bir sesle ekledi, "Her şeyi değerlendirip birlikte karar verelim. Hareket etmeliyiz, zaman daralıyor." Grup, gece yarısında yaşadıkları yerin yok oluşundan sonra bir araya gelmiş, kararlarını birlikte almaya hazırdı.
Yeşim'in önerisi üzerine, gruptakiler kararlarını vermiş ve birlikte ormanın içine doğru adım atmışlardı. Kayalıklar ve yoğun bitki örtüsü arasında ilerlerken, gece sessizliğinde ayak sesleri yankılanıyordu. Bir ara Yeşim, "Burada güvende olabiliriz, ama dikkatli olmalıyız. Zombilerin bu alanlarda dolaştığını duymuştum," diye uyardı.
Sena endişeli bir ifadeyle sordu, "Peki, yiyecek ve su nasıl bulacağız?"
Enes, haritasını kontrol ederek, "Biraz ileride nehir var gibi görünüyor. Belki oradan su temin edebiliriz."
Zeynep, "Ama yiyecek konusunu düşünmeliyiz. Belki de avlanmamız gerekecek."
İkbal, "Grubun her biri bir göreve odaklanmalı. Hep birlikte bu zorlu durumu aşabiliriz," dedi.
Elif, "Ben su kaynağını kontrol ederim, diğerleri avlanmaya odaklanabilir."
Selin, "Mükemmel plan! Hadi hep birlikte bu ormanın içinde güvenli bir yer bulalım," diyerek motive ettiği grupta birlik ve kırık bir dayanışma hissediliyordu.
Elif, kovaları dikkatlice taşırken, suyun huzur veren sesi, biraz olsun içlerindeki gerilimi hafifletiyordu. Ancak her kova su, onun içsel çalkantılarına gölge düşürüyordu. Gece yarısında terk edilmiş bir yerleşim yerinden ayrılmanın ardından, hayatta kalmak için çabalıyordu.
Sena, Zeynep ve Kayra, nehir kenarında avladıkları balıkları ateşin üzerinde pişiriyorlardı. Ancak bu basit görev, geçmişteki kayıpları hatırlamalarına neden oldu. Her çıtlayan ateş, arkadaşlarının yokluğunu daha belirgin hale getiriyordu.
Enes ve İkbal, birlikte sığınaklarını inşa ediyorlardı. Ancak her duvar, her çatı tahtası, onları geçmişteki korkunç olaylarla yüzleşmeye zorluyordu. Enes, odaklanmaya çalışırken hafızasında kalan anıları bastırmaya çabalıyordu. İkbal ise sessizdi, yüzünde geçmişin yaraları belirginleşmişti.
Yeşim ve ikbal ise diğerleri gibi hızla adapte olamamışlardı. Yorgun, üzgün ve hüzünlü bakışları, hala kaybettikleri dostları ve yaşadıkları korkunç salgını düşündüklerini gösteriyordu. Gece, onların içsel dünyalarındaki fırtınanın izlerini taşıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Titreyen Yeraltı
PrzygodoweTitreyen Yeraltı: Reactorun Gölgesindeki Zombi Salgını Gizli bir nükleer tesis, bir reaktör kazasının ardından sessizce zombi kıyametinin fitilini ateşler. Radyasyonun etkisiyle ölüler, yeniden hayata dönerken, tesisin çevresindeki şehirde panik ve...