Bölüm 6
Kaçak Benliğin DokunuşuBazen insan mest olurdu. Tek bir kavramdı mest olmak. Fakat öylesine genişti ki… Bir meydandı bakıldığında. Ahım şahım oldukça özenilmiş bir meydandı. İnsanları dakikasında büyüler tüm hislerini kendinde güzel bir şekilde toplardı. Bu meydanın çok yolu olurdu. Her bir insanın uzanabileceği bambaşka yollar meydanın kolları olur, onu herkese ve her yere özel kılardı. Kendinden mahrum bırakmayacak kadar çok yol açardı. Önemli olan o yollardan birini fark edebilmek, karanlığın esir aldığı yolun o dokusunu fark edebilmekti. Aslen bunu yaptığını düşünüyordu…
Bu meydanı kalbinde görebiliyordu. Işıkları zihnine uzanıyor muhteşemliği bedenini sızlatıyordu. Hangi yoldan ulaştığını kazımıştı aklının o duvarlarına. Her kaygı ve endişeyi zorla yerle bir etmiş yerine yeni açmış çiçek gibi temiz ve hazır duyguları döşemişti. Bu yolda elde etiği güzel duyguları raflarda tatlandırmıştı. Antika dükkânındaki kız biblosu da rafın en güzel köşesinde kendisine fenerini uzatıyordu. O antika dükkânı… Bambaşkaydı. Her şeyden uzakta bir çocuğun en tatlı hayaliydi… Dehliz'in hayaliydi…
Orada kazandığı duyguların mest edişini hâlâ çekiyordu. Bu onu sarhoş gibi hissettiriyordu. Aklındaki her şey uçmuş düşüncelerinden uzakta bir şeyi düşlüyordu. Orada çalışırken kendi olabildiğini görmüştü. O duvarların arasında aslında Dehliz ile iyi bir ikili olduğunu tekrardan fark etmişti. Aslında… O duvarlar kendisini başkalarından korumuştu. Babası için başkası olmayı denememişti. Abisi gibi davranmamış, başarılı bir insanın kılığından uzak durmuştu. O… Orada kendi başarılı olmak istemişti… Yaşlı adamın gözlerinde gördüğü o parıltılara bakmak istemişti. Çukuru yıkılmıştı ama o toprağın üstündeydi. Yıldızlarına o an erişmişti…
Yemek hâlâ yememişti. Akşamüzeri olmasına rağmen eve yeni gelmiş en sessiz haliyle kapıyı açmıştı. Her zamanki gibi gizlice içeri süzülürken bundan hiç rahatsız olmamıştı. Aksine konuşulanları iyice duymak istiyordu. Telefonuna en son baktığında kaç arama vardı unutmuştu ama… Bu gün kimse kendisine ulaşamamıştı. Ailesinden uzakta o antika dükkânına yakın dolanmıştı. Aslında ondan sonra da zihni oradan ayrılamamış, dükkân içi yapılabilecek şeyler düşünmüştü. Bunu parkta yaparken bir çikolata yemiş paketini cebine saklamıştı.
Karanlık koridorda yavaşça kapıyı örttü. İstediği gibi sesi öylesine az bir dalga yaratmıştı ki içeriden duyulma olasılığı sıfırdı. Yavaşça anahtarını cebine ayakkabılığın üzerine bırakırken sessizce birkaç adım attı. İçeriden güzel bir yemeğin kokusu koridora sızıyor eski bir tat şimdiden kendini karşılıyordu. Bir kez daha ne kadar acıktığını hatırlarken içeriden gelen sesi duydu. “Dehliz iki gündür kaytarmış işe gitmemiş… Bu gün ne kadar ararsam arayayım açmıyor… Ben bu çocuğu ne yapacağım anlamıyorum…”
Ben bu çocuğu ne yapacağım anlamıyorum… Yavaşça aklından bu sözleri çıkarırken daha fazla aç kalmamak adına odasına yürüdü. Eski şeyleri çıkarıp daha rahat bir şeyler giydikten sonra yemeğe oturabilirdi. Odasının kapısı ardına kadar açıktı. Birinin buraya girdiği kesindi. Adımları sessizliğe en yakın haliyle ilerlemeye devam ederken odasına girdi. Karanlıktan kurtulmak adına yavaşça kapıyı örttü. Sessiz olabilmesi için oldukça yavaş kapattığına emin olarak ışıkları açtı. Çalışma masasındaki her defter açıktı. Gerçekten günlük yazdığını mı sanıyorlardı?
Üstündeki penyeyi omuzlarından çekip yatağa atarken dolabına doğru adımlar attı. Tahta kapağı açarken önüne dizilen kıyafetlerden birini çekti. Üstüne geçirirken sadece rengine odaklandı. Asker yeşili bir penyeydi. Aklına fırçasından bulaşan boyanın o tatlı darbeleri geldiğinde yavaşça gülümsedi. İnancı tamdı bu işi alabilirdi. Yavaşça eşofmanı yerine de siyah bir eşofman giyerek dolabı dahi kapatmadan odasından çıktı. Koridorda sessiz adımlarla ilerlerken annesinin sesini işitiyordu. “Hâlâ gelmedi… Endişe ediyorum ya bir şey olduysa? Sana ne dedi Kenan?”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cinayet Mahalli
Mystery / Thriller"Bir gece önceden... Planlanır hep dizeler, İnsanlar öldürülmeden. Haber vererek tehdit eder..." Yıllar önce kapanan Baha Demir vakası on beş yıl sonra büyük bir delilin bulunması ile sarsılır. Delil polislerce yetersiz kabul edilir hatta bir kanıt...