Bölüm 18
Acının Yakaladığı Güzel AnSandalyesine gömülüp kalmak bir süre sadece kendine hapsolmak istiyordu. Karmaşık duygular hâlâ bedeninde kol geziyor ne düşüneceğini bilemez hâlde kulağına uzanan adım seslerini tekrar tekrar canlandırıyordu. Bozuk bir plaktan şarkı dinlemeye çalışır gibi bu adım seslerini duymaktan yorulmuş harabelerin arasında boğulmadan nefes alabilmeye çalışmaktan bıkmıştı. Artık ruhunun kaçtığı derinliklerden bir acı yükseliyordu. Ruhunun o köşesinde bile yakalandığı bu duyguların onda bıraktığı yaranın kor ateş izleri…
Adamın anlattıklarını düşünebilmeyi beceremediği için bedeni ile baş başa kalmak onun haline bakmak zorundaydı. Fırtınanın yıkıp geçerken bıraktığı harabelerin ardından korku gecenin karanlığında parlayan dolunaya benziyordu. Her yerden ortaya çıkabilecek kadar aydınlık baktığında görebileceğin kadar parlak… Artık korkusunu geriye atabilir bir hâldeydi… Aslında korkuyu terk edemiyordu. O korkunç tını kulaklarından silinmiyor o erkeksi tonun ardından gelen fısıltıları unutamıyordu ama… En azından artık her şey fazlasıyla karışmıştı…
Anlattıkları ne ifade ediyordu? Neydi gerçektekiler? Neden bir çocuk bunları yazardı? Lanet olsun ki aklı çok doluydu. Her boş bulduğu yerden her kıvrımından beynine süzülen soruların yağmuru sel oluvermiş damarlarındaki kana akın ederken, hislerinin birbirlerine girdiği o bedeni taş kadar ağır bırakıyordu. Kendini toparlayacak gücü bulamıyordu. Bunca olayın üstünden gelen bu konuşma… Çok tehditkârdı…
“Tamam! Yeter bu kadar gerilim. Ne diyorduk? Arkadaşların ile dışarı çıkıyordun. Bu konuyu yarın bol bol konuşuruz. Şimdi sen eğlenmeye gidiyorsun ben de çalışıyorum anlaştık mı?” Yaşlı adamın sesi o adamın sesinden kendini parçalayan kulaklarına merhem gibi gelirken bu sesin ruhuna uzandığını fark etti. O adamın dışında birinden gelen bu şefkatli ve anlayışlı sese olan ihtiyacı sonsuzdu. O adamın ruhundaki çocuğa konuşması hoşuna gidiyor bir anlığına onu çekip alıyordu.
Sen eğlenmeye gidiyorsun ben de çalışıyorum anlaştık mı? Eğlenmek mi? Bunca harabenin arasında ruhuna uzanan bu kelimenin etkisi ile afallamış bir hâlde sadece zihnindeki suda dönen bu kelimede gezindi. Bu olanlardan sonra eğlenebileceğini düşünmüyordu. Öylesine berbat hissediyordu ki kalbi yavaş atıyor bu olaya sakin kalabilerek daha da beter ediyordu… Ne hissettiğinden emin bile değildi. Sadece korkunç bir birleşimi hissediyor bunu yaşamaya zorlanıyordu.
“Hadi Dehliz! Sana bir soru sordum.” Yavaşça sandalyenin kol kısmından destek alarak derin bir nefes verdi. Sandalyeye yığılmış olan bedeni oldukça ağır ve hareketsiz geliyor, resmen sahi harabelerin altında sızlıyorlardı. Hiç gücü yoktu. Tamamen erimiş olan enerjisi boş bedenden uzaklarda sürünüyordu. Bacaklarına bakışlarını çevirdiğinde kalkıp kalkamayacağını düşündü. Resmen bacakları bedenini tartamayacak kırılacakmış gibi hissediyordu. Sandalyeden destek alarak bacakları üzerinde doğruldu. En azından sandığından daha hafifmişsin.
“Teşekkür ederim. Yarın görüşmek üzere.” Yaşlı adamın bakışları ardında kalan dükkânda çöken sessizlik her düşüncesini bağırmışçasına yükseltiyor duyulmamayı imkânsız kılıyordu. Kiminle dışarı çıkacaktı? Biriyle çıkarak düşüncelerinden uzaklaşmaya ihtiyacı sahiden vardı. Ama… Ömer ile köpek konusunda tartıştıklarından sonra birbirlerini aramamışlardı. Kendisi fazla vakit bulamamıştı ve de bir kere olsun aklına gelmemişti. Ömer ise… Büyük ihtimal alınmıştı. Ve gururunun egemenliğinde asla ilk adımı atmayacak olabilirdi.
Lise arkadaşlarından birkaçının daha telefonu kendisinde vardı. Onları uzun zamandır görmemişti. Sadece birkaç kez mesajlaşmış onun dışında bir etkileşime girmeye gayret etmemişlerdi. Oysa lisede resmen birbirlerine aile gibi bakıyor, her şeyde eğlenebiliyorlardı. Şimdi onların yüzünü bile zor hatırlıyordu. Bu garipti ya… İnsan tuhaflaşıyordu. Değiştikçe çevresini değiştiriyor, değiştirdikçe yabancılaşıyordu. Şuan… Onlardan da uzak kalmak istiyordu. Büyük ihtimal onlarda delikanlıyı unutmuş olmalıydı. Hem üniversite de gösterdikleri başarıların yanında kendisi pek sönük duracaktı. Bunu istemiyordu. Tekrardan olmazdı…
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cinayet Mahalli
Mystery / Thriller"Bir gece önceden... Planlanır hep dizeler, İnsanlar öldürülmeden. Haber vererek tehdit eder..." Yıllar önce kapanan Baha Demir vakası on beş yıl sonra büyük bir delilin bulunması ile sarsılır. Delil polislerce yetersiz kabul edilir hatta bir kanıt...