Lisan-ı Aşk
21. bölüm
İyi okumalar!
"Ben hamileyim. Bir bebeğim olacak."
Gözleri duyduğu haberin sevinciyle dolan Fatmanur Hanım titreyen sesiyle "Kızım..." derken aynı saniyelerde "Ne?" diyen biri vardı arkalarındaki kapıda duran.
İki kadın da dönüp beklemedikleri kulak misafirine baktıklarında Şirin'in en büyük ağabeyi Korkut'u gördüler. Birkaç belge işini halletmek için sabah erkenden şirkete uğrayan Korkut konağa daha yeni gelmiş, kız kardeşinin konakta olduğunu öğrendiği an onu görmek için buraya koşmuştu ancak beklemediği bir haberle karşı karşıya kalmıştı.
"Abi?"
"Doğru mu bu?"
Şirin derin bir nefes alarak gülümsedi ve başını sallayarak adamı onayladı. Bu konakta Doğan ağabeyinden sonra en çok sevgisini hissettiği kişi Korkut ağabeyiydi. Çoğu kez ona hissettirmeden arkasını kollamaya kalkışsa da Şirin bazılarından haberdardı.
"Evet, abi."
"Gel buraya." diyerek kollarını iki yana açıp kardeşini çağırdı. Genç kadın aradaki o kısa mesafeyi iki adımda kapatıp ağabeyinin kolları arasına girdi.
"Büyüdün de anne oluyorsun demek." diyerek kız kardeşinin şakağına bir öpücük kondurdu. Onun gözünde her daim küçük olan kız kardeşinin evlenip konaktan ayrılmasını daha yeni sindirmeye başlamışken anne olup kendi bebeğini doğuracağını öğrenmek onu afallatmıştı. Anne yokluğu çeken, özlemle büyüyen kız kardeşi için bu durumun zorlayıcı olabileceğinin farkına varınca ise kendini hızlıca toparladı. Şirin'den biraz uzaklaştı ancak kollarını tamamen üstünden çekmedi.
"Bir isteğin, ihtiyacın var mı?" diye sordu ciddi ve beklenti dolu bir ifade ile. "Her şey yolunda mı? Senin için yapabileceğim bir şey var mı?"
Şirin'in gözleri mutluluktan dolsa da göz yaşlarını akıtmamak için kendini zorladı. Ağabeyine sevgiyle bakıp kocaman gülümsedi.
"Her şey iyi. Bir şeye ihtiyacım yok, olursa söylerim, abi."
"Canın bir şeyler çekiyor mu?" diye heyecanla sordu, Fatmanur Hanım. "Öyleyse hemen yaparım."
Şirin arkasında kalan Fatmanur Hanım'a dönerek, "Hayır, teşekkür ederim. Zaten en sevdiğim yemeği yapmaya girişmişsin daha ne olsun? O yeter bana." dedi ve yanına yaklaşarak ona da sarıldı.
Fatmanur Hanım kollarını genç kadına dolarken onu esir alan sevinç ve duygusallıktan ötürü usul usul göz yaşlarını döktü. Her ne kadar ilk başlarda çocuklar tarafından kabul görmese de Fatmanur hep onları kendi çocukları gibi görmüştü. Korkut ve Doğan'ın tavırları, gösterdikleri direnç onu zaman zaman üzmüş, kırmış hatta pes etmenin kıyısına dahi getirmişti ancak onlara layık bir anne olabilmek için kendine hep sabırlı olması gerektiğini hatırlatıp durmuştu. Onlar ne kadar direnirse dirensin Fatmanur elinden geleni yapmalıydı, hep böyle düşünmüştü. Bu konağa, Yılmaz Ağa'ya üç çocuk da o vermişti ve onları büyütürken diğer çocukları boynu bükük bırakmak istememişti. Yeri geldiğinde kendi doğurduğu çocukları da sevgisiz bırakmış, onu bir türlü kabullenemeyen üç çocuğa öksüzlüklerini hatırlatmaktan kaçınmıştı. Bu konağa gelin geldiğinde en küçükleri Şirin dört, dört buçuk yaşlarındaydı ve annelik bağını en çok onunla kurabilmişti. Üç çocuğun içinde zamanla da olsa ona anne diyebilen tek kişi de yine Şirin'di. Tüm bunların etkisinden olsa gerek Korkut'un oğlu Hakan'ı çok sevip bağrına bassa da Şirin'in evladının olacak olması çok başka hissettirmişti. Bunda Şirin'in başka bir konakta yaşıyor olmasının da etkisi vardı, muhtemelen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lisan-ı Aşk |❣Yaralı Kalpler Serisi 1 |
General Fiction❣Yaralı Kalpler Serisi 1 ✨Aşkın dili başkadır... Eziyetli, şiddetli, vurdulu, kırdılı bir ağa hikayesi değil bu. Bu iki kalbin zorlandığı hayatta mutlu olmaya çalışma çabasını anlatan bir hikayedir. *Not: Baş karakterimiz Ahlas bir ağa değildir. Ş...