Herkese keyifli akşamlar <3
Bu bende alışkanlık oldu galiba; her bölüm öncesi bitmeyen heyecan yapmışlar :D
Lale'yle birlikte yeni evimize taşındığımıza göre artık rahat bir nefes alabiliriz :D
Keyifli ve teorilerinizi içeren yorumlarınızı bekliyorum ;)) Ve bölümü yıldızlamayı unutmayın!
Seviyorum hepinizi <3
Eşyalarımı yerleştirdikten ve odayı kendime ait bir ortama çevirdikten sonra telefonumu da alarak aşağıya indim. Burnuma mis gibi kokular geliyordu. Salona girip kokuya doğru ilerledim. L tipindeki bistro masaya baktım. Salata kâsesi, dilimli ekmekler ve bir kenarda da bir kişilik servis takımı vardı.
"Lale Hanım, yemek hazır olmak üzere. Verandaya servis açmamı ister misiniz?"
"Aslında burası güzel. Ben mutfakta yemeği severim." Yüksek sandalyelerden birine oturdum. "Elinize sağlık. Çok güzel kokuyor."
Kadın gülümsedi. "Teşekkür ederim. İçecek ne alırsınız?"
"Sadece su." Dirseğimi masaya, çenemi de avucuma yaslayıp onu izlemeye başladım. "Ne zamandır burada çalışıyorsunuz?" Yavuz'a soracağıma, daha keyifli sohbet ortamı varsa bence kaçırmamalıydım.
Bir an durdu. Kafasında hesap yaptığını anladım. "Dokuz yıl kadar oldu. Yavuz Bey bu evi aldığından beri buradayım." Hmm... Yani 2014'te buraya taşınmıştı. "Ben aslında Adil Bey'in evindeydim. Yavuz Bey'i de bebekliğinden beri tanırım."
"Ne güzel! Ama bu kadar zaman geçmesine rağmen size niye hanım diyor? Çok mu uzaksınız?" Aaa! Cidden beni hiç ilgilendirmeyen şeylere olan bu merakım nereden geliyordu?
Gülümser Hanım adı gibi gülümseyerek bana karşılık verdi. "Disiplinle alakalı diyelim. İş kuralları çerçevesinde kalmayı ben de tercih ediyorum."
Çok benlik bir düşünceydi. Disiplin lafı dikkatimi çekmişti ama. "Yavuz bu konuda katı kuralları olan biri mi?" Bakışlarımı ondan ayırmamıştım.
Temkinli bir ifadeye bürünen yüzü, tam da söylediği gibi kurallara uyan birinin yapacağı şekilde nazik bir ciddiyetle kaplandı. "Yavuz Bey çok iyi biridir. Çalışanlarına karşı naziktir. Bu aslında benim iş prensiplerimle de ilgili. Bir yerde nasıl başladıysam öyle devam ederim."
"O zaman katı olan Yavuz'un babası mı?" Tam burada dilimi sokacak bir eşek arısı aranıyordu! "Pardon! Beni ilgilendirmez tabii. Sizi de sıkıştırmış gibi oldum." Oturduğum yerde rahatsızca kıpırdandım.
"Balık hazır. Hemen servis ediyorum." Profesyonel davranış bunu gerektirirdi. Konu usturupluca kapanmıştı. Sorgu işini ben yine Engin ve belki Taner üzerinde yoğunlaştırabilirdim.
Bunu düşünmek, bana bugün yaşadıklarımı hatırlatmıştı. Şu gizemli adamın kim olduğunu Yavuz bile tahmin edememişti. Acaba konu benim düşündüğüm gibi gerçekten de abisiyle mi alakalıydı? Sonuçta faili meçhul bir cinayete kurban gitmişti. İnsan çok sevdiği birinin ölümüyle sınandığı zaman...
Gözlerimi yumdum. Ellerimi yumruk yaptığımda terlediklerini fark ettim. Olmadık zamanlarda gelen bu his beni çok yoruyordu. Üstelik sıklıkla olmaya başlamıştı. Ve bugün ikincisini yaşıyordum.
"Lale Hanım?"
Duyuyordum ama henüz cevap verecek gücüm yoktu. Derin derin nefes alıyordum. Birkaç saniye içinde sakinleşecek, üzerimden o ağırlığı atacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANUN KAÇAĞI
ActionBedenimin az önceki sıcaklıktan sıyrılıp soğuduğunu hissettim. Yavuz'a dair yepyeni sorular zihnimde birbirine bağlanmıştı. Bu yaralar ne zaman, nerede ve nasıl olmuştu? Çok merak ediyordum. Yavuz'un bana baktığını gördüm. Telefonu ne ara kapatmıştı...