1 ay geçmişti. Maria uzmanlardan yardım almış ve eskisinden daha iyi yürümeye başlamıştı. Bugün boranın annesi ve kız kardeşi ile tanışacaktı. Onun heyecanı vardı içinde. "Sizce siyah mı giymeliyim yoksa gri mi?" Saneme ve Laleye soruyordu bu soruyu. "Iyy," dedi. Aynı anda hala yeğen maria ise onlara göz devirdi. "Yasta mısın maria ne siyahı ne grisi? Dök şu dolabı. En olmadı bizim dolaplardan birşey ayarlarız." Lale hanım gerçekten intihar sebebiydi. "Ne giyeceğim ki?" Bu sefer göz deviren lale ve sanemdi. "Bize bırak." Aynı anda aynı şeyi söylemişlerdi.
Onların bu cümlesinden sonra maria birşey söylemedi onlardan başka şansı yoktu çünkü. Altında deri bir etek vardı üzerinde ise boğazlı yeşil bir kazak. Ablasının ısrarları ile topuklu deri bot giymişti maria. Üzerine gri bir kaban almıştı. Aslında feride hanımlarla ilk tanışması değildi ona geçmiş olsuna gelmişlerdi. Ama ilk defa onlarla dışarı çıkacağı için heyecanlıydı maria. "Anne," diye. Seslendi yasmin hanıma. "Geldim, geldim." Yasmin hanım aşağı indiğinde gördüğü kızıyla gülümsedi. Kesinlikle anne kız oldukları çok belliydi. Kombinleri tıpatıp aynıyken yalnızca yasmin hanım etek değil kumaş pantolon giymişti. "Bu ne güzellik maria?" Ses yasmin hanımın arkasındaki deniz beyden çıkmıştı. Tabii ki kabullenmişti onları. "Kaynanasıyla buluşuyor tabi güzel olacak." Bunu söyleyen laleye deniz bey ters ters bakarken maria ve yasmin hanım çıkmıştı.
"Allah halama sabır versin, şimdi babamla uğraşacak." Yasmin hanım kafasını olumsuzca salladı. "Allah babana sabır versin o cadı halanla uğraşmak daha zor." Yasmin hanım kesinlikle daha haklıydı. "Anne," dedi. Maria, "annem" diye yanıtladı yasmin hanım onu. "Esra beni sever mi? Feride teyze geçen geldiklerinde iyi davranmıştı ama ya yaralıyım diye öyle davrandıysa?" İçindeki korkuları yalnızca annesine açmıştı maria. "Feride öyle sevmediği kimseyle samimiyetsiz bir şekilde ilgilenmez. Esrayı bilemiyorum o biraz içine kapanık." Öyle mi der gibi baktım anneme o ise beni anlamış gibi kafasını salladı.
Şuan bora, esra, feride hanım, maria ve yasmin hanım bir kafede oturuyordu. Feride hanım ve yasmin hanım gayet güzel güzel konuşuyordu. Arada feride hanım maria ile ilgileniyordu. Kaynanası mariayı kesinlikle seviyordu. Görümcesi için aynı şeyi pek söyleyemezdik. Esra sırf maria adıyla seslendiği için baya baya tartışmıştı. Maria ise bir tartışmada ilk defa sessiz kalmayıp. 'Abinle çıkıyorum, sana abla demem ona karşı bir hakaret olur.' Demişti. Bunun üzerine esra susmuş telefonuyla ilgilenmeye başlamıştı. "Sevgilim," dedi bora. "Efendim?" Maria her ne kadar feride hanımla anlaşsa da esra ile tartıştığı için gergindi. "Esraya mı takılı kaldın sen?" Maria boranın sorusuyla ona döndü. "Kız kardeşinle ilk defa tanışıyorum ve tartışma yaratıyorum. Sessiz kalmam lazımdı." Bora başını olumsuzca salladı. Marianın yakın olan yüzünden fırsat bularak yanaklarından öptü. "O cadı kesinlikle tartışma yaratacak başka birşey bulurdu. Ayrıca sessiz kalmaman beni daha çok mutlu etti. Tırnaklarını gösterince daha çekici oldun." Sonlara doğru marianın kulağına söylemişti. Maria ise sanki lale hanımın sürdüğü bir ton allık yokmuş gibi daha da kızardı. "Çok fenasın sen. Git uzaklaş. Annen şimdi buraya bakacak rezil olacağız." Bora kısık sesli bir kahkaha patlattı. "Neye gülüyorsun sen gene?" Bıkkınca konuştu maria zira sevgilisi onun yanındayken herşeyle dalga geçebiliyordu. "Yanakların çok güzel oldu. Cadı şimdi buraya bakıyor olmasa öperdim mis gibi." Cadı dediği gibi maria boranın omuzlarından tutarak kendinden uzaklaştırdi. Kendisi isteği üzerine yakın dövüş öğreniyordu. Soruşturmada olan abisi ona bu konuda fazlaca yardımcı oluyordu. Ha bir de yavuzun pek sevgili sevgilisi sıla komutan da marianın tam destekçisiydi. "Helal olsun yavuzla sıla başkana sen yakında beni geçersin." Maria tek kaşını kaldırdı öyle mi der gibi. "Öyle tabii. Başkomser Bora akdemirin karısı komser Maria akdemir. Maria polis mi olsan?" Maria heycanla konuşan sevgilisine güldü. "O Ahu Maria Yıldırım olmasın başkomserim?" Bora başını olumsuzca salladı. "Kesinlikle Ahu Maria Akdemir." Maria omuzlarını düşürdü. Bilmem derce.
"Kızım, sence senin çeyizine pembe bebek patiği mi öriyim yoksa mavi mi?" Evet konu çeyize kadar gitmişti. "Beyaz olsun bence." Dedi bu sefer yasmin hanım. Onu onaylarca bora konuştu. "Bence de beyaz olsun." Aynı anda 3 kadının sesi duyuldu. "Sen sus." Bunun üzerine güldü bora. Kafaları bu kadar uyuştuğu için sevinse mi dert mi yansa bilemedi. "Bencede beyaz olsun feride teyze." Kafasını salladı deride teyze. Bunları anca 5 yıl sonra yaşayabilirdi. Zira babası ve abisine söz vermişti. "Ben kalkıyım artık kızlar gelmiş." Diye ayaklandı esra. "Bays yasmin teyze." Ne annesini konuşturdu ne de abisini. "Ben her yaşımda bununla uğraşmak zorunda mıyım anne?" Boranın bıkkın sorusuna cevap vermek yerine mahcupça maria ile konuştu. "Kusura bakma kızım. Bu da böyle değiştiremedim." Maria samimiyetle gülümsedi feride hanıma. "Sorun değil feride teyze, bende hatalıydım ona o şekilde yükselmemem gerekiyordu." Feride hanım gülümsedi mariaya karşı. Onu gerçekten çok sevmişti. Ortamın havasını dağıtan yasmin hanım olmuştu. "Bizde kalkalım artık. Deli olmuştur lale ile sanem." Kesinlikle haklıydı yasmin hanım geldiklerinden beri hem mariaya hem de ona yüzlerce mesaj atmışlardı.
Eve doğru giden arabadaki sessizliği maria bozdu. "Sence esraya çok mu sert davrandım anne? İçim hiç rahat değil." Yasmin hanım kızının bu soruyu soracağını biliyordu. Gülümsedi kızına karşı. "Bence çok yerinde bir cevap verdin. Hatta bunu esranın susmasıyla kanıtladın da. Merak etme düzelirsiniz." Ofladı maria. "Oflama." Her anne kız arasında geçen diyolog onlarında arasında geçiyordu tabii ki.
"Nasıl geçti?" Kapıda karşılamaya gelem lale ve sanemin sorusuydu. "Çok güzel." Dedi maria keyifsizce. "Buna ne oldu yenge?" Lale hanım kesinlikle mükemmel bir görümceydi yasmin kıymetini bugün anlamıştı. "Görümcesi ile biraz tartıştılar. Ama bir görceksin benim kızımı halası, nasıl çıkarttı tırnaklarını." Rahat bir nefes verdi onları karşılayan ikili. "Ay ne yaptın kız?" Ofladı maria gene. "Hala bırak peşimi ya." Salona doğru ilerlerken asker kıyafetlerini giymiş abisini gördü maria. Birkaç saniye duraksadı. Neden giymişti ki? Onun gitmesini hiç istemiyordu. Yavuz kapıya doğru gidecekken koridorda duran kardeşini farketti. "Abicim, soruşturmam bitti. Göreve gidiyoruz. Kendine iyi bak." Bunları söylerken bir yandan da kardeşine sarılıyor, saçlarını öpüyordu. "Allaha emanet olun." Yavuz bunu söyleyip dış kapıdan çıkmıştı. İçinde buruklukla çıkan abisine baktı maria. Asker beklemek gerçekten zordu.
Ailecek salonda oturup gün değerlendirmesi yapıyorlardı. "Ablam okula geldiğinden belli kimse bana karışmıyor. İnsanın ablası olması ne güzelmiş." Bunu söyleyen ve ensesine tokat yiyen ardaydı. "Ben maria gelene kadar saksı mıydım?" Sanemin bu siniri odadaki çoğu kişinin gülmesine sebep olmuştu. Babasına sarılmış kafasını gögüse koymuş onları dinliyordu maria. "Senin günün nasıldı abicim?" Soruyu soran erendi. "Çok güzeldi. Yoruldum sadece, sabah ders yapmıştık abimle." Daha fazla dillendirmek istemiyordu esra konusunu. "Abimle sıla gittiğine göre bana kaldın dövüş konusunda." Maria abisine gülümseyerek kafasını salladı. "Daha iyi bir ikili olacağımıza eminim." Buna maria da emindi çünkü erenle yaptığı herşey daha da güzel oluyordu. Maria bu bir aylık süreçte yengesi ve yegeninin mezarlarına gitmişti. Küçük yegenini fotoğraflardan tanımıştı. "Halasının kuzusuna bunların hepsini söyleyeceğim." Lale hanım kesinlikle başa bela olduğu kadar evin neşe kaynağıydı.
•Farkettiyseniz ben mutlu bölüm yazamıyorum arkadaşlar. İlla bir yerlerden esrayı çıkarttıyorum. Ama kesinlikle yazdığım en mutlu bölümdü.
•Salı günü nasıl mutlu bölüm yazamadığımı anlarsınız. Finalden önceki bölümümüz salı günü yayınlanacak.
•Bölüm nasıldı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MARİA
RandomMaria annesi onu terk ettiğinden beri babasının güzel kızı değildi babası döver söverdi annesinin gidişini Marianın küçük bedeninden çıkarırdı onu ilk dövdüğünde "benim kimsesiz kızım beni de kimsesiz bıraktın" demişti bu cümle ne kadar ağırına gitm...