Ayşe ve İkbal nefes nefese koştukları yoldan geri döndüler. Gördükleri manzara karşısında herkesin gözleri yaşlarla dolmuştu. Ahmet, Merve'nin yanına çökerek, yere düşmüş kardeşlerine bakıyordu. Sena, korku ve hayretle sordu: "Peki şimdi ne yapacağız?" Ahmet, sinirle, kinle ve üzüntüyle onları öldüreceğimizi söyledi. Ayşe endişeli bir sesle karşılık verdi: "İyide bir planımız yok. Neredeler, nasıl bulacağız onları?" Herkes sessizce etrafa bakınıyordu, bir plan yapma telaşı içinde...
İkbal kararlı bir şekilde, "Tamam, ilk ölüleri gömelim. Yakmayacağız, bu canilik olur. Herkes kürek alsın." dedi. Ancak Ahmet, "Durularda Berk var, onu kurtarmalıyız." diye cevapladı. İkbal ölüleri gömdükten sonra düşünelim dedi, ama Ahmet, "Onu bulmak istiyorum şimdi." diyerek ikbalin üzerine yürüdü. İkbal sakin olmalarını istedi ve onu tuttu. Ahmet, sinirle, "Ne sakin olmasından bahsediyorsun kardeşim? Ölmüş, diğeride kaçırılmış. Sen benimle kafamı buluyorsun, çekil yolumdan" Enes "gitme. Gitmen sadece kayıp olur. Hem kendini, hem bizi, hem de kardeşini tehlikeye atıyorsun." dedi. İkbal sert sözleri üzerine Ahmet, "Sen kapat o çeneni. Senin öldürmediysem sana lazım olduğundandır." diye karşılık verdi. Bu sert diyaloglar arasında gerilim had safhadaydı.
İkbal'ın sert uyarısına rağmen Ahmet'in inatçı tavrı tartışmayı daha da kızıştırdı. Sena, endişeyle, "Arkadaşlar, lütfen sakin olalım. Şu anda durumu düşünerek hareket etmeliyiz." dedi. Ayşe, sessizce, "Ahmet, ikbal haklı. Berk'i kurtarmak önemli, ama birlikte hareket etmeliyiz. Bu kavgayla hiçbir yere varamayız." diye ekledi. Merve, hala ağlayarak, "Ahmet, lütfen yapma. Berk'i kurtarmak için bir plan yapmalıyız, tek başına gitmek tehlikeli olur." diye yakardı. İkbal, ciddiyetle, "Haklısınız. Ahmet, bu işi birlikte halledelim. Berk'i kurtarmak için bir plan yapalım, sonra harekete geçelim." dedi. Ahmet, öfkeyle, "Tamam, peki. Ama Berk'i kurtarmadan hiçbir yere gitmeyeceğim. Onu bulana kadar durmayacağım." diye kararlılıkla belirtti. Herkesin endişeli yüz ifadeleri arasında, bir plan yapma telaşı başlamıştı.
İkbal, Merve ve Ahmet bir araya geldiler ve sessizce konuşmaya başladılar. İkbal'in yüzünde ciddiyet vardı, Merve'nin gözleri hala duygusal bir hüzünle doluydu ve Ahmet'in ifadesi kararlılıkla doluydu.
İkbal ilk olarak konuştu, "Durumumuzun ciddiyetinin farkındayız. Berk'i kurtarmak için önce gittiği yeri bulmalıyız. Ancak bu, riskli bir görev olacak. Yolda karşılaşabileceğimiz her türlü tehlikeye karşı hazırlıklı olmalıyız."
Merve, başını hafifçe sallayarak cevap verdi, "Evet, Berk'in durumu endişe verici. Ama onu kurtarmadan diğer adımlara geçemeyiz. Onu bulmamız ve güvenli bir şekilde geri getirmemiz gerekiyor."
Ahmet, kollarını sıkıca kavuşturarak konuştu, "Anlıyorum. Ancak bu operasyonu gerçekleştirmek için her şeyi planlamalı ve her olasılığı göz önünde bulundurmalıyız. Ekip olarak birbirimize destek olmalıyız ve birlikte hareket etmeliyiz."
İkbal, Merve ve Ahmet arasındaki bu konuşma, grup içindeki kararlılığı ve işbirliğini artırdı. Berk'in kurtarılması için gerekli olan zorlu görevin bilinciyle, her biri diğerine güveniyor ve ortak bir amaca odaklanıyordu. Bu zorlu görevde başarılı olmak için birlikte çalışmaya kararlıydılar.
Ölülerin gömülmesinin ardından, grup görev dağılımını hızla gerçekleştirdi. Her biri, kasabanın güvenliğini sağlamak ve Berk'i bulmak için ellerinden geleni yapmaya kararlıydı.
Kayra, Enes ve Selin, telsizleri ve teknolojik aletleri kontrol ederek iletişim ağını güçlendiriyorlardı. Kayra'nın elindeki cihazlarla, çevredeki her türlü sinyali izliyor ve gerekli bilgileri topluyorlardı.
Sena, Kemal ve Zeynep, sağlık ekipmanlarını hazırlayarak acil durumlara karşı önlem alıyorlardı. İlaçlar, yara bandı ve diğer tıbbi malzemeler, her an ihtiyaç duyulabilecek şekilde düzenlenmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Titreyen Yeraltı
PertualanganTitreyen Yeraltı: Reactorun Gölgesindeki Zombi Salgını Gizli bir nükleer tesis, bir reaktör kazasının ardından sessizce zombi kıyametinin fitilini ateşler. Radyasyonun etkisiyle ölüler, yeniden hayata dönerken, tesisin çevresindeki şehirde panik ve...