Bahçede Ali bey ve Hakan bey pahalı purolarını tüttürürken hava iyice kararmıştı. Nevbahar hanım ve Alev hanım kenarda yapacakları şeyleri ve gidecekleri yerleri planlıyordu. Erdem Arda Özgür ve Alin kendi aralarında konuşmaya başlamışlardı.
Alin'in konuşma çabalarını ve üstündeki bakışlarını anlıyordu Erdem. Esmere yakın bir teni vardı. Siyah saçları ve gözleri ona sert bir hava katıyordu. Yakışıklıydı ve karizmatikti. Çok fazla kızların bulunduğu ortamlara gitmese de denk geldiğinde kızların ilgisini üzerinde hissediyordu.
Otoriter ve sert yapısı azımsanmayacak derecede ona yakışıyordu. Sesiyle bir insana istediği her şeyi yaptırabilecek gücü vardı.
Bugün işte yorulduğunu bahane ederek odasında dinlenmesi gerektiğini söyledi Erdem. Bir an önce şu saçma durumdan kurtulup kafasını yastığa koymalıydı.
Evin içine girdiğinde merdivenlere adımladı. İki katlı olan evin ilk katında salon ve mutfak üst katında odalar vardı. Arkasından gelen sesi duyuyordu. Bir hizmetçi ya da Arda olduğunu düşündü. Merdivenlerden çıktığında ses onu takip ediyordu hala.
Sondaki odasına girdiğinde kapıyı aralık bırakıp yatağına adımladı. Arkadan gelen beden odaya girdi ve kapıyı kapattı. "Alin?" Yavaş adımlarla yanına gelen kız sormadan yatağa oturdu. Bu hareketi Erdem'i afallatmıştı. "Erdem."
Karanlık odada yanan tek ışık Erdem'in baş ucundaki aydınlatmaydı. Loş ışık ortamı daha da gererken Alin Erdem'e doğru yaklaştı. "Yukarı çıkarken değişik görünüyordun. Merak ettim." Cümlesini bitirdikten sonra protez tırnaklı elini Erdem'in pantolonunun üzerinden bacağına koydu. "İstersen, istersen yorgunluğunu alabilirim."
Duyduklarını yeni idrak ederek sertçe yutkundu Erdem. Şu an içinde bulunduğu durum ona göre koca bir saçmalıktı. Kalbi hızlanmamıştı, göz bebekleri parlamamıştı. Böyle güzel bir kızın isteklerine karşı nefes alışı bile değişmemişti.
Alin Erdem'in oynayan adem elmasını yanlış anlayarak elini biraz daha yukarıya çıkarttı. Elinin üstüne konan el onu durdurmuştu. "Napıyorsun?" Alin yüzünü yüzüne yaklaştırıp fısıltı şeklinde çıkardı sesini. "Yorgunluğunu alıyorum." Yaşadığı şey veya yaşayacağı şey tamamen yanlıştı. Yanlıştı ve koca bir hataydı. Erdem kızın elini bacağından çekip "Olmaz." dedi.
Afallamış gözlerle bakan Alin'i umursamadan yataktan kalkıp kızdan uzaklaştı. Bunu istemiyordu. Kapıya adımlayıp kapıyı açtı. Alin kibarca kovulduğunu anlayınca yataktan kalkıp yavaş adımlarla odadan çıktı. Kapıyı kapatırken odadan çıkan Alin'i gören ve gözlerinin içine bakan Özgür'ü umursamadı.
*
"Özgür hadi!" Aradan geçen dört günde hiçbir şey olmamış herkes işine gidip gelmişti. Özgür bu akşam arkadaşlarıyla çıkacağını söyleyince annesi Erdem'i gitmesi için zorlamıştı. Hala aralarının kötü olduğunda şüpheleniyorlardı ama araları düzelmiş sayılırdı.
Beş dakikaya hazırlanıyorum diyen Özgür'ü tam yarım saattir bekliyordu Erdem. Ağaca dönüşmeye başladığını düşünürken merdivenden inen Özgür'ü gördü. Üstüne yapışan dar kısa kollu tişört ve kalçalarına yapışan bol paça pantolonla fazla seksi görünüyordu. En azından Erdem içinden öyle geçirdi.
Kulağına küpe takmış ve kollarını bilekliklerle doldurmuştu Özgür. Erdem onu genelde takım elbiseyle veya eşofmanla gördüğü için bu haline şaşırmıştı. Onun üzerinde asla hayal edemeyeceği bir kombin hayal edemeyeceği kadar yakışmıştı.
"Sonunda." Özgür Erdem'in dediğini umursamadan kapıya doğru adımladı. "Benim arabamla gidelim." Özgür arabanın anahtarını Erdem'e attıktan sonra sol koltuğa oturdu. Kırmızı bir yarış arabası vardı.
Sessizliği bozan yine Özgür olmuştu. "Gerçekten ibne dediğin arkadaşlarımla tanışmak istiyor musun? Bak Erdem, arkadaşlarım kırmızı çizgimdir. Onların yanında da saçmalayıp durma."
Erdem çatılan kaşlarına rağmen gözlerini yoldan çekip Özgür'e bakmadı. "Eyvallah." Kurduğu cümleye Özgür göz devirirken gidecekleri yere yaklaşmışlardı. Yaklaşık 10 dakika sonra barın kapısının önündelerdi. Erdem arabayı valeye verirken Özgür kombinine son kez baktı telefonundan. Bu tarzını seviyordu. Gerçek Özgür buydu.
Yüksek sesli mekana girdiklerinde Erdem sağır olacağını düşündü. Böyle mekanlar ona çok uzaktı. Hiç tanıdık olmayan yerde yavaş adımlarla Özgür'ü takip etmekten başka bir şey yapmıyordu. Dans pistini gören loca birkaç basamak üstteydi. Barın en güzel yeri orası denebilirdi. Mekan Özgür'ün arkadaşının olduğu için en güzel yerde de onlar oturacaktı.
Erdem de dahil hepsi içmişti. Özgür, Efes, Kaan ve Mete. Erdem Özgür'ün arkadaşlarıyla tanışmıştı. Hepsi iyi çocuklardı aslında. Erdem'in gözündeki kötü imajları silinmişti bu geceyle. Kaan ve Mete işimiz var diyerek gitmişti.
Masada duran içkiden bir yudum daha aldı Erdem. Sarhoş değildi. Kolay kolay sarhoş olmazdı. "Hadi dans edelim." Aynı şeyi Özgür için söylemek ise mümkün değildi. Saçları dağılmış ortamın sıcaklığından yanakları kızarmıştı.
Efes'in elinden tutup piste götürdüğünde Erdem'in onu izlediğinden habersizdi. Sarı saçlarını sallıyor zıplayarak dans ediyordu Özgür. Hayatı özgür hissediyordu. Efes bazen onu döndürüyor başı döndüğü için birkaç saniye sağa sola adım atıyordu.
Erdem izlediği görüntülerle içinde bir şeylerin değiştiğini hissetti. Bunun adını kendisi de bilmiyordu. Sadece gözlerini Özgür'den ayıramıyordu. Kalbi hızlanmıştı, göz bebekleri parlıyordu. Böylesine dans eden çocuğu izlerken nefes alışı bile değişmişti.