özel bölüm ♡

875 47 6
                                    

Maria bora ile minik kızlarının gözlerinin içine bakıyordu. Bora için elini tuttuğu kadın ve gözlerine bakmaya çalıştığı kızı şükür sebebiydi. "Bora," dedi maria. "Sevgilim?" Maria sevgilim diye seslenen kocasına gülümsedi. "Çok güzel değil mi? Uğurla geldi sinemimiz bize." Uğurla gelmişti yavuzu getirmişti gelirken. "Benim güzel kızım bizi çok korkuttu. Maria o telefonu kapatmadan önce söylediklerin yüzünden kafayı yiyecektim." 'Bana bir şey olursa kızımızı çok sevin olur mu?' Boranın doğumhanenin önünde delirmesine sebep olmuştu. "Aslında benim onu söylememe gerek yoktu. Senin kızımızı çok seveceğine emindim ama hamilelik psikolojisiyle söyledim." Şükretti bora onun gitmediğine şimdi kızlarının gözlerine beraber bakabildikleri için. "O kapının önünde ikinizden birine bir şey olacak diye o kadar korktum ki... Bora Akdemir ilk defa böyle korktu." Gülümsedi maria. "Bak. İkimizde buradayız. Ben kocamı kızımızda babasını bırakma taraftarı değil." Gülümsedi bora da. "Şükürler olsun." Sesli bir şekildede belli etti bora şükürünü. "Dedemler inmiş olmalı uçaktan. Annenleri ara onlar da gelsin." Yüzündeki gülümseme büyüdü boranın. "Ararım güzelim." Hadi hadi der gibi kaşlarını kaldırdı maria. "İki ev arkamızdalar sevgilim dedenler geldiğinde de arasak gelirler. Ben kızımı izleyeceğim." Maria gözlerini devirdi pek sevgili kocasına. "Hamileyken esraya çok bakmıştım biliyorsun değil mi?" Bora bir an düşündü bunun ne demek olduğunu daha somra aklına gelen şeyle. "Tövbe yavrum. Tövbe de. Babam sen sakın o cadıya benzeme. Bana bir tane deli yetiyor." Kızının yanından kalkan borayla zafer gülümsemesini sundu maria. "Annenleri ara sonra da markete git alışveriş yap. Bademli çikolata al bana." Bora kafasını salladı maria tekrardan kocasına döndü. "Serkanla yavuz abimleri de ara. Onlar da gelsin." "Emredersiniz karıcım." Güldü gene maria.

...

Yavuzun elini sıkıca tutmuştu yaren bu yüzden uyanmasına rağmen kıpırdamıyordu yavuz. Sıla ise akşama iftarlık hazırlamak için ayaklanmıştı. Güne ilk gözlerini açan yiğit olmuştu.

"Baba," diye mırıldandı kafasında hissettiği el ile. "Babam, günaydın." Yiğit babasına en kırgın olandı. 1 ay geçmesine rağmen hep mesafeli davranıyordu. Çünkü o bu hayatta en sevdiği kadınları ağlatmıştı yiğitin düşüncesine göre. "Annem nerede?" Sesi hala mesafeliydi yiğitin 3 yaşında bir çocuktu ama babasına olan kırgınlığını belli edebiliyordu. "Aşağıda. Yaren uyansın birlikte ineriz olur mu oğlum?" Yavuzun sorusuna olumsuzca cevap verdi yiğit. "Sen yokken tek başımıza inebiliyorduk. Gene gideceksen kardeşimi, annemi, halamları ve babaannemi üzme." İzindeydi şu an yavuz ama gene gidecekti aylar sonra gelecekti belki ama bu 2 çocuğun yüreğinde hep babam şehit mi oldu korkusu olacaktı. "Yiğit, seni veya kardeşini üzmemek için her şeyi yaparım biliyorsun değil mi babacığım?" Yiğit cevap verecekken her sabah olduğu gibi sıçrayarak uyandı yaren.

"Baba baba lütfen gitme." Yutkundu yavuz kızının hüzünlü gözlerini görünce. "Burdayım, bak yanındayım babacığım." Bir çok kez psikolojik danışmana gitmişlerdi yiğitin mesafesinin yalnızca koruma duygusundan. Yarenin korkularının ise kendini koruma iç güdüsü ile ortaya çıktığını söylemişti. "Baba, nolur gene şehit olma. Başka çocukları değil bizi koru." Kendi dünyasındaki o başka çocuklardam nefret ediyordu yaren babasından onlar yüzünden ayrılmıştı ona göre. "Şşş, babam bak buradayım."

Yareni kolları arasına almıştı aynı annesi gibi gül kokuyordu yaren. Yiğit ilk defa babasına karşı gardını indirerek babasının kolları arasında olan kardeşine sarıldı. Bunu farkeden yavuz kızına sarılam oğlunu sağ omzuna çekti. İtiraz etmedi yiğit. Yavuz ise ensesinde hissettiği 2 nefesle huzur bulmuştu.

"Oğlum tarafından da satıldığıma göre, ben bebek görmeye gideceğim. Gelmek isteyen?" En son bir şeyler hazırlayacağını söyleyerek aşağı inmişti. "Annecim ben seni satmadım. Ben yarene sarıldım babam bana hemen sarıldı." Gülerek baktı sıla oğluna. "Bora seni aramışta ben açtım çocuklar uyanmasın diye. Akşama iftara bekliyorlar." Kafasını salladı yavuz.

"Anne, babam da kuzey baba gibi oyuncak alsın bize." Yarenin söylediği ile yavuz kaşlarını çatmıştı. Kuzey baba kimdi? "Kuzey kim?" Sıla triple konuştu. "Sanane." Evet yavuz geldiğinde duygusuz sılayı değil bütün duygularını dışa aktaran bir sıla bulmuştu. "Yavrum, kimmiş o... Benim kızım ona baba diyor?" Güldü sıla en yakın arkadaşınına giden küfürler hiç olmamıştı. "Bir de gülüyorsun. Ayıp, ayıp. Kocaya gülünür mü?" Bu sefer yaren ve yiğitte gülmüştü. "Ay babacığım. Kuzey baba arkadaş. Ben onu çok seviyoyum o yüzden o benim kuzey babam." Yavuz bu sefer kızına kaşlarını çatarak baktı. Neden başkasına baba diyordu ki kızı? "Arkadaşsa kuzey abidir. Kuzey amcadır. Baba ne bebeğim? Senin bir tane baban var." Bunu duymayı istiyordu yaren güldü babasına. "Benim biy tane çoook güçlü babam vay." Kızının tatlılıkla söylediği kelimelerden sonra yanaklarından öptü yavuz. "O yataktan kalkmazsanız, ben mariaya yardım edemezsem babanın öptüğü yanaklarını ısırırım." Yaren gülerek yatakta babasının omzuna çıktı oradan ise annesine dil çıkarttı. "Benim babam yanaklarımı korur. Senin azat baban seninkileri korur mu ki?" Azat babasıydı sılanın azat bey gelmeleri onun da yüreğini ferahlatmıştı. "Azat babama söyliyim de beni giderken yanında götürsün. Bu evde dışlanıyorum." Yiğit ve yaren başlarını hemen olumsuzca salladı. "Asllaaa, azat dede çok huysuz. Seni bize geri vermez. Sen deniz dedeme git." Sıla kızına şaşkınlıkla baktı. Onu az önce evden mi kavmuştu o küçük burun? "Kız, ne fenasın sen? Gerçekten dışlanıyorum ya. Babama söyliyeceğim hepinizi." Güldü üçlü bu defa bozmadı yiğit babasını.

...

İftar sofrasının başında ezanın okunmasını bekliyordu koca aile. Esra iş yapmamak için çocuklara sırnaşırken marianınsesi duyuldu. "Görümcem yemek koyucam bana yardıma gel." Gayet iyi anlaşan bir ikili olmuşlardı zira caner ile esra sevgili oldukları için yengesine olan sevgisi artmıştı. "Sıla abla gelsin ya ben bu bücürleri ısırıcam." İşten kaçmak için gayet uygun bir bahaneydi. "Her şeyi yengem yaptı zaten kalk kız." En az esra kadar görümceliğini yapıyordu maria da. "Selam canım ailem." İçeri giren lale ile bakışlar ona dönmüştü. "Gelmeseydin lale." Yavuza göz devirdi lale. "İnsan halayla böyle konuşur mu? Azat amca bence sıla bir mardin havası alsın kocası tam bir öküz belki kıymetini anlar." Bu sefer gözlerini deviren yavuz olmuştu.

Sinem ile oynayan caner ve esraya bakıyorlardı. Çocuk yakışmıştı ellerine. Yemekler yenmiş çay içiliyordu. Mutlu bir aile tablosu vardı. Onca şeye rağmen mutlu olmayı beceren bir aile. Sevgi ile büyüyecek olan 4 çocuk vardı artık marianın hayatında. İlk göz ağrısı melek ile sineme bakarak gülüyordu. Sanem ablası gerçekten en yakın arkadaşını doğurmuştu. Daha sonra babaları geldiğinden beri gözleri parlayan iki yeğenine baktı. Onun için yeğenden öte çocuğu olmuşlardı. Onlar ile arasındaki bağ çok farklıydı yaren ve yiğit onun için sinemden farksızdı. Sonra kendi kızıma baktı. Minicik elleri olmayan dişleri ile halası ve dayısına gülüyordu. Bu aileye geldiği için, bu aile onun ailesi olduğu için şükretti maria...

•Görüşmeyeli nasılsınız ballar?

•Bayramda da bölüm atmaya çalışacağım ama biliyorsunuz bu kadar mutlu bölümler yazmak hiç benlik değil baya zorlanıyorum Usyshsuisu

•Bu arada yeni bir kurgumuz var okumak isteyen veya bana destek olmak istiyenler için ESARETİNDEN KURTULUŞ isimli kitabımızı okuyabilirsiniz.

•Bu arada yeni bir kurgumuz var okumak isteyen veya bana destek olmak istiyenler için ESARETİNDEN KURTULUŞ isimli kitabımızı okuyabilirsiniz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

•Bölüm nasıldı? Özel bölüm atmamı istiyor musunuz?

•Oy verip yorum yapmayı unutmayiin💓

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 13 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MARİA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin