"Erdem.. sana gidelim."
Ses fısıltı kadar sessizce çıktı dudaklarının arasından. Karşısında tutunduğu Erdem olmasa bayılabilirdi. Bu kadar özlediğinin farkında bile değildi.
Gözlerini açtığında Erdem'in de ondan farklı olmadığını gördü. Esmer tenli karşısında gözlerini kapatmış nefesini düzenlemeye çalışıyordu.
Yavaşça gözlerini araladı Erdem. "Özgür, şimdi olmaz. Her şeyi halletmem lazım." Karşısındaki beden birkaç adım geriye gitti. "Hep böyle mi olacak?" Bir sitem cümlesi gibi çıkmıştı ama gerçek bir soru cümlesiydi sorduğu. "Seni beklemek istemiyorsam Erdem?" Cümlesine devam etmedi.
Erdem'in gözlerinin koyulaştığını gördü. Yutkunmasıyla adem elması hareket etti. "İstemiyor musun?" Sesi ilk cümlesine karşın sessiz çıkmıştı. Özgür 'istiyorum' demek istedi. Hayatımda hiçbir şeyi istemediğim kadar.
Özgür'den cevap almayınca birkaç adım gerileri Erdem. Sessizlik son beklediği şey bile değildi. Elindeki sigara izmaritini gördüğü küllüğe bıraktı. "Ben gidiyorum." Ceketi hala Özgür'ün kollarındayken çıkmak için kapıya yöneldi.
"Gecenin 2sinde beni aramanın nedenini öğrenebilir miyim abi?" Eve geldiğinden beri galeri açılışını hızlandırmaya çalışıyordu Erdem. "Kayra bana en acilinden bir organizasyon lazım. Galeri açılışı için ne gerekiyorsa çocuklara söyleyip hazırlayabilir misiniz?"
Kayra zaten bir organizasyon şirketinde çalıştığı için Erdem'in aklına ilk o gelmişti. "Tamamdır ayarlarız." Karşılıklı telefonları kapattıklarına geriye kalan şeylerden diğerini halletmek için Salih'i aradı Erdem.
"Alo?" "Efes?" Yine birlikteler diye geçirdi içinden Erdem. "Salih yok mu?" Derin bir nefes sesi geldi telefondan. "Napıcaksın Salih'i?"
"Arkadaşım değil mi? Konuşacağız." Efes'in tavırlarını bağladığı tek şey Özgür'den ayrılmam olabilir diye düşündü Erdem. Eğer Özgür tüm yaşananları anlattıysa Efes'in ona soğuk yapması normaldi.
Telefonun başından Salih'in sesini duydu. "Kim arıyor aşkım?" "Bizim ex eniştemiz senden bir şey isteyecekmiş de." Araya Erdem girdi. "Efes düzgün konuş. Oraya gelip ağzını yüzünü dağıtmak istemiyorum."
"Efendim Erdem?" Arkadan Efes bağırdı. "Terk etmedin mi çocuğu? Bana yaptığın atar hiçbir şeyi değiştirmez Erdem." Efes'i duymamış gibi konuşmaya başladı. "Mekanı açıyorum. Açılış tarihin yaymamız lazım. Nasıl yapabiliriz?" diye sıraladı cümlelerini. "Tamam ben ayarlarım bir şeyler. Ne zaman olacak?"
Erdem durdu ve düşündü. Dört gün sonra Ali Ulusoy'un önemli bir toplantısı olduğunu hatırladığında telefondaki sese "Dört gün sonra." dedi.
Dört gün sonra
Çalan alarm sesiyle uyandığında hayatındaki yeni dönüm noktasının heyecanı vardı içinde. Gergin ve bir o kadar heyecanlıydı. Aklındaki şeyleri yapabilirse savaşı kazanmış sayacaktı.
Yıllar önce babası vefat ettiğinde fark etmeden başlattığı savaşı bugün sona erdirecekti.
Kahvaltısını yaptı ve takım elbisesini bir askıya takarak yanına aldı. Mekan hallolduktan sonra açılış için üzerini değiştirecekti.
Galerinin önünde onu bekleyen arkadaşlarını gördüğünde gülümsedi Erdem. "Hoşgeldiniz." Kapalı kepenkleri bastığı kumandayla açarken ıslık sesleri yükseldi. İçerideki arabalar lüks markalardı. "Napıyoruz şimdi?" Salih'in sorusuyla Kayra açıklamaya başladı.
"Abi şimdi atıştırmalıklar yerleştirilecek birkaç masaya. Birkaç balon asılacak. Bir de kürsü gibi bir şey lazım Erdem abinin konuşması için." Salih ellerini konuşan kardeşinin saçlarına atıp karıştırdı. "Hadi başlayalım."
Galerinin önceki sahibinin yaptırdığı çok güzel bir ses sistemi vardı. Önce telefonu hoparlöre bağlayıp şarkı açtılar. Sırayla işlere koyuldular.
"Benim kıza evlenme teklif ediyim diyorum." Kamil'in sesiyle herkes ona döndü. "Yakışır kardeşime." Aralarındaki evlenmeye en istekli kişinin o olduğunu bildikleri için şaşırmadılar. "Et kardeşim. Bazen bazı şeyler için çok geç olabiliyor."
Aklına gelen düşüncelerle dışarı çıktı Erdem. Cebinden bir sigara çıkartıp yaktı. Bir eli sigarasını tutarken Özgür'e yazdı. Onu açılışa davet edicekti.
Eğer gelirse Erdem savaşını kazanmış olucaktı.
Gelmezse aşkını içine gömüp yaşamaya çalışacaktı.
Özgür'le yaşadıkları geldi gözünün önüne. Hayatının hiçbir döneminde hissetmediği şeyleri hissettirmişti ona Özgür.
Sigarası bittiğinde galerinin içerisindeki ona ait odaya adımladı. Takım elbisesini giyecekti. Gazetecileri ve haber kanallarını bu açılışa çağırmıştı Erdem. Söyleceği şeyleri herkesin duyması lazımdı.
Eli kravatındayken ona kravat bağlatmaya gelen çocuğu hatırladı. İlk defa o kadar yakından gördüğü için afallamış kravatı bile bağlayamamıştı. Gözünün önüne getirdiği görüntüler ona anlamlı bir gülümseme sundu.
"Hoşgeldiniz." Basın gelmişti. "Çok teşekkür ederiz bizi çağırdığınız için." "Asıl ben teşekkür ederim hayatımdaki en özel günü paylaşmak istediğiniz için."
İkramlıklar insanlara sunulurken bir yandan da arabaları geziyorlardı. Erdem'in gözleri ihtiyaçla Özgür'ü aradı. Gelmeliydi. Gelmezse yaşama açtığı savaşa kaybedecekti. Ama gelmemişti.
"Arkadaşlar sizi şöyle alalım. Bir kurdele kesme törenimiz sonrasında da açıklamamız olacak." diyerek galerinin içindekileri uzaklaştırmaya çalışıyordu Salih. Erdem göğsünü daraltan düşünceleri uzaklaştırmaya çalışarak not aldığı kağıdı çıkarttı cebinden. Konuşacağı şeylerin özeti yazıyordu.
Emin misin diye sordu kendi kendine. Dört gündür sorduğu ve cevabını alamadığı tek soruydu bu. Özgür'ün hayatını mahvetmekten korkuyordu.
Kürsünün başına geçti. Hoparlör sistemi mikrofona bağlanmıştı. "Öncelikle hepiniz hoş geldiniz." Gelen alkış sesiyle durdu. Etrafa bakma ihtiyacı hissetti. Gözlerini önündeki kağıttan kaldırdı. Ona bakan Özgür'ü gördü. Gelmişti. Dudaklarına naif bir gülümseme kondurarak bakışlarını önündeki kağıda tekrar çevirdi.
Artık emindi. Her şeyin başlamasına çok az kalmıştı.
"Bu güzel günde yanımda olduğunuz için teşekkür ediyorum. Sabahtan beri burada olup çabalayan arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Yıllar önce kendime verdiğim savaşı hatırlattığı.." Durdu. Ve yutkundu. "ve benim bir şeyler başarabileceğime inanmadığı, içimdeki hırslı kişiliği açığa çıkarttığı için Ali Ulusoy'a teşekkür ediyorum."
Etrafta büyük bir sessizlik oluştu. Herkes cümlenin böyle devam edeceğini bilmediği için afallamıştı. "Her şeyden önemlisi... bu cümleyi sona bırakmak istedim çünkü unutulmasını istemiyorum."
Emin misin diye tekrar sordu içindeki ses. Kalp atışları düzensizleşti. Onu medyayla tehdit eden Ali Ulusoy'a karşı medyanın önünde sevgililiğini açıklayacaktı.
"Her şeyden önemlisi ne yaparsam yapayım yanımda olan ve gelecekte de yanımda olacağını bildiğim sevgilim Özgür Ulusoy'a teşekkür ediyorum."
Herkes sustu. Birkaç kişi saniyeler sonra alkışlamaya başlarken bir kesim duyduklarının doğruluğunu sorguluyordu. Erdem ona koşan Özgür'ü gördü. Gözleri dolmuştu.
Boynuna atlayan bedenin belini sardı. "Seni seviyorum Özgür." Sarıldığı bedenin kokusunu içine çekti.
"Seni seviyorum Erdem."
E bu bitti :,(
Öncelikle yorumlarınınz benim için çok değerli olduğunu söylemek ve diğer hikayelerim için hesaba davet etmek istiyorum
Sizi seven yazarınızz
Bakmayın böyle takıldığıma yazarken benim için de hiç kolay olmadı :((((