🌹17

188 19 25
                                    

Lisan-ı Aşk

17. bölüm

Gerçek bir kabus

İyi okumalar!

Genç adam okuldaki bazı meseleleri halledebilmek için bugün her zamankinden geç gelmişti eve. Bu yüzden küs olduklarında dahi onu bir şekilde karşılayan karısının ortalıkta görünmemesine şaşırmaması gerektiğini düşündü ancak yine de gözleri istemsizce avluda ve mutfak kapısında gereğinden fazla oyalandı. Salondan yükselen sesler dikkatini çekince adımlarını eşini bulma umuduyla oraya yöneltti. Kadınların yemek yediği alanda eşini göremedi ancak kız kardeşi Gülcan onu fark edip hemen ayaklandı.

Ahlas ev halkıyla ayaküstü selamlaşırken kız kardeşi de yanına gelmişti.

"Abi? Nasılsın? Bugün geciktin."

"Evet." diye mırıldandı başını onaylarcasına sallarken. Gözleri bir yandan hala etrafta eşini aramaktaydı.

Gülcan garip bir tavırla ağabeyinin biraz daha dibine girip "Yengemi arıyorsan burada değil." Diye kısık sesle konuştu.

İrkilen adam kısa bir duraksamanın ardından, "Yemeğe inmedi mi?" diye sordu.

"Yengem bugün odasından hiç çıkmadı." dedi üzgün bir sesle.

Ahlas'ın yüreği endişeyle burkulurken, "Bir şey mi oldu? Biri bir şey mi dedi?" diye sordu.

"Bildiğim kadarıyla hayır."

"Tamam. Sen yemeğine devam et, afiyet olsun." Diyerek kardeşine gülümsedi ve odadan çıktı. Merdivenleri mümkün olduğunca hızlı bir şekilde çıkıp odasının önüne geldiğinde derin bir nefes aldı ve elini kapı koluna atıp desteği çevirdi. Kapının kilitli olduğunu fark ettiğinde kaşları hafif çatıldı.

"Şirin..." diye seslendi yumuşak bir şekilde. "Benim, Ahlas."

Kısa bir süre bekledi, Ahlas. Birkaç kez daha bu odanın kapısını kilitli bulduğu olmuştu ve bu meseleyi aralarında halletmişlerdi ya da o hallettiklerini zannetmişti. Bir keresinde Şirin'in ateşlenip ona kapıyı açamadığını hatırladığında kapının açılmadığı her saniye içindeki endişeyi biraz daha arttırmıştı. Kapıyı daha sert bir şekilde çalmak için elini yumruk yapıp havaya kaldırdığında kilidin dönme sesi geldi ve ardından kapı aralandı.

Ahlas kapıyı tamamen açıp odaya girdi ve elindeki çantayı kenara bıraktı. Hızlıca kapıyı arkasından kapatıp ona yakın duran eşine odaklandı. Şu an hiç beklemediği bir manzara ile karşı karşıyaydı. Şirin'in gözleri ağlamaktan olsa gerek kan çanağına dönmüş, bakışlarındaki parıltı, yüzündeki neşe sönüp gitmiş, nemli saçları dağılmış, boynunda ve çenesinde hatta dikkatli bir şekilde incelediğinde pijamanın açıkta bıraktığı kollarında ve ellerinin üzerinde yer yer kızarıklıklar oluşmuştu.

"Şirin!" diye inledi adam. "İyi misin? Ne oldu sana böyle?"

Genç kadın eşinin bir şeyler söylediğini duyuyor ama ne söylediğini anlamıyordu. Gözlerini zorlukla da olsa eşine çevirip boş bakışlar attığında bu halinin adamı biraz daha kaygılandırdığını fark edemedi.

"Ne bu hal?" diye tekrar sordu adam. Yine cevap olarak eşinin boş bakışları ile karşılaştı. Söyledikleri sanki gidip bir duvara çarpıyor ardından yere dökülüyordu. Üstelik o böyle endişeli bir halde yüzüne bakıp bir şeyler öğrenmeye çalışırken karısının yorgun adımlarla arkasını ona dönmesini de beklemiyordu. Ahlas daha ne olduğunu anlamadan Şirin yatağa oturmuş dizlerini karnına çekerek kollarını bacaklarına dolamış, başını dizlerine yaslayarak gözlerini kapattı.

Lisan-ı Aşk |❣Yaralı Kalpler Serisi 1 |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin