11 yıl önce...
Yine Taner için olan normal sabahlardan biriydi. Taner yatağından neşeyle çıkıp mutfağa koşmuş annesine sabah öpücüğünü vermişti.
Annelerle erkek evlatlar arasında ayrı bir bağ olduğu doğruymuş meğer. Çünkü Taner annesine öyle bağlıydı ki bazen kız kardeşi annem beni sevmiyo diye mızmızlanırdı. Tanerse kız kardeşine sarılıp öpüp annem ikimizi de aynı seviyo ikiz derdi. Annesine sabah öpücüğünü verdikten sonra annesi kardeşini uyandırmasını söyleyip tekrar odaya yollamıştı onu. Çocuk oldukları için ikisi de aynı odadaydı henüz.
Taner kız kardeşinin yatağının yanına gelip dürttü kardeşini. Ama uyanmayan kardeşi sinirleniri bozuyordu. Kızlar niye mızmızcı olurlardı ki yanii.
"Tuçeee kalkk anneme söylicem bakk hadii" dedi Taner bir yandan kardeşinin yatağının üstüne çıkarken. Çıktı ve zıplamaya başladı. "Tembell Tuçee tembel Tuçee" henüz ğ harfini söyleyemeyen Taner tatlı-tatlı kız kardeşinin yatağında zıplayarak onu uyandırmaya çalışıyordu. Ama bişey oldu kardeşinin kolu öylece ona bağlı değilmiş gibi sarktı yataktan. Ama Taner anlamadı güldü bu olana. "İyii uyanmaa bende gidip anneme söylicemm senii o zamann bakk görr" dedi Taner yalancı sinirle. Sonra annesinin yanına gelip "annee Tuçe uyanmıyoo tembellik yapiyoo resmenn o kadar uykuya dalmış kii kolunun hareketlendiğini bile hiss etmiyoo uykucu o. Kız onaa" diye kollarını önünde birleştirip mızmızlandı tatlı edayla. Annesi gülerek küçük oğlunun başına bir buse kondurup kızının uyuduğu odaya geldi. Önce çağırdı kızını sonra sarkan kola baktı. Yutkundu korkuyla aklına gelen şeyin olmaması için. Nabzını yokladı küçük kızının sonra dönüp arkasında onu gülerek izleyen küçük oğluna baktı. Sessiz feryatlar etti o an ağlayamadı oğlu için dayandı ağlamadı. "Taner canım hadi git bana babanneni çağır' dedi Tanere annesi. Taner sorgulamadı omuz silkip "timamm" deyip koşa-koşa babannesini çağırmaya gitti. Yan komşuydular babannesiyle kapısına varır-varmaz zile bastı ard-arda ve "babane babanee" diye neşeli edayla bağırdı kendi çapında. Babannesi çıktı kapıya "sabah-sabah niye dayandın sen gene kapıya eşek sıpasıı" deyip güldü babannesi onu öperken. "Babanee annem didi kii gelsin bizee"
"Neden oğlum?" Omuz silkti Taner "bimemm sabah kavaltısına heralde Tuçe uyanmıyoduu o çağıramadı beni yolladıı. Tuçeyi uyandiriyor annem" dedi gülerek. Oysa olanlardan habersizdi daha. Babannesi anladı olayı. Çünkü Taner Tuğçe uyanmadı diyordu. Tuğçe uyanmadı çünkü daha 6 yaşında olan bu kızın beyninde ölümcül tümör vardı. Ailede herkes biliyordu fakat Taner ve Tuğçe bundan habersizdi. Bi nebze hayatını güzel yaşar umuduyla kalmıştılar ama hayatının yarısını bile yaşamasına izin verilmemişti küçük kızın...
O gün ne mi oldu? Annesi ve babannesi bir umut küçük kızı hastaneye götürdü Taneri komşuya emanet etti. Anlayamadı Taner nedenini ama sorgulamadı da. Ali ile beraber oyunlar oynadı o gün mutlu-mesut çünkü daha olanları anlamamıştı. Sonra bişey oldu. Bi sürü araba sesi,insan sesleri bir-birine karıştı. Taner ve Ali merakla çıktılar dışarıya düğün komvoyu sandılar ama değildi. Cenaze komvoyuydu bu olanlar. Tanerin kız kardeşinin hemde...
O günden sonra ne mi oldu?
Değişti Taner...
Mesela bir daha mahalleye çıkmadı, oyuncaklarıyla oyanamadı, annesini sabahları öpmedi, Taner o günden sonra büyüdü. Oyuncaklarıyla oyanaması gereken yaşta Taner kız kardeşinin mezarına küçük elleriyle güller ekti. O gün öğrendi ölüm denen şeyi. O gün öğrendi gerçek hayatın nasıl birşey olduğunu. Ve o günün 1 yıl sonrasın da aynı gününde kız kardeşini kaybettiği günde tanıştı Leyla ile. Okula başladığından beri hiçbir arkadaşıyla iletişim kurmayan Taner 1 ay sonra sınıflarına gelen Leyla ile konuştu. Kız kardeşinin yıl dönümün de okulda olduğu için ağlayan Taneri ilk defa birisi sakinleştirdi. Oda Leyla...
O günden sonra söz verdi Taner kendi kız kardeşinin yerine koydu Leylayı. Çocukken annesine anne Leylayı ben üzülmiyim diye melekler gönderdi derdi hep.
Ama birşey daha vardı. Leylayı Tanere gönderen melekler daha 6 yaşındayken Tanerden kız kardeşini alan o hastalığı, orta okuldayken Leylaya da verdiler...Bu yüzden Taner koruyordu işte hep onu. Gözü gibi sakınırdı. Başkası dokunsun istemezdi mesela konuşsun istemezdi, sarılsın istemezdi. Hep kendine saklardı Leylayı. Sanki bunlar Leylayı hastlalığından koruyacak gibi gelirdi ona. Küçükken böyle korudu ama büyüdükce korktu. Ya aşık olursa diye korktu. Çünkü aşık olursa üzülürdü. Üzerlerdi onu, mutlu edemezlerdiki. Bir tek o mutlu ederdi Leylayı, o yanında ola bilirdi hep başkası değil hep o...
Şimdiki zamann
Düne göre ortalık bugün daha sakindi biraz. Dün ne mi oldu? Ali'nin söylediklerini üstüne Taner birazda olsa sakinleşti yada sakinleşmeye mecbur kaldı. Ama Emire uyarısını da yaptı tabiki.
Şimdi kızlar buluşmuştu ve bir kafede oturuyorlardı. Erkeklerin herşeyi bir şekilde tatlıya bağladıklarından daha haberleri yoktu.
Asel elinde ki kahve fincanını sağa-sola çevirip oynarken Leyla oflayıp"Yaa kızlarr Taner bişey yapmışmıdır sizce Emire?" dediğinde Güneş "yapmamıştır kızım ya tanımıyor musun sen Taneri yapmaz o bişey sadece uyarmıştır yani o kadar." Bu kelimeye Aselin kaşları havalandı ve "tanıdığı için söylüyor zaten kız Güneşim yani doğru da düşünüyor bence de benim bildiğim Taner bir yumruk bile olsa çakmıştır yanii" Güneş gözlerini devirip "ehh yani Asel burda kızı rahatlatalım diyoruz sağol yani sende çok yardımcı oluyorsun hee." Asel ağzını açıp bişey söyleyecekken ortama giren 2 li ve konuşan Taner buna engel oldu. Aselin yanına gelip oturup elini omzuna koyarken "ne uğraşıyorsun benim sevgilimle yenge bee"
Ali'de Güneşin yanına otururken "benim sevgilim yapıyorsa vardır bir bildiği kardeşş" dediğin de Leyla ortama dalış yaptı "ohoo Allah muhabbetinizi arttırsın abilerim ama benim sevgilim nerde lan naptınız çocuğaa?" Taner göz devirip "Leyla şu çocuğa benim yanımda sevgilim deme asabımı bozma benim haa"
Leyla olduğu yere sinerken Asel Tanere göz devirip "Tanerr istediği der kız sanane ya arayın hadi Emiri oda gelsin"
Taner imayla Asele bakarken Ali "kızlar biz söylesekte Emirin gele bileceğini pek sanmıyorumm" dedi gülmesini durdurmaya çalışarak. Leyla şok ifadetle baktı Tanere "naptın çocuğaa?" Taner omuz silkip "valla ben bişey yapmadımm" Ali yine keyifle gülerken "aynen kanka bişey yapmadın sadece biraz patakladın" deyip Güneşin kahvesinden bir yudum aldı. Leyla endişe dolu ifadeyle baktı Tanere "şaka dee nolur şaka dee yaa" Taner yine omuz silkti "yioo niye diyecekmişimm? Dövdüm keşke biraz daha dövseydim hatta tam sinirimi atamadım. Benim kardeşimle sevgili olmayı kolay mı sandı o gevşekk."
Tanerin rahat ifadesine kızlar şokla bakarken Ali "daha ne kadar dövecektin lan çocuk ayakta duramıyordu eve zor götürdüm" Taner bu lafa omuz silkerken Asel şaşkın ifadeyle baktı Tanere ve onun iç sesine tercüman Leylanın söyledikleri oldu "inanamıyorum sana Taner yaa cidden neden Allah aşkına? Sevdi diye mii yanii?" dedi Leyla isyankar tavırla. Taner oflayıp "sen erkek işine karışmasana kızım. Tamam kabulleniyorum sevgili olmanızı ama benim gözüme soka-sokada yaşamayın sevginizi." Leyla göz devirip telefonunu çıkardı ve Emiri arayıp gelmesini söyleyip kapattı. Taner ya sabır dercesine başını sağa-sola sallayıp " Allahım sen bana sabır verr ben sevginizi gözümün önünde yaşmayın diyorum bu çocuğu buraya çağıyor" Leyla omuz silkip Tanere dil çıkardığın da Asel güldü bu tepkiye. Taner göz ucuyla Asele bakıp kınar gibi "ohoo kardeşimize niye laf anlatıyorsakk sevgilimize söylememiz lazım onun başının altından çıkıyor hep böyle şeylerr" Asel ne münesaboo der gibi elini şok ifadeyle ağzına götürdü "aaaa ne münasebett ayoll benim ne alakam var?"
Taner başını sağa-sola sallayıp "duyduğuma göre bu aşkın başlamasına siz yardımcı olmuşsunuz hanfendii."
Asel ağzını açıp birşey söylecekken kafeye giren Emiri gördü Güneş ve bomba atar gibi "ohaaa" dediğin de bakışlar Güneşe döndü. Güneş başıyla onlara doğru gelen Emiri işaret ettiğin de bakışlar bu sefer Emire döndü ve bu sefer şok olan sadece Güneş deyildi.
Kızlar şokta Taner rahat Ali ise alıştığı için artık gülerek tepki vermişti.
_________________________________________Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfenn👀