Emirin kız arkadaşıyla tanışma faslından sonra bowlinge başlamışlardı ama Leyla 1 tur oynayıp ben iyi değilim siz oynayın deyince yerine Emirin kız arkadaşı geçmişti.
İçinde bir savaş vardı sanki kalbi sıkışıyordu. Neden ki?
O aşk işlerini umursamazdı para severdi o aşk boştur para hoştur diye dalga geçerdi kızlarla hep.
Oturduğu yerden eğlenen 6 kişiye baktı eğleniyorlardı onsuz. Planın asıl amacı Leyla iken onlar kendileri eğleniyordu. Biraz daha bowling oynadıktan sonra Asel arkadaşının kırgın bakışlarına dayanamamıştı kalbi acıyordu.
Oyun alanından çıktıktan sonra Emir kız arkadaşıyla beraber gitmiş yine 5-li baş-başa kalmıştı. Hepsi eve gidecekti ama henüz yolları ayrılamamıştı. Taner yanında durgun sessiz yürüyen kızın omzuna elini atıp"hayırdır kızım ya yüzünden düşen bin parça iyi misin?"
Leyla bakışlarını Tanere çevirip burukca gülümseyip"iyiyim ya başım ağrıdı biraz bowlingde ki top seslerinden falan" diye konuyu geçiştirdi. Taner yine ağzını açıp bişey söyleyecekti ki Asel Leylanın kolundan tutup Tanerin yanından kendi yanına çekti. "Rahat bırak benim aşkımı Taner yaa" Taner göz devirip dudak altı mırıldandı ve önüne döndü. Asel Leylanın koluna girip fısıltıyla konuşmaya başladı "Leyla iyi misin?" diye sordu durgun bakışlarla Leyla Asele dönüp gülümsedi "iyiyim Aselim"
"Leyla emin misin bak Emir olayı yüzünden-" diye konuya giricekti ki Leyla Aselin kolunu uyarıyla sıktı ve sessiz çıkarmaya çalıştığı sesiyle konuştu "Asel bi daha bana Emir dersen ciddi anlamda bozuşuruz bak yok Emir falan unutt açma bi daha o konuyu bana" arkadaşının ani çıkışını beklemiyordu Asel duraksadı bir anlık onların bu halini gören Güneş Ali'nin yanından onların yanına geçince Ali'de Tanerle sohbete başlamıştı. "Kızlar noluyo gene neyi bölüşemiyonuz acaba?" diye bir anne edasıyla konuşmaya dahil oldu Güneş. Asel bişey demeyip gözleriyle Leylayı işaret ederken Güneşin bakışları Leyla'ya döndü. Leyla oflayarak arkadaşlarına umutsuz bi bakış attı "ya kızlar bakmayın öyle acır gibi ayrıca bişeyi bölüşemiyoruz değil Güneşcim Asel hanım bazı olayları kabul etmiyor sorun bu" Güneş olayı anlayıp sustu Asel gibi konunun üstünde durup sorguya çekmeyecekti Leylayı çünkü onun Emirle olma ihtimalı yoktu artık sevse bile. Arkadaşının üzülmesi isteyeceği son şey bile değildi bu yüzden olayın üstünde durmadı sorgulamadı sadece Leylanın koluna girip yol boyu çocuk gibi bakışlar attı ona.
* * * *
Ertesi sabah...
Sabahın 8-de Güneş,Ali,Asel ve Leyla okula gelirken her zamanki gibi şaşırtmamış yine gecikmişti Taner.
Leyla başını sıraya yaslamış yine dersi dinlemiyorken Asel onun aksine dikkatini derse o kadar vermişti ki top atsalar duymazdı.
Bu 5-linin bir genetiği vardı hep Asel dersi dinler Ali sınavda dersi dinlemese bile iyi yazar Leyla ve Güneş onlardan kopya çeker Tanerse hiç yazma zahmetine bile girmezdi. Daha doğrusu yazıyor gibi görünmezdi ama sınav bittiğinde kağıdı dolu olurdu. İçlerinde en akıllısı Taner diye boşuna demiyoruz yaa;)
Zil çaldığında hoca sınıftan çıkarken Leyla ağzı-yüzü yamulmuş bir şekilde başını sıradan kaldırmış Asele dönmüştü. "Aselll şurda bayılacam uykusuzluktannn" diye isyan ederken Asel kah-kaha attı. Ama anlaşılan uykusuz olan sadece Leyla değildi yan sıralarında oturan Ali ve Güneşe çevirdi Asel bakışlarını. Ali sıraya kolunu koymuş Güneşde başını onun koluna yaslamış bi şekilde uyurken Ali onu izliyordu. Asel tebessüm ederken Leyla'da bakışlarını onlara çevirdi ama o yüzünü buruşturup baktı "ayy krinçç" diye söylendi. Asel yerinden kalkıp elinde ki kağıdı çöp kutusuna atarken içeriye neşeyle bağırarak giren Tanere döndü bakışlar "Selamm mil-"diyordu ki ama kelimesini tamamlayamadan Asel önünü kesip ağzını kapatmıştı hemen. Taner bir ağzını kapatan ele bide karşısında duran o elin sahibine baktı boş-boş göz kırpıştırarak. Çünkü ne olduğunu bile anlamadan sevdiği kızı bu denli yakından görmesi kalbine zarardı. Gözlerini gözlerine kenetlerken Asel konuştu "ya malmısın Tanerr öyle girilirmii" diye isyan ederek elini çekti ağzından ve göz temaslarını hemen kesti. "Noluyo lan" diye Taner boş bakışlar atarken Leyla gülmesini durdurmaya çalışarak geldi yanlarına. "Beyfendinin sevgilisi derin uykuda abicimm" diyerek Ali'yi işaret ederken Taner bakışlarını Ali'ye çevirdi, sonra başını ya sabır dercesine yana çevirdi. Ali başını sıradan kaldırıp Tanere sessiz olmaya çalıştığı sesiyle konuştu "senin ağzının ayarını s**eyim Tanerr" yanında ki seslerden uyanmış olan Güneş başını yaslandığı koldan kaldırıp uykusundan ayılmaya çalışarak boş-boş etrafa bakarken Taner gülerek "ooo yengem günaydın hiç uyanmasaydın ya" dediğinde Ali sıranın üstünde duran kalemi alıp Tanere fırlatırken kalem ona gelmesin diye geri çekilen Leyla yerine geçti. Kalem Tanerin aksine Aselin kafasına denk gelicekken Taner bir elini kaldırıp hemen havada kaptı kalemi ve Ali'ye döndü "asıl bu kalem Asele bi milim daha yakınlaşsaydı ben senin bi yerlerini s**erdim abicimm" diye uyarıcı ses tonuyla konuşurken yerine geçti.
Zil çaldığında herkes sınıfa geçmiş hoca derse tam başlayacaktı ki içeri itile-kakıla sokulan Emir ve arkasından geçen Müdür yardımcısıyla hocanın lafı yarıda kesildi. Herkesin bakışları müdür yardımcısı ve Emir arasında gidip gelirken bi tek Leylanın gözleri sadece Emire kenetlenmişti bi saniye bile gözlerini kırpmadan bakıyordu yüzünün her milimini inceliyordu. Müdür yardımcısına bakma gereksiminde bile bulunmadı hiç çünkü geliş sebebini yine biliyordu. Emirin okulda olduğu halde derse girmeyişi....
Çünkü bu ilk değildi ve herkes bundan emindi ki sonda olmayacaktı. Emirin okula geliş sebebi dersleri, notları değildi çünkü sevdiği kızdı.
Emir başını öne eğmiş ellerini önünde bağlamış tırnak etlerini yolmaya başlamıştı bile bu demek oluyordu sinirleniyordu ama sakinleşmeye çalışıyordu. Müdür yardımcısı Emire sinirli bakış atıp sonra hocaya dönerken yine o klasik cırtlak sesiyle uyarısını yapıyordu. Her kelimesinde Emirin çene kemikleri belirginleşiyordu, boynundaki damarlar ben burdayım diye bağırıyordu artık.
Müdür yardımcısı konuşmasını bitirip sınıftan çıkarken hocada yine klasik konuşmasını yapmaya başladı Emire. Emir söylenenlerin yarısını umursamasada ailesi ile ilgili söyledikleri gururunu kırıyordu. Hoca son kez yerine geçmesi için uyarı yaptığında Emir sinirinin arşa çıkmasına rağmen sakince geçti yerine. Hocanın derse devam ettiği yarım saatin ardından zil çaldığında herkes sınıftan çıkmış çıkmayanlarda bişeylerle uğraşıyordu. Her zil çalışında dışarı koşan Emirse oturduğu yerden kalkmamış oturduğundan beri yumruk yaptığı eline bakıyordu öylece. Ne Taner nede Ali bişey söylemiyordu çünkü Emirin sinirliyken nasıl biri olduğunu biliyorlardı. Ali Güneşle beraber sınıftan çıkarken Aselde kardeşinin yanına gitmek için ayaklandığında Tanerde onun peşine takıldı. Leyla hayla oturduğu yerden kalkmayan Emire bakarken sınıfa göz gezdirdi çok kişi yoktu onlar dışında 3-4 çocuk vardı. Eline defterini alıp yüzüne tatlı görünmeye çalıştığı ifadesini takındı. Tanere herşeyi yaptırdığı bakışları...
Sakin adımlarla Emirin oturduğu sıraya yaklaştı ve defteri aynı sakinlikle Emirin sıranın üstünde sinirle sıktığı elinin önüne koydu. Önüne konulan beyaz desenli kırmızı defterle çatık kaşlarıyla Leylaya döndürdü bakışlarını. Leyla şirince gülümsedi "hoca yarın sınav yapıcak bunlarda sınavla ilgili bazı notlar kusura bakma hepsini not alamadım hocanın söylediklerine yetişemedim de" diye hızlı konuşan sesiyle açıklama yaparken Emirin çatık kaşları daha çok çatıldı "ama merak etme Asel galiba hepsini not aldı ondan alırım ders bitimine kadar sanada veririm" diye devam etti Leyla cümlesine. Emir hayla aynı ifadesiyle sordu "neden?" Leyla hayla ayakta Emirin karşısında dikilirken boynu büküldü "ne neden?" Emir ya sabır dercesine başını sağa-sola çevirdi ve sonra Leylaya baktı "beni mi sınıyorsun Leyla sinirliyim ve gördüğün halde az önce kavga ettiğim hocanın ders notlarını veriyosun bana sence bu umrumdamı?" Leyla dudaklarını büzüp Emirin yanındaki boş sandalyeye oturdu ve sonra bakışlarını yine Emire çevirdi "sinirli misinki? Öyle görünmüyosun ama sinirliyken böyle olmaz insanlar" sesi çocuksuydu, umutluydu, kırgınlıktı şuan burda konuşan Leylanın 6 yaşlı haliydi çünkü sesi öyle çıkmıştı. Karşısında ki kızın sesiyle Emirin çatık kaşları düzeldi bakışları yumuşadı söylediği söze değil ses tonuna sakinleşmişti. Çünkü bu lafı normal ses tonuyla söyleseydi Emir daha çok sinirlenirdi. Emir bu ses tonunu biliyordu ilk defa duymamıştı bu ses tonunu parkda o gün onu gördüğünde de böyleydi böyle konuşmuştu çünkü o gün korkmuştu ne zaman korksa çocuk yönü çıkıyordu ortaya yani şimdide korkmuştu.
_________________________________________Hello bebeklerr❤️
Dilenci değilim ama lütfen oy ve yorum yapmayı unutmayınn❤️🩹
Daha fazlası için İzlemede kalınn💕