Lisan-ı Aşk
2. Gizemli kişi
"Allah'ın emri peygamberin kavliyle kızınız Şirin'i, oğlumuz Fırat'a istiyoruz."
2 hafta önce...
Konağın bahçe kapısı çalındığında hizmetli kız elini bir bez parçasına silerek kapıya koştu. Koca tahta kapı aralandığında dışarıda görünen genç adam hafif tebessüm etti.
"Buyurun, kime baktıydınız?" diye sordu kadın şiveyle.
"Ali Ağaya geldim ben. Şehmuz Ağanın oğluyum, haber eder misin?"
Kadın kapıyı hafif aralık bırakarak içeriye koştu. Salonda kuzeniyle oturan Ali'yi gördüğünde hemen ellerini önünde birleştirip öksürdü geldiğini belli etmek için.
"Ağam, kapıda biri var seni sorar. Şehmuz Ağanın oğluyum der."
Ali yüzünde oluşan şaşkın bir ifadeyle ayağa kalkıp elindeki kahve fincanını kenara bıraktı. Çalışan kadını es geçerek yüreğindeki heyecanla kapıya doğru ilerledi. Ahlas da duyduklarından dolayı kuzeninin peşine takılmış yıllardır görmediği diğer kuzenini görecek olmanın garipliğini yaşıyordu. Ali Ağa kapıya vardığında yavaş bir şekilde kapıyı araladı ve arkasında gördüğü tanıdık yüzle gülümsedi.
"Fırat..."
Kapıda duran genç adam gülümseyerek Ali'ye sarıldı. Birbirine hasret iki genç sarılıp ayrıldıktan sonra, genç bu sefer de Ahlas'a sarıldı.
"Hoş geldin, kardeşim." dedi Ali.
"Hoş buldum, kardeşim." dedi Fırat.
"Hadi gel içeri geçelim."
Üç kuzen mutlu bir şekilde salona geçtiklerinde Ali çalışanlardan onlara tekrar kahve getirmelerini istedi. Birbirlerini uzun süredir görmeyen kuzenler uzun süre sohbet ederek hasret giderdiler. Bir süre sonra konu son zamanların gündem konusuna geldi. Fırat ciddi bir tavra bürünüp yüzünü sıkıntıyla sıvazladı.
"Olanları duydum." deyip biraz ara verdi. "Kararı verdiniz mi?"
Ahlas boğazını temizleyip ellerini birbirine kenetledi.
"Karar belli, ağabey. Düğünden başka çaremiz yok."
"Ben de öyle düşünmüştüm." dedi, biraz daha rahatlamış bir tavırla. "Bu davada bedel ödemesi gereken benim. Maalesef bu davaya kurban edebileceğim bir kız kardeşim yok ama..." deyip derin bir nefes aldı ve devam etti. "Kendi canım var, çok şükür."
"Fırat ağabey, o nasıl laftır?" dedi, Ahlas. "Buraya geri dönen biziz. Babamız için geleceğimizden vazgeçmeye de hazırız."
"Olmaz öyle şey, Ahlas. Babamın ölümünden sonra hepimiz bir yana dağıldık, bu dava yarım kaldı. Artık ben de kaçmaktan yoruldum. Kardeşimi de alıp buraya dönmek istiyorum. Burada yeni bir hayata başlamak en iyisi, zaten yuva kuracağım, ha böyle ha öyle. Sen benden gençsin daha önünde uzun yıllar var. Gerçekleştirmek istediğin bir sürü daha hayalin vardır, kim bilir. Bu davaya kurban gidecek biri varsa o da ben olacağım."
Ahlas mahcup bir tavırla Fırat'tan kaçırdı gözlerini.
"Bilmem ki, ağabey."
"Ben kararımı dedim. Ben de buraya dönmek istiyorum ve bu davanın bitmesi için benim de bedel ödemem gerek."
Ali sabahtan beri sohbete sessiz kalsa da o da bir büyük olarak fikrini belirtmek istiyordu.
"İçin böyle rahat edecekse..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lisan-ı Aşk |❣Yaralı Kalpler Serisi 1 |
Fiksi Umum❣Yaralı Kalpler Serisi 1 ✨Aşkın dili başkadır... Eziyetli, şiddetli, vurdulu, kırdılı bir ağa hikayesi değil bu. Bu iki kalbin zorlandığı hayatta mutlu olmaya çalışma çabasını anlatan bir hikayedir. *Not: Baş karakterimiz Ahlas bir ağa değildir. Ş...