Herkese iyi akşamlar <3
Yepyeni bölümümüzde yine beraberiz. Ve ben tabii ki çok mutluyum ;)))
Yorumlarınızı ve yıldızlarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar :)))
Seviliyorsunuz <3
Bölüm şarkıları:
Gökhan Türkmen – Aşk
Can Ozan & Damla Eker – Öyle Kolay Âşık Olmam
Melike Şahin – Samatya'da İlk Rakı
"Hoş geldiniz!" Tuana'nın mutlulukla parlayan gözlerine şöyle bir baktım. Dudaklarımı kıvırmayı denedim fakat pek de başarılı olduğum söylenemezdi. Çünkü benim odağım başka bir noktaya kaymıştı.
"Evime hoş geldiniz. Ben Onat."
Kulağımda Onat'ın, Yavuz'un ve Taner'in sesleri birbirine karıştı. Hemen arkamdaydılar. Dönüp onlara baktığımda, Yavuz'un Onat'la el sıkıştığını gördüm.
"Teşekkürler. Memnun oldum. Ben de Yavuz," deyip soluna döndü. "Arkadaşım ve iş ortağım Taner."
"Selam!" Taner ortama aşırı hızlı uyum sağlayarak, Onat'tan sonra diğerleriyle de tanıştı.
Ben ise sessizce onları izliyordum.
"Hadi, oturun. Biz şarapla başladık henüz masaya geçmediğimiz için. İsteyen var mı?"
"Ben alırım, teşekkürler," dedi Taner.
Yavuz da aynısından istedi. Heykel gibi dikildiğimi bana dokunduğunda fark ettim. "Lale, iyi misin?"
Derin bir nefes alıp bakışlarımı ona çevirdim. "İyiyim tabii ki. Hadi, şuraya geçelim biz de." Burada karşılıklı bir oturma grubu vardı. Onat'ın evinin terası oldukça büyüktü. Koltukları açıp burada uyuduğumuz zamanları bilirdim.
Yan yana oturduğumuzda, bir bacağımı diğerinin üzerine attım. Yavuz kolunu omzuma sarınca ben de ona sokuldum. Sol elim onun sağ eliyle buluştu. Bu el teması aramızda aşırı büyülü bir şeydi bence.
Herkes sohbet ederken, benim bakışlarım bir kez daha Zeynep'i buldu. Birkaç saniye sonraysa yanındaki kişide durmuştu. Dudaklarımı birbirine bastırdım fakat kendimi tabii ki engelleyememiştim. "Senin de davetli olduğunu bilmiyordum." Sözlerimdeki zehirli hissi yakaladığına emindim.
"Benimki sürpriz oldu," derken dönüp kısa bir an Zeynep'e baktı. "Zeynep'in işi benden kaynaklı biraz uzadı. Buraya geç kalmasın diye onu ben getirdim."
Alaycı bir ifadeyle tek kaşımı kaldırdım. "Ne yaptın özel olarak? Uçurdun mu buraya kadar? Bizden bile önce gelmişsiniz de!"
Kahkahasına hazırlıklı değildim. Sinir olduğumun aşırı derecede farkındaydı ve bunu kullanıyordu. Üstelik Tuana'nın da keyifli hâli gözümden kaçmamıştı. Zeynep ise olduğu yerde âdeta kıvranıyordu. Yanaklarının kızardığına yemin edebilirdim.
"Belki biraz uçmuş olabiliriz," dediğinde arkadaşıma baktı. "Gerçi Zeynep hafiften panikledi ama olsun."
"O ne demek şimdi?" Sorularıma sadece onun cevap vermesinden çok sıkılmıştım.
Bunu düşündüğüm anda Zeynep ilk kez söze girdi. "Oğuz Bey'in sürat botuyla geldik de..." Sesi düşük, ne yapacağını bilemediğini gösteren bir çaresizlikle kaplıydı.
"Sürat botu mu?" Biz de eğer Yavuz'u dinleseydik tekneyle gelebilirdik. Kafamın içinde sürekli konuşan kişiye gözlerimi devirdim. Buradaki önemli olan konuyu atlamamalıydım. Umarım Zeynep sürat botunda korkudan bu sevimsize sarılmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANUN KAÇAĞI
ActionBedenimin az önceki sıcaklıktan sıyrılıp soğuduğunu hissettim. Yavuz'a dair yepyeni sorular zihnimde birbirine bağlanmıştı. Bu yaralar ne zaman, nerede ve nasıl olmuştu? Çok merak ediyordum. Yavuz'un bana baktığını gördüm. Telefonu ne ara kapatmıştı...