🌹15

212 12 32
                                    

Lisan-ı Aşk

15. bölüm

Kötü Bir Kabus

İyi okumalar!

Genç kadın heyecanlı bir şekilde çalan dış kapıya doğru koştururken, "Ben bakarım!" diye bağırdı. Nefes nefese kapıya ulaştığında yüzünde engel olamadığı bir gülümseme vardı. Yine de utandığı için elinden geldiğince gizlemeye çalışıyordu. Kapının kilidini çözüp açtığında tüm yorgun görüntüsüne rağmen onu görünce gülümseyen adamla karşılaştı. Bu manzara gülümsemesini saklamak için verdiği tüm çabayı boşa çıkardı.

"Hoş geldin!"

"Hoş buldum." Diye onu cevaplayan adam içeri girdi.

"Günün nasıl geçti?"

"İyiydi sadece biraz yoruldum. Bugünün programı çok doluydu, öğretmenlerden biri izinli olduğu için hiç ara vermeden derse girdim."

"Aa öyle mi? Anladım. Gerçekten de yorucu olmuş olmalı."

Ahlas onunla sohbet etmeye çalışan, anlayışla yaklaşan karısının bu haline içten içe çok mutlu oldu.

"Senin günün nasıl geçti?"

"İyi. Yemek yaptık, birkaç ufak ev işi gördüm. Saliha annem çok çalışmama izin vermedi. Ben de geri kalan zamanımda kitap okudum ve-" derken duraksadı. Lafını bitirmekte tereddüt ederken adam onu cesaretlendirdi.

"Ve?" diye beklentiyle sordu.

Gözlerini kaçırarak, "Seni bekledim." Diye fısıldadı.

"Günün güzel geçmişe benziyor. Umarım seni çok bekletmemişimdir."

Şirin utanarak başını çevirdi, "Açsındır, sana sofra hazırlayayım. Sen de üstünü değiştirirsin." Diyerek mutfağa koştu.

Ahlas bir süre giden eşinin ardından gülümseyerek baktı sonra odaya çıkarak üstünü değişti. Odada biraz oyalanıp aşağıya indi. Bu sırada elindeki kocaman tepsiyle avludan geçen Şirin'le karşılaştı. Hemen koşup tepsiyi eşinden alırken, "Bu kocaman tepsiyi nasıl taşıyorsun?" diye sitem etti. Tepsinin ağırlığını hissettiğinde ise, "Lütfen bir daha bu kadar ağır bir şey taşıma." Dedi endişeyle.

"Ama-"diyecekken, Ahlas, "Bu konuda itiraz kabul etmiyorum. Bu kadar ağır taşıman sağlığın için zararlı."

Genç adam tepsiyi yemek yiyeceği odaya götürüp masaya bıraktığında bir boş tabak ve çatal olduğunu fark etti.

"Neden sadece bir tabak var?"

"Misafir mi gelecek?"

İkisi de şaşkın bir şekilde birbirlerine baktıklarında, adam gülerek "Bu kadar yiyeceği sadece bana getirmiş olamazsın." Dedi.

"Ben hepsinin tadına bak, doya doya ye diye getirdim."

"İyi yapmışsın ama keşke kendine de tabak getirseydin, beraber yerdik."

Şirin'in gözleri şaşkınlıkla büyüdü. "Burada mı?" diye sorduktan sonra kapıya ve etrafa kısa bir bakış attı. "Baş başa mı?"

Bu tepkisi de genç adamı güldürdü. Bu dert dolu günlerinde onunlayken sık sık gülüyordu.

"O zaman bir fikrim var." Diyerek tepsiyi tekrar eline alıp odadan çıktı. Ne yapacağını merak eden Şirin de peşine takıldı. Nihayet kendilerine ait olan odaya geldiklerinde genç kadın, "Odada mı yiyeceğiz? Ayıp olmaz mı?" diye endişeyle konuştu.

Lisan-ı Aşk |❣Yaralı Kalpler Serisi 1 |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin